- 1419 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
İyilikler ve Kötülükler
Allah sadece insanı değil, tüm eşyayı iyilik ve kötülük vasfına sahip bir şekilde yaratmış ve bütün her şeyi insanın hizmetine sunmuştur. Zira külli irade dediğimiz Allah’a ait olan genel iradenin dışında, ayrıca insana da cüzi ya da kısmi irade diye isimlendirilen ayrı bir özellik verilmiştir. İşte insan, bu iradesi dâhilinde iyilik veya kötülük yolunu seçerek, yaşadığı hayat içinde bazı engebeli dönemlerden geçmektedir. Nitekim o, seçtiği iyilik yolunda çeşitli zorluklarla karşılaşıp, bu zorlukları aştıktan sonra, daha kaliteli bir hayatı hak etmiş olarak yaşayacaktır. Zira kimi insanların tercih etmiş olduğu kötülük yolu ise, onların belli başlı hataları görmeleri ve fark etmelerine sebep olacaktır ki bu insanlar, yaptıkları yanlışın da etkisiyle zamanla iyilik yolunu tutmaya başlayacaklardır. Nitekim Allah, insanlar için var ettiği kötülük ya da yanlış hareketleri elbette ki bunun için yaratmıştır. Çünkü insan, yanlış yaptıkça doğruyu fark edecek ve daha sonra, doğruyu bulma konusunda Allah’tan yardım isteyecektir. Kısaca şöyle belirtelim ki yapılan her yanlış, insanı daha iyiye götüren bir pişmanlık faaliyetidir. Bu durumsa bir bakıma insan vücudu için, kısmi de olsa gerekli olan mikroplara benzer ki, zira genelde hepimizin bildiği şekliyle bu mikroplar, vücudun direnç gücünü artıran etkenlerdir. İşte yapılan tüm hatalı davranışlar da, tıpkı o mikroplar gibidir. Nitekim bu hatalar, kesinlikle insanın zamanla olgunlaşmasını ve hakikati görmesini sağlayacaktır.
Hülasa bunun zıttı bir durumu düşündüğümüz zaman, yani yeryüzünde kötülük diye bir şeyin olmadığı şeklinde ki bir olasılık, kesinlikle dünyanın tamamen gereksiz olduğunun en büyük kanıtıdır. Zira her şey güllük gülistanlık olmuş olsaydı, Allah’ın insanları yeryüzüne göndermesinin hiç bir anlamı kalmazdı. Kısaca özetleyecek olursak Allah, iyilik ve kötülük vasıfları ile birlikte dünya denilen mucizevî bir küre var etmiş ve insanları, işte o küre içerisinde iyilik ve kötülük kalburundan geçirerek ufalayıp olgunlaştırmaktadır. Dolayısıyla başımıza ne tür bir felaket ya da musibet gelirse gelsin, bunun kesinlikle tesadüf eseri olmadığını ve Allah’ın bizi sınamak amacıyla böyle bir imtihana tabi tuttuğunun bilincinde olmalıyız. Şunu aklımızdan kesinlikle hiçbir zaman çıkarmamalıyız ki; gördüğümüz ya da duyduğumuz hiçbir hadise, öylesine veya tesadüfen olmuş bir olay değildir. Hepsinin detaylı bir şekilde hikmeti vardır. Ama biz bu olayların bazısının hikmetini anlar, çoğununsa sebebini bile algılayamayız. Zira öyle tahmin ediyoruz ki, kıyamet günü hepsi de mucizevî bir şekilde ortaya çıkarılacaktır.
İlahi kitaplarda Allah’ın insanlara ısrarla beyan ettiği en önemli iki unsurdan biri; barışçıl bir hayat yaşamak, diğeri ise olabildiğince iyi davranışlar sergilemektir. Zira insanın çevresindeki her şeye ve herkese iyi davranması onun asli görevlerinden biridir. Tabi ki bu görev öncelikle onun Allah’a karşı olan vazifelerini yerine getirmesiyle başlamalıdır. Nitekim kul, ona olan görevlerini yerine getirince, onun her şeyi gördüğü bilinciyle, insanlara ve tüm eşyaya olan vazifesini de layıkıyla yapmaya çalışacaktır. Zira Allah, yine bu ilahi kitaplardaki uyarılarında, sürekli olarak kötülüklerden uzak durmamız gerektiğini anlatır ve bunların insan vücudu, psikolojisi ve hayatı için zararlı şeyler olduğunu beyan eder. Hiç şüphesiz mesela alkol, sigara ve esrar gibi uyuşturucu maddelerin insan sağlığı için zarar verici şeyler olduğu belirtildiği gibi; gıybet, yalan ve terör gibi toplumsal çöküntüye sebep olabilecek faaliyetlerde bulunmanın da çok yanlış eylemler olduğu defalarca beyan edilmiştir. Bu ve benzeri örnekleri artırabiliriz. Biz burada sadece birkaç tanesini, örnek olarak isimlendirmiş olduk.
Son günlerde artan toplumsal çöküntülerin, ruhsal sıkıntıların ve psikolojik bunalımların en başlıca sebebi, insanların kesinlikle Allah’tan kopuk bir hayat yaşıyor olmalarıdır. Şayet Allah’ın buyrukları gerçekten layıkıyla dikkate alınıyor olsaydı, şahit olduğumuz onca olumsuz olayların meydana gelmesi mümkün olmazdı. Şunu sürekli hatırımızda tutalım ki, ömrümüz boyunca günün her dakikası bizi izleyen, takip eden ve gözlemleyen biri, kesinlikle var. Onun için attığımız her adıma dikkat etmeli ve her durumda doğru davranışlar sergilemeye çalışmalıyız. Zira ancak işte o zaman her şey, en güzel halinin alacaktır.
Mehmet Akif UÇAR
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.