Aşk, İman ve Korku Dini (20)
Aşk ve İman
İnanma, İman etme aslında gözle görülemeyen, laboratuarlarda test edilemeyen, beş bilinir duyunun algılayamayacağıyla, yani gizli olanla ilgilidir.
Şüpheler içindeyken, şüphelere rağmen inanmak. Kavuşulacak olana, sevgiliye inanmak. Kendinden daha büyük bir güce inanmak, teslim olmaktır inanmak.
O her ne derse doğru kabul edip, düşünmeden, yargılamadan ona teslim olmak. İnsanların tarif ettiğine değil, onun kendini tarif ettiğine teslim olmak, tıpkı aşıklar gibi!
Gölge aşktır insanı bu derece peşinden sürükleyen, koşturan. Gölge aşktır, peşinden koştuğuna kavuşmak için her şeyini yakıp yandıran. Gölge aşktır, kavuşamayacağını anladığında her türlü çılgınlığı yaptıran, bir anda kısa devre yaptırarak intihar ettiren ve öldürten. Ancak kavuşma gerçekleştiğinde, ışık görüldüğünde ise kaybolup giden.
Düşünsene o yokken onun varlığını düşündükçe kalbin çarpıyor heyecanlanıyordun.
Düşünsene onu elde etmek uğruna bütün paranı, malını, aileni hatta varlığını feda etmeye hazırdın.
İşte elde ettin, ne oldu? O geldi aşk uçtu gitti.
Gölgesi bu hale getirirse insanı, ya gerçeği ne yapar hiç düşündün mü?
Bedenin bedene aşkına bakıp ruhun aslına aşkını algılayabildin mi?
Bedeni aşk olan gölge aşkın tezahürü başka, ruhun aşkı olan gerçek aşkın tezahürü ise daha bir başka…
Birinde “ben ve sen” olursun, sevgili gelince aşk uçar gider.
Diğerinde ise aşk gitmez, o gelince seni yakar, yok eder. Sen yok olur gidersin, sadece o kalır. İkilik kalmaz, bütünde bir olursun.
Daha da gerçeği; onun gelmesi için önceden senin yok olman lazım, kendinden geçip, benliğinden çıkman lazım ki o gelsin.
Tıpkı Son peygamberin “ölmeden önce ölünüz”, Goethe’nin “öl ve ol” sözlerinde olduğu gibi, Mevlana’nın, Yunus’un velhasıl ölmeden önce ölmeyi yaşamış ve hissetmiş olanların dediği gibi.
Görmez misin, o mutlak varlık nasıl tarif ediyor? Süslü kılıf ve tuzaklarla aşkı nasıl da iman içinde gizlemiş? Nasıl da söylüyor kalplere sevgi koyan benim diye!
Önce iman diyor ezeli ve ebedi olana,
Önce iman diyor, o mutlak kudrete,
Önce iman diyor, onun her istediğini yaptığına
Önce iman diyor senin onu sorgulama yetkin olmadığına
Önce iman diyor, görmeden duyduklarına ve hiçbir zerrenin onsuz var olup yaşayamayacağına
Önce iman diyor sana senden daha yakın olana
Önce iman diyor senle kalbin arasında olana
Önce iman diyor sana gelen acı ve tatlıya katlanmaya
Önce iman diyor ikiliğe yol açan kalbindeki sevdiklerini birer birer bırakmaya
Önce iman diyor kalbindeki şüphe yağmurundan ıslanmadan
Ve iman teslim olmaktır diyor sevgiliye
Yokluk denizinde var olmaktır diyor aşk yolculuğunda.
Kalbindeki şüphelere rağmen inan, böylesi daha kıymetli diyor.
Her şeyin açık göründüğü günkü inanmaya iman demezler diyor.
O şüpheleri de kalbine koyan benim diyor.
Seni her şüpheli şeyle, tuzaklarla denerim diyor.
Bu iş akıl ötesi diyor. Akılla ispat ettiğin her ne ise ben ondan uzağım diyor.
Sonra da; benim için sevdiklerinden vazgeç, gönlündeki sevgiye rağmen ver onları bana borç olsun diyor.
Bırak onları ki kurtul, vazgeç varlığından ve gel bana diyor.
Doğu-batı, dünyevi yönler önemli değil bana yönel diyor.
Bana yönel ki ben sende olayım diyor.
Ben zaten sendeyim ama hissetmiyorsun, öyle olursa hissedersin diyor.
Kısaca aşka gel, yak, yok et kendini de sende senlik kalmasın diyor.
Yak yok et kendini ki sende ben görüneyim diyor.
Gölgeyi seyretme, perdeyi kaldır, yırt onu, perde arkasındaki gerçeği gör diyor.
Benim ne dilediğime ve ne dileyeceğime minicik aklınla karışma, senin aklın yetmez benim dilememe diyor.
Ne aklın, ne de gücün yeter benim iktidarıma, neden ve niçinlerle beni yargılayıp da tanrılığa soyunma, tagutlar koyma gönlüne, tagutları efendin yapma, onlara köle olma diyor.
Sorgusuz sualsiz bana teslim ol, gönüllere sevgiyi koyan benim diyor.
Dost dostun zahmetine katlanana derler. Bana dost ol da zahmetlere katlan diyor.
Ben de sana dost olursam senin zahmetlerinin vekili ben olurum diyor
Korkularını din edinme, korku başkasındandır, insan hiç kendinden korkar mı diyor.
Korku Dini
Günümüzde iman, korku temelli olarak insanlara aktarılıyor, okumalarına engel olunuyor.
Hata yaptıklarında cehennemde nasıl yanacakları genç ve körpe beyinlere işleniyor, sevgisiz bir inanç kalplere yerleşiyor.
Keith Sherwood; “Bir insanı korku telkin eden inanç sistemi yönettiğinde gerçek olmayan düşünceler gerçek halini alır. Kişi, gerçekte dayanağı olmayan fakat zaman içinde fiziksel hastalıklar meydana getirecek olan üzüntü ve endişelerin kurbanı olur.” Der.
İnsanlar bu şekilde kendilerini olumsuz şekilde programlarlarsa, sevgiden uzak kalırlarsa, yıllar geçtikçe hastalıklara doğru çürüyerek giden bir gemi gibi yol alırlar.
Bir yaz tatiliydi. Akşam eve geldiğinde ilkokul yaşlarındaki kızımın son derece üzgün ve ağlamaklı olduğunu gördüm.
Sorduğumda;
“Arkadaşlarıyla beraber o gün mahalle camisine gittiğini, hocanın günah işlerlerse cehennemde nasıl yanacaklarını anlattığını, çok korktuğunu” söyledi ve bana;
“ Baba, Allah bizi gerçekten yakacak mı? ” diye sordu.
En az 2-3 ay boyunca değişik günlerde kızıma, Allahın insanları çok sevdiğini, asla yakmak istemediğini ve dinimizin sevgi dini olduğu hakkındaki bilgileri dilimin döndüğünce anlattım. Neticede ikna oldu ve yüzü güldü.
Daha çocuk çağda, korkutarak Allahı anlatan, dini korku dini haline getirenlerin bıraktığı miras ortada. Allah’ı sevmeyen ve ondan korkan insanların toplumdaki değer anlayışının boyutları da, başka söze gerek bırakmayacak şekilde ortada!!
Sevgiyi bilmeyen, aşkı anlamayan, sevdiklerini cennete alan, sevmediklerini cehenneme atan, içlerindeki tagutlara hizmet eden bu insanların verebileceği din anlayışıyla birbirini sevmeyen, birbirine düşman insan toplulukları yetişmektedir.
Oysa son peygamber gerçek manada inanma için birbirini sevmenin şart olduğunu söylüyor. Ayrıca “zorlaştırmayınız kolaylaştırınız, korkutmayın, sevdirin” diyor.
Mevlana; “ Bir insan seni haktan ve hakikatten uzaklaştırıyorsa bil ki derisinin altında şeytan gizlidir ” Der.
Kendilerine mal ettikleri, Allah’a has kılamadıkları dinleriyle korku veren ve korkuyu yaşatan insanların, çocuklarımızı hakikate ne kadar yaklaştırdıkları ya da hakikatlerden ne kadar uzaklaştırdıklarını düşünmemiz gerekir.
Sevginin gücünün yaptıramadığı bir şeyi korku nasıl yaptırabilir ki? Dışta yapıyor görüntüsü altında içte yerleşmiş isyanların doğuracağı sonuçlar ortada değil mi? “Zorlaştırmayınız, kolaylaştırınız. Nefret ettirmeyiniz, sevdiriniz” emrini nasıl anlıyoruz acaba?
Hepinize sevgi dolu hayat diliyorum, esen kalın, saygılarımla
Almuti
YORUMLAR
cok güzeldi yine
ruhta olan ask nekadar güzel gercekten tertemiz.
En az 2-3 ay boyunca değişik günlerde kızıma, Allahın insanları çok sevdiğini, asla yakmak istemediğini ve dinimizin sevgi dini olduğu hakkındaki bilgileri dilimin döndüğünce anlattım.
evet dinimiz sevgi ve huzurun yolu.
bende bunu bu sekilde anlatiyorum cocuklarima.
günah ile sevabin arasinda ki farki bir tatli dille anlatmak lazim cocuklarimiza.
korkutarak sogutmalk bile mümkün dinden haklisiniz.
severek okuyorum bütün yazilarinizi zaman buldukca.
yüreginize emeginize saglik
sonsuz saygimla
hicbitmez tarafından 3/18/2010 8:50:39 PM zamanında düzenlenmiştir.
Almuti
Esen kalın
saygılarımla
Almuti
esen kalın
saygılarımla
Önce iman diyor ezeli ve ebedi olana,
Önce iman diyor, o mutlak kudrete,
Önce iman diyor, onun her istediğini yaptığına
Önce iman diyor senin onu sorgulama yetkin olmadığına
Önce iman diyor, görmeden duyduklarına ve hiçbir zerrenin onsuz var olup yaşayamayacağına
Önce iman diyor sana senden daha yakın olana
Önce iman diyor senle kalbin arasında olana
Önce iman diyor sana gelen acı ve tatlıya katlanmaya
Önce iman diyor ikiliğe yol açan kalbindeki sevdiklerini birer birer bırakmaya
Önce iman diyor kalbindeki şüphe yağmurundan ıslanmadan
Ve iman teslim olmaktır diyor sevgiliye
Yokluk denizinde var olmaktır diyor aşk yolculuğunda.
Kalbindeki şüphelere rağmen inan, böylesi daha kıymetli diyor.
Her şeyin açık göründüğü günkü inanmaya iman demezler diyor.
O şüpheleri de kalbine koyan benim diyor.
Seni her şüpheli şeyle, tuzaklarla denerim diyor.
Bu iş akıl ötesi diyor. Akılla ispat ettiğin her ne ise ben ondan uzağım diyor.
Sonra da; benim için sevdiklerinden vazgeç, gönlündeki sevgiye rağmen ver onları bana borç olsun diyor.
Bırak onları ki kurtul, vazgeç varlığından ve gel bana diyor.
Doğu-batı, dünyevi yönler önemli değil bana yönel diyor.
Bana yönel ki ben sende olayım diyor.
Ben zaten sendeyim ama hissetmiyorsun, öyle olursa hissedersin diyor.
Kısaca aşka gel, yak, yok et kendini de sende senlik kalmasın diyor.
Yak yok et kendini ki sende ben görüneyim diyor.
Gölgeyi seyretme, perdeyi kaldır, yırt onu, perde arkasındaki gerçeği gör diyor.
Benim ne dilediğime ve ne dileyeceğime minicik aklınla karışma, senin aklın yetmez benim dilememe diyor.
Ne aklın, ne de gücün yeter benim iktidarıma, neden ve niçinlerle beni yargılayıp da tanrılığa soyunma, tagutlar koyma gönlüne, tagutları efendin yapma, onlara köle olma diyor.
Sorgusuz sualsiz bana teslim ol, gönüllere sevgiyi koyan benim diyor.
Dost dostun zahmetine katlanana derler. Bana dost ol da zahmetlere katlan diyor.
Ben de sana dost olursam senin zahmetlerinin vekili ben olurum diyor
Korkularını din edinme, korku başkasındandır, insan hiç kendinden korkar mı diyor.
BİZE DİYECEK BİR ŞEY KALMAMIŞ.
HER ŞEYİ DEMİŞSİNİZ YAZINIZDA.
EMEK MAHSULÜYDÜ YAZINIZ.
TEBRİKLER.
TEŞEKKÜRLER.
Almuti
saygılarımla
''Kendilerine mal ettikleri, Allah’a has kılamadıkları dinleriyle korku veren ve korkuyu yaşatan insanların, çocuklarımızı hakikate ne kadar yaklaştırdıkları ya da hakikatlerden ne kadar uzaklaştırdıklarını düşünmemiz gerekir.''
İslâm asla korku dini değildir, olamaz da. Fakat O'nu susitimal ederek dümenlerini yürütmek isteyenlerin, insanların gerçeği öğrendiklerinde düzenlerinin bozulmasından korktukları içindir, korku diniymiş gibi algılatmak istemeleri.
Almuti
Teşekkürler ilgi ve yorum için
Saygılarımla