- 1104 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
GüNCe-3 (Ömür Bu; Var İle Yok Arası)
-28.06.2009-
Gün her zamanki yerden ışıl ışıl merhaba diyor, olacaklardan habersiz ya da belli etmek istemiyordu.
Kadim sevdamın sesiyle uyandım, toplamış dallarını, - gelin günü birlikte yaşayalım- diyordu. Elbette ömrümün gülü, seninle olsun her günüm.
Haziran dökmüş yapraklarını son demini yaşarken, uludağın etekleri bizi misafir ediyordu. Giyinmiş yeşilleri gelin gibi süzülüyordu dağ, kuşlar bildikleri şarkıları söylüyordu son ses, toprak buyur ediyordu; tüm sıkıntılarını bırak, seril üzerime sere serpe… genzimize dolan çam ve ıhlamur kokusu can oluyordu iliklerimizde. Her şey mükemmel ötesi, saatler geçiyor pür neşe…
Hayat iki duraktı sanki, ya hüzün doluyordu, ya olabildiğince huzur, mutluluk.
Biz mutluluk durağına demir atmıştık bugün, muhabbet dolu, sevgi birlikteliği…sinsice gelen misafirden habersiz.
Gün ikindi devrini yaşıyordu, huzurla bekliyor güneşin kızıllığında mutlu bir vedayı…
Ve bir ses! bir yankı! anlıktır ömür, her yönüyle sadece an…sesin geldiği yere koşuyorum, ömrüme değen her mutlu anı döke döke, uludağın yamacına doğru tek nefes. Karşıma çıkacak manzaranın senaryoları çiziliyor aklımda, nefesim dolanıyor ayaklarıma, bedenim düştü düşecek. Her tökez de yeniden harcıyorum verilen canın sermayesini. Dualar yolluyorum semaya –Rabbim onu bana bağışla, gelecekse ölüm beni de al yanına-.
Kadim sevdam otuz dört senelik birlikteliğimizde hiç görmediğim haliyle karşılıyor beni, elden ele taşınıyor kanlar içinde, cansız…Duruyor hayat o an -sevdam yapma bunu bize- diye haykırıyorum çaresiz, sadece ben duyuyorum.
Nede uzun bu yollar, nede insafsız zaman…kollarımda canım babam.
Beyazlar içinde bekliyor bizi, Şafi’nin emanet ettiği şifa…
-Ne olur sabret ömrümün gülü, ne olur dayan baba-
Canı canımda atıyor, yarasına değen tuz bağrımda yanıyor ve işte hayat bu; var ile yok arası…diye haykıran hakikat vurdukça vuruyor. Nerede o su gibi akan zaman hani? neden şimdi olduğu yerde saymakta…ne zaman son bulacak sevdamın göğe tırmanan haykırışları.
Gün tekrar doğuyor, dünkü ihtişamdan eser kalmamış. Bana sen lazım değilsin gayrı gün, acıların bittiği an lazım şimdi. Kağnı hızında akrep ve yelkovan, sanki intikam alıyor geçen her güzel zamandan.
Ve Hamdüsenalar Yaradana…açıyor gözlerini kadim sevdam. İlk ses
–canım yanıyor-
Acılar geçer be gülüm, yeter ki sen gel…
Şükürler yağıyor sağnak sağnak –şükürler olsun Rabbim, onu bize bağışladığın için-
Kadim sevdam hoş geldin, günüme, ömrüme… Safalar getirdin…
Devrim Tülay Aydın
30.06.2009
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.