- 1702 Okunma
- 10 Yorum
- 0 Beğeni
FACİT HESAP MAKİNESİ
Ben, yirmi üç yıldır, Maliye’ de memur olarak çalışıyorum. Yirmi üç yıl önce, Şubat ayının, yirmi ikisinde, Bolu İli, Mudurnu İlçesinde, Malmüdürlüğünde göreve başladığım ilk gün, neredeyse heyecandan ölecek gibiydim.
İlk çalıştığım yer olan Malmüdürlüğü, iş hayatımdaki en önemli ve değerli yerlerdendir. Liseyi bitirmiş ve iş hayatına orada başlamıştım. İdealist bir memurun heyecanı vardı üzerimde. Benden büyük çalışanlara, saygı gösterir ve onlardan, meslek ile ilgili bilgileri öğrenmek için can atardım.
Oradan, evliliğim nedeniyle Bolu merkeze geldim. O günden bu yana da çalışmaya devam ediyorum. İş hayatındaki, zorlukları ve bize kazandırdıklarını düşündüğümde ise içimden, aileme teşekkür ederim. Çalışmamı nasip ettiği için de Allah’a şükrederim. Günümüzde yaşanan, işsizliği düşündükçe, kendimi çok şanslı hissederim.
İş yoğunluğum nedeniyle, işe başlama tarihimi unutmuş olmalıyım. Bir aydan fazla bir zaman geçmiş neredeyse. Benim işim, sayılarla ve hesaplarla. Her ne kadar, teknolojinin, nimetlerinden faydalansam da, işim gereği dikkatli bir şekilde çalışmak zorundayım. Verilen görevleri de zamanında ve eksiksiz yapmak zorundayım. İşimi seviyorum. Fakat çok yoruyor beni. İki gündür, tutturmakta güçlük çektiğim hesaplarla uğraşırken, mesai saatinin geldiğini bile anlamadım. En nihayetinde, bitirdim işimi. Çayımı söyledim ve rahatlamış bir şekilde masama oturdum. Bir an, çok eskilere gitti düşüncelerim.
İlk işe başladığım zamanlarda, bir çeşit hesap makinesi sayılan, “ Facit “ adı verilen ve yan tarafındaki kol ile çevrilerek hesap yapılan bir alet vardı. Ben çok az çalıştım onlarla. Bizden önceki büyüklerimiz onunla yaparlarmış hesaplamalarını. Ay sonunda, hesap tutmadığında, hesabı tutturmak için bir araya gelirdik. Her birimiz eline, toplanmış ve zarfların içine konulmuş olan sarf evraklarını takip ederek, yanlış rakamı bulmaya çalışırdık. Ben, onlardan çok genç olduğum için çok eğlenirdim bu işten. İş esnasında, bir taraftan da şakalar yapardık. İş bittikten sonra da, çaylar gelir ve keyifle yudumlardık.
Hatta bu hesap tutturmalarıyla ilgili bir de, dilden dile yayılan, fıkra niteliğinde bir olayı duymuştum.
Bizim maliyecilerden bir tanesi, günlerce uğraşmış fakat hesaplarını denk getirememiş. O zamanlar, hesaplar İlçelerden, İl merkezine kurye ile çuvallar içinde gelir, İlde bir araya getirilir ve görevlendirilen bir memur, onları Ankara’ ya Maliye Bakanlığına götürürdü.
Adamın başı dönmüş, aramış günlerce fakat hatayı bulamamış. En sonunda, çıldırma noktasına gelmiş olmalı ki ; eline bir kalem kağıt almış. Başlamış yazmaya ,
……………
Müdürlüğü : Mal
İlçesi : Çal
Hesabı şu kadar tutturamadım. Ekte gönderiyorum al.
Bu yazdığı notu da, hesapların olduğu zarfın içine koyarak göndermiş. Bundan sonra ne olmuş bilmiyorum. Benim duyduğum bu kadardı. Duyduğumda, gülmekten neredeyse yerlere yatmıştım. Aradan kaç yıl geçmesine rağmen unutmadım.
Düşüncelerimden sıyrıldığımda, şöyle bir etrafıma baktım. Teknolojinin nimetlerinden faydalandığımız halde hiçbir şey değişmemişti. Yine eskisi gibi evraklar vardı. Yaptığımız iş ,yine aynıydı.
Sadece değişen, aktörleriydi. Bizden önce çalışanlar emekli olmuş, yerlerine bizi bırakmışlardı. Yaklaşık olarak üç yıl sonra da ben, benden sonrakilere bırakacağım nasipse yerimi. Ha değişen bir tek şey vardı aslında, samimiyet ve yardımlaşma. Az daha en önemli şeyi unutuyordum.
YORUMLAR
Eskiden hesap makinesi deyince, sadece Facit akla gelirdi. Şimdi bin tane marka ve çeşit var. Hatta hesap makinelerinin görevini bile bilgisayarlar yapıyor. Sadece o eski samimiyetin ve dayanışmanın yeri dolmadı ve dolmayacak da galiba...
Fikret TEZAL tarafından 3/16/2010 10:29:30 AM zamanında düzenlenmiştir.
1985 yılının soğuk bir Mart ayında işe başlamıştım. Enerji sektöründe çalıştığım için. reaktif enerji hesaplarını çıkartmamız derekiyordu ve bu hesapları da facit makina ile çıkartacaktık. Ben kulalnmasını bilyordum ama çıkartma, toplama ve çarpma yapabiliyordum. Reaktif enerji hesabını yapmasını bilmiyordum. Benim şefim olan abiye soruyorum o bana söylüyor ama ben bir türlü anlamıyorum. Çünkü o kadar hızlı yapıyor ki. Sonunda çok sinirlenmiş olmalı ki, bana bağırmaktansa makinayı önüne çekip, "Bunu buna buna böleceksin, çıkan sayı ile de reaktif enerjiyi çarpacaksın. sonra da yüzdesini alacaksın " diye sert sert söyledi ve o son olmuştu.
O makina hiç masamdan başka yere gitmedi ta ki normal hesap makinaları gelene kadar. Çünkü her türlü hgesabı önüme bırakıvermişerdi.
Beni yirmi beş yıl öncesine götürdü yazınız Nermin hanım. Çok güzeldi sevgiler yüreğinize
sayfalarca toplarsın çıkarırsın hesap tutmaz. Bu günün on kuruşu hemen hemen o günlerinde on kuruşuydu. Ama tutturman lazımdır. Bu günün parasıyla 100 lira vermeye razısındır. Ama olmazzz .. İllaki hesaplar denk gelecek. Fasit tin kolu ileri geri döner. Dalga geçiyor gibi arada birde çınnn çınnn öter. Nermin hanım asker olmama rağmen kantin görevlerimde bende çokkk çevirdim o fasit in kolunu...Ama o günler iyiydi.. Devrede insan vardı . Ama şimdi öylemi yaa.Teknoloji gelişti insan devreden çıktı.Onlarcasını hurdaya ayırdım onların şimdi bir tanesi olsada konuşsam o "Fasit" lerle...Ama diziler bizi konuşturmaz ki... Muhabbetimizi keserler... Beni eskilere götürdünüz . Selam ve Saygılar...
NERMİN HANIM,BEN DE MEMURLUĞUMUN İLK YILLARINDA BU HESAP MAKİNASI İLE TANIŞMA İMKANIM OLDU.SONRADAN TEKNOLOJİ GELİŞTİKÇE BUNLARDA ANTİKA OLARAK KALDILAR...
GÜZEL BİR ANIYDI...İNŞALLAH HAYIRLISI İLE EMEKLİ OLURSUN DA BOL BOL BİZLERE GÜZEL ROMANLAR YAZARSIN...
SELAM VE SAYGILAR...
Facit “ilk işe başladığımda..çalıştığım birimde bir tane vardı..ve akşam kasa tutturmamız gerekiyor..kim önce kaparsa şanslı..ah çok çekmedik o günlerde..hesap tutturmak zordu..zaten bütün gün yorulmuşsun..vatandaş para işi...ama yinede başarırdık ve çok zevkliydi..çalışmak..şimdi ise herşey çok farklı..bana eski günlerimi hatırlattı güzel yazınız..tebrikler..saygılar..