GELENİN HATIRI...
Biri tren, biri istasyon. Kıvrım kıvrım gelirler dizi dizi...Katar derler. Ve dururlar istasyonda. Kısa bir bekleyişten sonra da, iç burkan düdüklerini çalarak hareket ederler yavaşça.Gözlerden kaybolana dek baka kalınır arkalarından öylece.Sonra da başlar önde, dalgın bakışlarla daimi mekanın yolu tutulur.
Bilir misiniz, bazen o trenin hiç gelmemesini istersiniz. Veda trenidir. Alıp götürecektir yürektekini...Oysa o vagonlar nelere şahit olmamışlardır ki...Nice aşklara sırdaş olmuşlardır. Tıpkı yürekler gibi...
Önce içiniz titrer, dudaklarınız kımıldar. Kısarsınız gözlerinizi ve varsa cesaretiniz, gözlerinin ta bebeklerine bakarsınız. Bir inanmışlıkla, kanat çırpan güvercinin ürkekliği içinde kendinizi teslim edersiniz. Buldum dersiniz...İşte bu dersiniz...Salaş bir sahil cafesinde ilk çaylarınızı yudumlamanın huzurunda, ayaklarınıza kadar vuran dalgaların sesi bozar sessizliği..."sen başkasın" la başlanır çoğu kez."iyi ki seni tanıdım ve iyi ki varsın" la devam edilir. Sen başkasın derken, aslında yaşanmışlıklarda pek çok anılar gizlidir. Yoksa başkalığının farkına nasıl varılır? Yaşamış ve farklılığı görüp hissetmiştir. Onun için de farklı olduğu vurgulanarak söylenmiştir.
Oysa, hep denilmez mi, dün mazide kaldı, gün bir gündür ve o da bugündür diye.O halde geçmişi sorgulamadan, hesapsız, kitapsız ne hissedilmişse o söylense ve yaşansa daha şık olmaz mı? Cila yalanlar içindir. Koşulsuz, ön yargısız yüreklere girmek ve orada ruh bulmak çok mu zordur? Yalansız, riyasız bir teslimiyet...Heveslere kurban edilmeyen tertemiz duygulara sahip çıkmak...Yaşamak ve aynı zamanda yaşatmasını da bilmek...Bencilliğe yer vermeden.Gelenin hatırı için geçmişe sövmeden. Geçmişi alet etmeden. Ona sığınmadan.
Şiirlerde, yazılarda hep sevgi...aşk...Ne güzel.Her kapıyı açan anahtar olduğu da bilinir.Yarım da kalsalar, tamamlanmasalar da verdiği acıları unutup, yaşanılan hazlarla mutlu olmayı bilmek gerek. Ne var ki dillere pelesenk olmuş, sevmeden sevmiş görünmek ve hemencecik onsuz bir dünyayı düşünmeme, ve hissedilmeden laf olsun diye söylenen aşkım ve canımlar ne kadar inandırıcı dır ki.Senle beraberken her şeyin olduğunu söyleyen; Senden daha iyi birisini bulduğunda o her şey bitmese...gitmese...Tren ve istasyonlar olmasa...Uzun, çok uzun sürse bu yolculuk...olmaz mı? Çok mu zor?
Aydın
Ist. 14.03.2010
YORUMLAR
Evet hayat çok garip ve bir okadarda acımasız. Yüreğini açarsın seni sevdiğini söyleyen sevgiliye sunarsın altın tepsi içinde
sevgin askıda kalır arkadaş, bak siz yine sahil kenarında göz göze bakarak çay içmişsiniz ne mutluki ben sevdiğimle bir bardak çay bile içemedim. Veee ne sevdiğin belli ne sevmediğin türküsünü söyledim. Hiç birşey anlamadım ne garip şeymiş sevmek sevilmek.Sevmek hüsranmı? demek, Acı çekmekmi? demek,aslında öyle birşey yokta var gibimi görmek,Ben nlamadım.
Gerçekten sevenlere bir bardak çayı beraber içenlere benden selam olsun.Çok güzel bir yazıydı kutlarım efendim yüreğinize sağlık Aydın bey her şey gönlünüzce olsun.Saygılar .......
Aydın bey keşke yoculuklar uzun uzun sürse hiç bitmese .Niye olmasın ki ?
Ben hayatı tren hızlı trene benzetirim.Çok hızlı çok
Aslında biraz yavaş ve yavaş gitse ne olur
Sevmek konusuna gelince yaz yaz bu konuyu sabaha dek ,bitmez ki
Sevgilerimle...
can.er
İstediğiniz kadar anlayışlı olun maalesef bitiyor, bitiriliyor.Eğer kalmışsa gücünüz takadınız size de sadece belki bir el sallamak kalıyor.Neyse...
Yorumunuz için tşkkr ederim.
Hep bir istasyon vardır..Başlangıç ve bitiş noktası olan.Her şey ne güzel , güneşin sıcaklığı bile farklılaştığı o ilk trenden inmeler ve sönmeyecek bir sıcaklıkta devam edeceği sanılır..Değerinden üstün görmelerle aslında kandırdığımız kendimizizdir...Ama yinede en çok buna inanarak kendimizi kandırarak hayalini kurduğumuz ve kaybetmek istemediğimizdendirki göz yumarız bunlara...Bilirizki bir gün o istasyondan o tren gene geçecek ve yine o istenmeyen trene binip gidecek ...Böyledir yaşanmışlıklar ölüm gibi doğarsın büyürsün ve bir anda kaybolur gidersin..Geride bıraktığın derin izlere rağmen..
Yüreğinize sağlık..
SELAM VE BEKA İLE...
can.er
Yorumunuz için teşekkür ederim.
Dikkat ettiniz mi ne kadar çabuk harcıyoruz sevgileri. Hangi siteye girsem o kadar çok sevgiden bahseden var ki. Duvarlarda, ağaçlarda, defterlerde, mesajlarda ne çok “Seni seviyorum” haykırışlarınız var.
Her yere yazıyorsunuz. Herkese söylüyorsunuz. Her zaman kullanıyorsunuz.
Bence bu sözü vakit geçirmeden sevdiğinize söyleyin. Ama bu kadar da yozlaştırın, basitleştirin, her önünüze gelene “Seni seviyorum.” deyin de demiyorum.
Sevgiler mi basitleşti, duygular mı yozlaştı? Çok çabuk sevip, hemen de bıkıyor muyuz acaba? Şimdiki “Seni seviyorum!” sözlerinin ömrü bir kelebeğin ömründen daha kısa gibi gelmeye başladı bana.
Sevginizi saklayamıyorsunuz, evet de... Fakat özelliğini de kaybettiriyorsunuz sevginizin. Sanki her mesaj sonunda mecburiyetten yazılması gerekiyormuşçasına (S.Ç.S.) yazılıyor.
Bu söz özel olmalı. Her anda söylenmemeli ki anlamı olsun.
Sevginizi saklamayın, içinizde de yaşamayın, “Seni seviyorum.” demekten korkmayın derken yüzünüze maske takın, o da size kalkan olsun da demiyorum.
Sadece sizin ve sahte sevgilinizin değerini düşürmüyorsunuz; sevmenin değerini de yerle yeksan ediyorsunuz.
Öyle bir cümle kuruyorsun ki, sanki buz tutuyorsun O “Seni seviyorum” dediği anda. Bütün cazibesi, bütün karizması yok oluyor. Sanki bana değil de başkasına söylüyormuş gibi hissediyorum.
Senin duygularının bir anlamı var. Bu kadar basit olamaz. Sen, severken yüreğine yazmışsın bu aşkı. O, sadece bu sözü söyleyeni seviyorsun zannedip aklınca seni mutlu ediyor. Duygularını sana adıyor! Bu kadar basit mi? Sana sıradan bir “Seni seviyorum” diyerek üzerine düşen bir görevi sanki yerine getiriyor. Senin yüce duygunu ne kadar da hafife alıyor.
Bu sözü söylerken o kadar içten olmalı ki, kış güneşinde bile yüreğinde ılık rüzgârlar estirmeli.
Kalp şekilleri arasında yazılması neyi değiştirir ki? Taş gibi soğuk, gülümseyerek söylemeniz ne fark eder ki? Takım elbiseden daha resmî. Buğulu gözlerle telaffuz etseniz ne yazar? İçten olmadığı besbelli…
Tamam, yüreğinizde bir yerlerde sevmeye karşı bir iştah, bir açlık var. Ama bu açlığın reçetesi bol bol “Seni seviyorum.” demek mi? Kalp resimleri mi? Hüzünlü şarkılar mı? Ayrılık ağıtları mı?
Yok yok almayalım. Dağlara taşlara yazdınız ama yine de sevmiyorsunuz değil mi? Sevginizin anlık olduğunu diyemiyorsunuz. Bunu bile kendinize itiraf edemiyorsunuz.
“Seni seviyorum.” sözleriniz bol… Herkese yetip de artacak kadar bol…
Tutunamıyor kalbim böyle yapmacık kaygan zeminlerde.
Neden sevgiler bu kadar sahte, bakışlar anlamsız? Neden gerçek sevgiler can çekişmekte? Her sevginin altında bir çıkar var... Can çekişiyor aşklar. Çok kızıyorum sahte sevgilerini bize gerçekmiş gibi yutturmaya çalışanlara.
Belki dil ile değil kalp ile sevginizi söyleme vakti gelmiştir.
Sözüm, gerçekten sevenlerin meclisinden dışarı
Sahiden seviyorsanız “Seni seviyorum.” deyin.
Sahte olmasın sevginiz. Sahte olmasın “Seni seviyorum.” deyişiniz.
bu güzel yazıya kendi yazımla cevap vermek istedim.çk güzel bir konuyu ele almmışsınız kısacık yazmak içimden gelmedi bu yazı geniş yorum ister diye düşündüm selam ve saygılarımla...
can.er
can.er
Saygılarımla.
Oysa, hep denilmez mi, dün mazide kaldı, gün bir gündür ve o da bugündür diye.O halde geçmişi sorgulamadan, hesapsız, kitapsız ne hissedilmişse o söylense ve yaşansa daha şık olmaz mı? Cila yalanlar içindir. Koşulsuz, ön yargısız yüreklere girmek ve orada ruh bulmak çok mu zordur? Yalansız, riyasız bir teslimiyet...Heveslere kurban edilmeyen tertemiz duygulara sahip çıkmak...Yaşamak ve aynı zamanda yaşatmasını da bilmek...Bencilliğe yer vermeden.Gelenin hatırı için geçmişe sövmeden. Geçmişi alet etmeden. Ona sığınmadan.
AYNEN KATILIYORUM BU GÜZEL DÜŞÜNCELERE.
DÜŞÜNCELERİNİZDEKİ DERİNLİK DAİM OLSUN.
KALEMİNİZ HEP GENÇ KALSIN.
can.er
Saygılarımla.
Hayatımız boyunca hep birilerini bekleriz koşullar ne olursa olsun..Bir gün biri çıkar karşına haytına alt üst eder alıştıra verir kendisini birden hayatın en vazgeçilmeyeni oluverir dünya onun etrafında dönüyordur artık sizin yazınıza layık değil belki ama içimden bunlar döklüverdi birden KUTLARIM Aydın bey kaleminize ve kalbinize sağlık..dilerim herşey gönlünüzce olsun...
can.er
Saygılarımla.