- 517 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
Depresif Hüzün ve Sonrası
benim yaşamımda ne varsa yan yaşamda da olan sadece o.
bazen sel gelir üzerimize. irili ufaklı kim varsa boyutunca zaman zaman o selde sürüklenir. çok güçlü kişilikler de zayıflar da hayatta kalmak için bir kütüğe tutunmaktan başka çarenin olmadığı o selde sarmaladıkları kütüğün vesilesiyle soluk alıp verirler.
depresif hüzün insanı için için yiyip bitiren kurt gibidir. neşe ise yaşam iksiridir. hüzün anlarında yalnız kalmak genel tercihimiz ya, bu büyük hata... sanıyoruz ki geçer biz bizeyken biz. hatta geçtiğini de çokça gözlemlemişizdir. geçmek doğaldır doğal olmasına; ama atladığımız şey geçerken eksilenlerimiz...geçerken onun alıp götürdükleri... o kadar eksiliriz ki bir sonraki hüzünde anlarız iskelet gücümüzü.
insanın hormonları eğer hizmet ettikleri yaşamda yaşama sevinci görmezlerse onu bir an önce geldiği yere kavuşturmak için seferber olurlar. yaşama sımsıkı sarılmışları ise ayakta tutmakla vazifelidirler.
hüznü bir biçimde civarı kalabalıklaşarak atlatmak lazım. yalnızlık içerdeki koca kalabalıkları başımıza yığmaktan başka bir şey değildir. insan yalnızken tahlilleme gücünü şahsına özgülemenin getiri götürü hesabında olmaz. olmaz olmasına ama götürü daima getirnin beş on mislidir.
depresif hüzün zamanlarında ’ben yalnızlığı seviyorum. yalnızken çok iyiyim. en azından zararım varsa kendime’ciler, bunu bir daha düşünün derim. yaşamınızdan şiddetine göre üç beş ay, beş on yıl kaybettirecek bu haller bir tarz intihardır. hormonların mezar kazarken çıkardıkları seslerden size hayır gelmez. yaşam hepimiz için aynı ayarda akmaz; ama akar...