Denize Dik Sevdalar

• 12 Mart 2010 Cuma 23:31:48

Seninle büyüyorum galiba,sen de benimle.Nasıl başarıyorsun bu kadar genç kalmayı,bu kadar canlı!bana genç diyorlar güya.Balkona çıkıp denizine bakıyorum sabah sabah,efkarlısın yine,tasalanma ne olur!Yazın çok şefkatli olursun.Ekmeğinle beslediğin şairlerin gözleri gibisin bugün de,çisil çisil.Ne zoruma gitmişti biliyor musun?Henüz on yedi yaşımdayken,şiirlerimi de alıp yanıma,seni Vakfıkebir’den yola koyduğum o gün, Ağustos’un ortasında nasıl da ağlamıştın.Kim demiş kapalı,kasvetli olduğunu,kızarım ben onlara,dalgaların gibi asabileşirim,eğer onlar anlayamamışlarsa senin her mevsim göç eden milyonlarca çocuğunun peşinden ağladığını,onlar buna duygusuzca "her mevsimi yağışlı"diyorsa, Sümela gibi yükselirim, yalçın olurum ben.düşünsene serandere yaslanmışım şimdi cenneten düşmüş yaylalarında,elimde sıcacık bir çay,öylece sana bakıyorum.Sakın engebeliyim deme,sakın bana,dümdüz olmadığın için seni göremeyeceğimi söyleme,gücendirmem seni çiçeğim,Trabzon’um!Ben sana bir bakınca baştan aşağı, Uzungöl’üne giydiririm gelinlikleri,Ganita’nın ayak uclarıma vuran gizemli kıyılarını Sümela’nın eteklerinde hayal edebilirim ama inan bana Meryemana deresini daha güzel yakıştırmışsın kendine,zarifsin!Ben kemeraltı yokuşundan düzlüğe varıp da nefesimle aynı anda aldığım simiti tebessümle ısırırken, Kunduracılar’a mı yoksa Maraş’a mı gireyimin telaşındayım.yoksa bir tanem,neden ihmal edeyim arnavut kaldırımlarını,birazdan,üstüne basa basa yürüyeceğim,sağlamlığını haykıracak topuklarım,kusursuzluğunu.biraz da kendinden bahset dersen bana,
konu yine sana dönecek biliyorsun,zeki ve asilsin.O zaman bahsedeyim,bu akşam Sotka’yı geçip Faroz’a yaklaşınca, avcının elindeki minik
bir kuşun yüreği gibi çarpacak yüreğim.Binlerce kuşun yüreği atınca aynı anda,avcı korkacak,fırtına başlayacak,Avni Aker’de.Bu akşam en güzel renklerini giyeceksin yani,bordo ve mavi...Dedim ya çok asilsin.Sakın seni övdüğümü sanma, mersiyelerin en güzeline layıksın,daha tarif edemeden seni,sayamadan daha bütün güzelliklerini... Bir teklifim var sana, hemen cevap verme,biraz düşün lütfen,ne olur evet de!Bu akşam maçtan sonra,benimle Boztepe’de bir semaver içer misin?sana doya doya bakmak istiyorum çünkü,seni tüm asaletinle görmek istiyorum,herşeyinle son kez.Kim bilir bir daha fırsatımız olmayacak buna,Kızlar Manastırı’na doğru ayaklarımı uzatır,Uzun Sokağın kalbinin en güzel bahçelerinden biri olduğunu hatırlarım yine,her yanını seyre dalarım sonra..Sonra bir yaz olur,gurbetten gelir yavruların,biliyorum onlar da senin öz uşakların,ama kıskanmamak elde değil seni aşkım,bırak döktüğün rahmeti bir tek ben yüzüme süreyim,bırak sen de aldığım nefesi sana vereyim,bırak!son nefesimi de sana vereyim...