bir yanık yürek, bir kuru göz
’Aşksızlığa mahkum edildiyse bu dünya yansın’.
Yanıyoruz, için için; gözyaşlarımız bile içimize akıyor artık. Son yağmur tanesi düştüğünde toprağa son kez mi kaldırmıştık ellerimizi Mevlaya. Böyle acı, kurak havalarda çobanlar aç kurt sürülerinden bahsederler. Tıpkı ruhlarımızı , gölgelerimizi kavuran güneş gibi sinsice ; farkedildiğinde artık geç sayılan.
Kuruyoruz, tarlada başağıyla buğdayın, nehirlerin kumuyla, puluyla balıkların, ahıyla bir günahın; kuruyoruz.Sular kaçıyor mu ne bizden; ağlamadıkça yanmadıkça, sular kaçıyor mu ne; bulutlara binip geceleri? Taa.. Asyanın ortasından bunun için mi kaçıp gelmiştik rum ellerine
Susuz hayvancıkların dili değmeden yere, çözülmeden dağların buzulu, çözülse dilimiz.
Biz kimleri küstürdük, neleri, hangi sevdiklerimizi unuttuk ki bulutlar da bize küs. Çobanaldatanlar, çit sarmaşıkları yok artık .Demek ki analarımızın elleri bizim dudaklarımız değmediğinden kurudu ki, müstehak kılındık.En son kime sevgiyle baktık, hangi yoksula var olduk, hesapsız açılmaz oldu ellerimiz hep menfaat hep menfaat..
Güneşi kim kızdırdı ki bu kadar öfkeli dikleniyor tepemize, bulutlar girmez mi aramıza, ıslatmaz mı yalnızlığımızı, kan değdi çatlak toprağımıza, haram mı girdi ki kursağımıza? Taşların yosunlu yüzüde kuru artık. Kuşlar hep feryat hep feryat..
Bir yanık yürek, ağlamaktan kuru bir göz gerek bize; geceleri ıslanmış bir seccade , umutlarını yollara yatırmış bir anaya vefa gerek. Klimaya yuva yapmış kumruyu küstürmemek gerek. Açılmış elleri boş göndermemek gerek kapıdan. Bir yanık yürek, ağlamaktan kuru bir göz gerek.Ve hesapsız, çıkarsız, zararsız sevmek gerek.
Tanrı misafirlerimiz vardı, gittiler.Her andığımızda koşan iyi komşularımız vardı, gittiler.Çığlık, çığlık kırlangıçlarımız vardı, gittiler.Turnalarımız vardı, en azından türkülerimizdeydiler; gittiler. Zenginliği adamlık olan zenginlerimiz vardı; bittiler.Kara kara bulutlar, sarı sarı yüzlerimize bakıp bakıp gittiler.
Küresel ısınma öncelikle yüreklerimizi ısıtsın. Çatlamış dudaklarımız merhamete ve duyguya kansın. Eğer, aşksızlığa mahkum etmişsek bu dünyayı; yansın...