- 3472 Okunma
- 2 Yorum
- 0 Beğeni
Yerköy Hacıuşağı Köyü'nde Çiğdem Pilavı
Yerköy Hacıuşağı köyünde Çiğdem Pilavı törenine katıldık ve muhtar Bayram Caygın’ın konuğu olduk.Mahalli basından temsilci arkadaşlarımızla, Bozok Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi öğrencileri: Pınar Sayın, Büşra Turan, Nimet Ünlü, Dilek Peker, Yozgat Şairler Yazarlar Birliğinden Osman Yüksel, Erdoğan Bektaş birlikte bir minibüse binerek Yerköy Hacıuşağı Köyünün yolunu tuttuk.
Yerköy’e varınca bize rehberlik edecek, Genç Sanayici İşadamları Derneği Başkanı Ayhan Çelik ve Programa sazıyla eşlik edecek olan Yerköy Halk Aşıkları Derneği Başkanı Kadir Öğren’i de aracımıza alarak yola devam ettik.Uzun bir yolculuktan sonra Hacıuşağı köyüne ulaştık. Köy Muhtarı Bayram Caygın bizi köy girişinde karşıladı.
Bozok Üniversitesi Fen- Edebiyat Fakültesi öğrencileri unutulmaya yüz tutmuş halk gelenekleri, halk oyunları, örf ve adetlerini araştırmak üzere görevlendirilmişler, bu amaçla çevre köylere dağılmışlardı. Bize Hacıuşağı köyünü dostumuz, arkadaşımız Ayhan Çelik önermişti.
Baharın gelişini haber veren ve köylerde köy çocukları tarafından yaşatılan “ Çiğdem Pilavı” geleneğini kayda alıp çiğdem pilavı törenini görüntüleyecektik.
Hacıuşağı’na ulaştıktan sonra çocuklarla birlikte maceralı bir Çiğdem kazma törenine tanıklık ettik. Bu yıl kar yağışının az olması nedeniyle sadece yüksek tepelerin eteğinde çiğdem bulup kiskiçle bunları söken çocuklarla muhabbette koyulmuştuk. Sonra çocuklar bunları çalı -dikenlerinde gösterime hazırlayarak köyü dolaşmaya başladılar.
Çiğdem çiğdem çiçecik
Ebem oğlu kösecik,
(Emmioglu küçücük)
Yağ verenin oğlu olsun
Bulgur verenin kızı olsun…”
Manileri köy sokaklarında yankılanmaya başladı.Alınan yağlar ve bulgurlar köy muhtarının evinde toplanıp muhtar Bayram Caygın’ın hanımı tarafından “Çiğdem Pilavına” dönüştü ve bu pilav eski bir Türk geleneği olarak misafirlere ikram edildi.
Bizlere ikram edilen Çiğdem Pilavını kaşıklarken (Kendisi de Aşık ve ozan olan) Muhtar Bayram Caygın dan kendi şiirlerini dinledik. Biz köylülerle sohbet ederken Üniversite öğrencileri de bütün bu olan biteni de kayda alıyor, çekilen fotoğraflarla ve kameralarla yaşanılan anları görüntülüyorlardı.
YERKÖY HACIUŞAĞI’IN DA SAHİPSİZLİĞİ GÖRÜNTÜLÜYORUZ
Köyler boşalmış, göç vermeye devam ediyor. Tarım- hayvancılık can çekişiyor. Köyde hayat durmuş, köylü bitikleri yaşıyor. Köylünün perişan haline üzülmedik desek yalan olur. Köyler hayalet kentlere dönüşmüş. Ne bir hayvan sesi, ne de horoz sesi var. Hatta havlayan köpeklere bile rastlamadık. Bu durumu muhtara sorduk. Muhtar bizden daha dertli çıktı ve “Köyler boşaldı, neyin sesini duyacaksınız ?” diyordu.
Köyün geçim kaynağı tarım ve hayvancılıkmış.Önceleri bir hayli yaygın olan hayvancılık bitmiş. Hayvan para etmediği için koyun, keçi, sığır gibi hayvanları ellerinden çıkarmışlar. Pazar ağı bulamadıklarından yakındılar:”Yem pahalı, hayvan ucuz, neden besleyelim ki?..” diye dert yanıyorlardı. Hayvancılık ve tarım teşvik görmeli, köye geri dönüşüm sağlanmalı, köylü işsiz kalmamalı, üretime devam edilmeli, diyorlardı…
Hacıuşağında internet ağı yokmuş, köyün camisi eski- minaresi de olmadığı için köylüler bundan da dertlendiler. Sabit telefonlarımız çalışmıyor, cep telefonları çoğu yerde çekmiyor, internet bağlantısı kurulamıyor diye sıkıntılarını dile getirdiler. Bölgenin beklentisi olan İnandık Barajının ihalesi yapılmamış. Köylü sulu tarıma geçemediği için tarımdan da yüzleri gülmüyormuş.
Köylerde üretim teşvik edilmeli, tarıma canlılık kazandırılmalı, hayvancılık desteklenmeli ve köye geri dönüşüm teşvik edilmeli düşüncesini köylülerle birlikte paylaştık…
Hacıuşağı Köyünde Tuluğçe Tepe adıyla bir höyükten söz edildi. Halkın inanışına göre (yatırı olan) bu tepeden ağaç kesenlerin başına bir bela musallat oluyormuş. Köylüler bunu bildikleri için oradan ağaç getirmiyorlarmış. İster efsane olsun, isterse gerçek Tuluğçe Tepe de ki yatır ağaçlarının kesilmesine karşı çıkıyormuş!…
Yerköy -Susuz -Salmanlı istikametinde devam eden karayolu Hacıuşağı’nın tam ortasından geçiyor. Köy girişinde tehlikeli bir viraj var. Şoförleri yanıltan bu viraj tehlike saçıyor. Bu virajın neden kaldırılmadığını soruyoruz. Muhtar defalarca müracaat ettikleri halde bir netice alamadıklarını ifade edince bizde üzülüyoruz. Hani ne derler:”Göz bakıyor, su akıyor” belli ki bu viraj Azraile davetiye çıkarıyor.( Acaba kuzu virajımı diye düşünmekten de edemiyoruz!..)
Çiğdem Pilavı töreni için gittiğimiz Yerköy Hacıuşağı köyünde sıkıntılarla- dertlerle- yoksullukla- çaresizlikle hatta terk edilmişlikle karşılaşıyoruz…Köyler boşalmış, köylü perişan, tarım can çekişiyor, hayvancılık bitmiş… Mutlaka bunların plan ve projeler dahilinde yeniden düzenlenmesi gerekiyor.
Maceralı Hacıuşağı yolculuğumuzda bize aracıyla kaptanlık eden Cihan Delibaşı’na, dostum Ayhan Çelik’e, Aşık Kadir Öğren’e ve köy muhtarı Bayram Caygın’a, hanımına, oğlu İlker Caygın’a ve yiğeni Abdullah Yorulmaz’a çok teşekkür ediyoruz.
YORUMLAR
Yerköy Hacıuşağı Köyü'nde Çiğdem Pilavı
Yerköy Hacıuşağı köyünde Çiğdem Pilavı törenine katıldık ve muhtar Bayram Caygın’ın konuğu olduk.Mahalli basından temsilci arkadaşlarımızla, Bozok Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi öğrencileri: Pınar Sayın, Büşra Turan, Nimet Ünlü, Dilek Peker, Yozgat Şairler Yazarlar Birliğinden Osman Yüksel, Erdoğan Bektaş birlikte bir minibüse binerek Yerköy Hacıuşağı Köyünün yolunu tuttuk.
Yerköy’e varınca bize rehberlik edecek, Genç Sanayici İşadamları Derneği Başkanı Ayhan Çelik ve Programa sazıyla eşlik edecek olan Yerköy Halk Aşıkları Derneği Başkanı Kadir Öğren’i de aracımıza alarak yola devam ettik.Uzun bir yolculuktan sonra Hacıuşağı köyüne ulaştık. Köy Muhtarı Bayram Caygın bizi köy girişinde karşıladı.
Bozok Üniversitesi Fen- Edebiyat Fakültesi öğrencileri unutulmaya yüz tutmuş halk gelenekleri, halk oyunları, örf ve adetlerini araştırmak üzere görevlendirilmişler, bu amaçla çevre köylere dağılmışlardı. Bize Hacıuşağı köyünü dostumuz, arkadaşımız Ayhan Çelik önermişti.
Baharın gelişini haber veren ve köylerde köy çocukları tarafından yaşatılan “ Çiğdem Pilavı” geleneğini kayda alıp çiğdem pilavı törenini görüntüleyecektik.
Hacıuşağı’na ulaştıktan sonra çocuklarla birlikte maceralı bir Çiğdem kazma törenine tanıklık ettik. Bu yıl kar yağışının az olması nedeniyle sadece yüksek tepelerin eteğinde çiğdem bulup kiskiçle bunları söken çocuklarla muhabbette koyulmuştuk. Sonra çocuklar bunları çalı -dikenlerinde gösterime hazırlayarak köyü dolaşmaya başladılar.
Çiğdem çiğdem çiçecik
Ebem oğlu kösecik,
(Emmioglu küçücük)
Yağ verenin oğlu olsun
Bulgur verenin kızı olsun…”
Manileri köy sokaklarında yankılanmaya başladı.Alınan yağlar ve bulgurlar köy muhtarının evinde toplanıp muhtar Bayram Caygın’ın hanımı tarafından “Çiğdem Pilavına” dönüştü ve bu pilav eski bir Türk geleneği olarak misafirlere ikram edildi.
Bizlere ikram edilen Çiğdem Pilavını kaşıklarken (Kendisi de Aşık ve ozan olan) Muhtar Bayram Caygın dan kendi şiirlerini dinledik. Biz köylülerle sohbet ederken Üniversite öğrencileri de bütün bu olan biteni de kayda alıyor, çekilen fotoğraflarla ve kameralarla yaşanılan anları görüntülüyorlardı.
YERKÖY HACIUŞAĞI’IN DA SAHİPSİZLİĞİ GÖRÜNTÜLÜYORUZ
Köyler boşalmış, göç vermeye devam ediyor. Tarım- hayvancılık can çekişiyor. Köyde hayat durmuş, köylü bitikleri yaşıyor. Köylünün perişan haline üzülmedik desek yalan olur. Köyler hayalet kentlere dönüşmüş. Ne bir hayvan sesi, ne de horoz sesi var. Hatta havlayan köpeklere bile rastlamadık. Bu durumu muhtara sorduk. Muhtar bizden daha dertli çıktı ve “Köyler boşaldı, neyin sesini duyacaksınız ?” diyordu.
Köyün geçim kaynağı tarım ve hayvancılıkmış.Önceleri bir hayli yaygın olan hayvancılık bitmiş. Hayvan para etmediği için koyun, keçi, sığır gibi hayvanları ellerinden çıkarmışlar. Pazar ağı bulamadıklarından yakındılar:”Yem pahalı, hayvan ucuz, neden besleyelim ki?..” diye dert yanıyorlardı. Hayvancılık ve tarım teşvik görmeli, köye geri dönüşüm sağlanmalı, köylü işsiz kalmamalı, üretime devam edilmeli, diyorlardı…
Hacıuşağında internet ağı yokmuş, köyün camisi eski- minaresi de olmadığı için köylüler bundan da dertlendiler. Sabit telefonlarımız çalışmıyor, cep telefonları çoğu yerde çekmiyor, internet bağlantısı kurulamıyor diye sıkıntılarını dile getirdiler. Bölgenin beklentisi olan İnandık Barajının ihalesi yapılmamış. Köylü sulu tarıma geçemediği için tarımdan da yüzleri gülmüyormuş.
Köylerde üretim teşvik edilmeli, tarıma canlılık kazandırılmalı, hayvancılık desteklenmeli ve köye geri dönüşüm teşvik edilmeli düşüncesini köylülerle birlikte paylaştık…
Hacıuşağı Köyünde Tuluğçe Tepe adıyla bir höyükten söz edildi. Halkın inanışına göre (yatırı olan) bu tepeden ağaç kesenlerin başına bir bela musallat oluyormuş. Köylüler bunu bildikleri için oradan ağaç getirmiyorlarmış. İster efsane olsun, isterse gerçek Tuluğçe Tepe de ki yatır ağaçlarının kesilmesine karşı çıkıyormuş!…
Yerköy -Susuz -Salmanlı istikametinde devam eden karayolu Hacıuşağı’nın tam ortasından geçiyor. Köy girişinde tehlikeli bir viraj var. Şoförleri yanıltan bu viraj tehlike saçıyor. Bu virajın neden kaldırılmadığını soruyoruz. Muhtar defalarca müracaat ettikleri halde bir netice alamadıklarını ifade edince bizde üzülüyoruz. Hani ne derler:”Göz bakıyor, su akıyor” belli ki bu viraj Azraile davetiye çıkarıyor.( Acaba kuzu virajımı diye düşünmekten de edemiyoruz!..)
Çiğdem Pilavı töreni için gittiğimiz Yerköy Hacıuşağı köyünde sıkıntılarla- dertlerle- yoksullukla- çaresizlikle hatta terk edilmişlikle karşılaşıyoruz…Köyler boşalmış, köylü perişan, tarım can çekişiyor, hayvancılık bitmiş… Mutlaka bunların plan ve projeler dahilinde yeniden düzenlenmesi gerekiyor.
Maceralı Hacıuşağı yolculuğumuzda bize aracıyla kaptanlık eden Cihan Delibaşı’na, dostum Ayhan Çelik’e, Aşık Kadir Öğren’e ve köy muhtarı Bayram Caygın’a, hanımına, oğlu İlker Caygın’a ve yiğeni Abdullah Yorulmaz’a çok teşekkür ediyoruz.
GÜEL BİR ETKİNLİK ÇOK HOŞ BİRLİKDELİK VE ŞAHANE BİR PAYLAŞIM TEŞEKKÜR EDERİM.