HAYIR DEMENİN İNANILMAZ HAFİFLİĞİ...
Elini her taşın altına sokmayacaksın.
Çünkü senin ellerin naziktir kıymetlidir ve sana özeldir.
Ruh sağlığını da düşünmelisin bu arada , hiçbir dostunun yardımına da koşmayacaksın.
Hayır diyeceksin hayır…
Hayır demesini öğrenmelisin..
Çöpçatanlık ta yapmayacaksın çöplerden biri kırılırsa günah keçisi oluverirsin…
İktidarı da eleştirmeyeceksin köşende eğer yazarsan…
Önce’’TAŞGETİREN’İN’’Taşları toplatıldı bir şafak vakti…
Hiç kimseyi taşlamasın diye…
Sonra bir gün ÇÖLAŞAN’IN Mürekkebi çalındı dostları tarafından…
Hürriyettin olmadığı bir hürriyette hürriyetine kavuştu…
Oylama mı yapılıyor oyun bahçesinde. Oy kulanmaya katılmayacaksın mızmızlık yapacaksın…
Gerekirse boykot edeceksin ki akılları başlarına gelsin…
Kayanın en yüksek yerindeki arkadaşları da önüne gelen her kağıdı top yapıp basket sepetine atacak ki puan alsın ve de tutarlı olsun…
Ve hayır demenin en dayanılmaz hafifliğini yaşasın yüreğinde…
Gecenin bilmem saat kaçında vicdanın uyandırıverse seni ona da hayır diyeceksin…
Yanlış kapı diyeceksin…
Hayır demenin inanılmaz hafifliğine karşılık …
Evet demenin inanılmaz sorumluluğu…
Bilinci…
Erdemi.
Ve dağların bile kaldıramadığı Emanetin ağır sorumluluğu..
Aydın olmak;Diplomayı çerçeveletip duvara asmak ,oyuna katılmamak,ve tüm topları taca atmak değil…
Uğurcuğum…12 Eylülden oynat hiç değil...
Aydın olmak; Köşesini satmadan yazmak,eğer yazarsa…
Toplumu aydınlatmalı ,karanlıktan kurtarmalı …
Gerçekleri tüm çıplaklığıyla göstermeli gösterebilmeli bu cesaret ve yüreğe sahip olmalı..
Emaneti hak ettiğini ıspatlamalı…
Necat….
‘’Allah’ım akidemi sorunlarımın elinden kurtar ve koru.
Rabbim bana sorumluluktan kaçan inanç ucuzluğuna karşı dayanma gücü ver.
Ya rabbi,beni sürekli bilgili ve uyanık kıl ki; bir kimseyi yada bir düşünceyi –olumlu-olumsuz- olgun ve dosdoğru tanımadan bir yargıya varmayayım.
Allah’ım egoizm çekememezlik ve kıskançlıkla karışmış cehalet ve başıboşluğumu düşmana savaş, dosta saldırı aracı yapma.
Rabbim; benliğimin olmak istediği şöhreti, olmam istenen benliğin kurbanı durumunu bana verme.
İlahi! beni garaz, kin, kıskançlık nedeniyle zulmün oyuncağı yapma!
Ya rabbi! egoistliği benden uzaklaştır, egoizmi kaldır ki; başkalarının egoistliğini görüp eziyet çekmeyeyim.
Allah’ım! bana mutlak itaati bağışla ki; dünyada mutlak isyan içinde olayım.
Rabbim! bana kavgacı ve inatçı bir takvayı öğret ki; sorumluluğumun çokluğu arasında kaybolmayayım.
Beni perhizkar,münzevi takvadan koru ki; tenhalık ve uzlet köşelerinde gizlenmeyeyim.
Allah’ım beni insanlığın dört büyük zindanı olan tabiat, tarih, toplum ve benlikten kurtar.
Rabbim! kutsal şüphe ateşini bende öyle alevlendir ki, bana kabul ettirdikleri inançlarının tüm etkilerini yakabilsin; işte o zaman bu külleşmiş halkın arasında her türlü tozdan arınmış inancın, sabahımsı dudaklarında sevgi gülücükleri belirebilir.
Ya rabbi! halkıma sabır, tahammül ve kanaâti geri ver ve beni ucuzculardan kılma.
İlahi! toplumumu kitap, adalet ve demirden-silah ve teknikten- oluşan üç sağlam ve sağlıklı temel üzerinde kurmam, gönlümü hakikat, güzellik ve hayırdan ibaret üç kaynaktan doyurabilmem için bana yardım et.
İlahi! toplumuma sana doğru gelen yolun salt yeryüzünden geçtiğini öğretirken; bana da bu toprak parçasında sana ulaştıran en iyi yolu göster.
İlahi! insanlara Âdem’in topraktan yaratıldığını hatırlat ve deki; her maddi belirti ancak Allah ile anlam kazanır ve her gaybi belirtide ahiret ile. Ve eğer din ölümden önce kullanılmazsa bir işe yaramayacaktır.ölümden sonra ise hiçbir işe yaramayacak ve kullanılmayacaktır.
Ya rabbi! bana sorumluluktan kaçan inanç ucuzluğuna karşı dayanma gücü ver.’’
Dr.Ali Şeriati…