- 1820 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
ZAMANSIZ KOPARILDI BİR FİDAN YERİNDEN....
O gece... canım dayımın ilk kızının dünyaya gelişi,ve benden hastahanede refakatçı kalmam konusundaki ricasıyla başladı olaya tanıklığım.
Adı neydi hatırlamıyorum,belkide sormaya vakit bulamamıştım,bundadandı adını hatırlayamayışım.Hem ne farkeder artık,ahmet,mehmet,ali veli..Sonuçta onbirinde taze bir fidan,bense o vakit henüz yirmili yaşlardayım.
Bir hastahane odasında tanıdım onu..
Bir kadın sesi,yardım et ne olur,yardım et diye sesleniyordu...Bildiğimiz bir hastahane odası,hani ilaç kokularının geniz yaktığı,umut ve umutsuzluğun içiçe yaşandığı,bazen sevinç,bazen feryatların çınladığı bildik odalardandı...
İşte bu seste feryattan farksız,ümit içinde bir ana yüreğinin sesiydi.Hiç düşünmeden girdim içeri,o boylu boyunca yatıyordu yatakta,kolunda serum,serum şişesi askıda...
Üşüyorun ana,üşüyorum ...
Anası bir elini koynuna sokuyor,diğerini avuçlarıyla ısıtmaya çalışıyordu,kabil olsa tüm bedeni kucaklayıp ısıtmak ister gibi...
O devam ediyordu ...Üşüyorum ana,ana çok üşüyorum
cılım geldi ana,cılım geldi...
Ayaklarını tutmamı istedi anası,ayaklarını tutki serum çıkmasın sarsılmasından.Çünki körpecik bedeni,zelzeleye tutulmuş gibi,şiddetle sarsılıyordu.Ayak ucuna geldim kavradım bileklerini,durdurmak mümkünmüydü o titremeyi...O ise devam ediyordu...Cılım geldi ana ,cılım geldi...Sal oğul,hortum bağladılar sana ,salda rahatla diyordu çaresizce bakarak oğluna.Durdurabilmek gayretiyle o zalim titremeyi daha bir gayretle sarıldım ayak bileklerine,çok soğuktu..Kah oğuşturuyordum ısıtmak amacıyla ,kah bileklerini kavrıyordum çaresiz...Ne anası ısıtabiliyordu nede ben..Sanki soğukluk daha bir artıyor diz kapaklarına doğru çıkıyordu.
O gözleri yarı açık cılım geldi ana ,üşüyorum ana,ana üşüyorum diyor başını sağa sola şiddetle savuruyordu.. Anası ,geçek oğul,geçecek bak koynuma soktum elini,yap oğul yap,hortum takdılar sana ,sal gitsin döşeğe sızmayacak ya diyordu sürekli..
Titremeler daha bir artarmı oldu ne,körpe vücudu daha bir sallanırmı oluverdine birden bire...Oysa oda oldukça sıcaktı.Çaresiz anası bir eliyle koynundaki eli tutyor diğer eliyle yavrusun serum bağlı elini oğuşturup ısıtmaya çalışıyordu aklınca.Dilinde duaların bin biri, biri bitiyor,diğeri başlıyor gözyaşlarıysa eşlik ediyordu.Yürek dillenmiş sese dönüşmüştü ümütsizce..
Birden...
Ölüyorum ana,ölüyorum...Dellendinmi oğul,iyileşecen sen,öyle demedimi doktor,iyileşecen köyümüze dönecez birlikte.Hem artık sürüyede katmayacam seni..Sürünün gözü kör olsun,sattırcam babana bak hepsini, görürsün,baban belkide orta mektebe de gönderir seni... Hele bir göndermesin ...Bakbi, göndermesin yapacağımı bilirim ben....
Ana bu çaresizce hayata bağlamaya çalışıyordu kendince yavrusunu.
Üşüyorum ana,ölüyorum ana diyen sesi artık çok yavaş duyulur olmuştu.Anası farkında bile değildi,hala, hele sen bi iyileş ne kadar iyi şeyler olacak diyerek,oğluna anlatıyor,anlatıyordu.O bir anaydı ve bilmeden ona son masalını anlattığının farkında bile değildi.
Birden bir sessizlik,derin bir sessizlik oldu anada,oğulda susmuştu,Uyudu dedim içimden,çok şükür uyudu dinlenir biraz diye düşünürken,Acı bir feryat sessizliği bozdu..
Gitti bebem,gitti körpem,fidanım,oğul,oğul,doyamadığım balım...
Farkında bile değildim o an bir ölüme şahit olmuşluğumun iatemeden,o yaşta ...
lanet bir kan davası yüzünden,ot için ,hayvanları otlatıkları,mera ihlali nedeniyle vurulmuştu bu genç...
İnsanoğlunun yersiz hırsları,
Körpecik bir fidanı zamansız koparıvermişti yerinden.Bir ölüm.bir şahit bırakmıştı ardında,içimde tarifsiz acı ve isyan,fidanları koparanlara binlerce lanet..
Güle güle git çocuk,güle güle git..
Orada melekler karşılayıp,kucaklayacaklar seni..
Burda göremediğin sevgiyi,şevkati,
onlar asla sakınmayacaklar senden..
Güle güle git,
Orda dinlersin artık sevda türkülerini
Orda yaşa artık gerçek beyazın masumiyetini,
Orda yaşa maviyi..
Orda tanış gerçek sevgiyle,
güle güle...
Fidanları koparmayalım besleyelim sevgiyle,tüm zamansız koparılmış fidanlara....
Ferhan Erdoğan
1979
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.