Hayal kurma ve umut dünyası (16)
“Hayal” kelimesine iyi bak. Gözlerin ve kalbin onda kalsın. Düşün nedir hayal diye?
Kaç türlü mana geliyor düşüncelerine, iyi ya da kötü anlamda.
“Hayalci” der geçeriz kimilerine, tebessüm ederek, alaycı bir edayla.
“Çocuk hayali işte” deriz kimi zaman, gerçekleşmesini mümkün görmediklerimize.
Dünyayı kendi beynimizin içinde hapsedip, her şeyin iznini biz veririz çoğu zaman.
Peki, pozitif ve negatif enerji olur da pozitif ya da negatif hayal olmaz mı?
Bir hayal bir insanda pozitif bir etki doğururken, başka bir insanda, itici ve negatif bir uyarıya da neden olamaz mı?
***
Hayaller, her beden ve ruhta birikim ve kapasiteye göre farklı sonuçlar doğurur.
Bir gün öğrencilerime; “Çocuklar tanıdıklarınızdan hiç intihar eden oldu mu?” diye sorduğumu hatırlıyorum.
Genellikle yakın çevresinden biri intihar etmiş öğrencim hiç çıkmadı.
Sonra tekrar sordum “İnsanlar neden intihar eder?” diye.
Cevaplar “Ya işini, ya eşini, ya sevdiğini kaybetmiş” türünden hep aynı olur genelde. Aslında cevapların tamamı tek bir şeydir; sevdiğini kaybetmiş, neyi çok seviyorsa.
Acaba hiç düşünebildik mi onları intihara sürükleyenin paralarını veya imkanlarını mı kaybetmek, yoksa hayal kurma güçlerini ya da hayallerini mi kaybetmek olduğunu?
***
Bir gün şans oyunları bayisi dostların dükkanındaydım, onların işi olduğu için, makinenin başında duruyorum. Genç sayılabilecek bir yaşta ve halinden maddi durumunun iyi olmadığı anlaşılan bir beyefendi geldi ve oynamış olduğu kuponuna para çıkıp çıkmadığını sordu.
Kuponu makineye tuttuğumda herhangi bir ikramiye olmadığını söyledim. Bunun üzerine benden makineye iki sıralık bir kupon yaptırmamı istedi.
Oynadığım kuponu alıp kapıdan çıkarken bir anda, sırtı bana dönük vaziyette ve elindeki kuponu adeta güneşe siper yapar gibi havaya kaldırıp, gözlerini de dikerek tahminen 5-10 saniye kadar dondu kaldı.
Sanki bir asır geçmişçesine bir hal, bir değişik ışık, bir değişik ruh haliyle geriye döndü.
Tereddüt içinde, sanki anlaşılabilmesi kuşkulu bir şeyler söylemek istercesine, ya da söyleyim mi söylemeyim mi dercesine birkaç saniye yüzüme baktı.
Sonra ani bir kararın rahatlığı içinde;
“-Abi size bir şey diyebilir miyim? Dedi.
”Evet” cevabı aldığında derin bir nefes alarak;
“-Ben aslında kalp hastasıydım” dedi. Evet diye devam etmesini istediğimde;
“-Bu oyun var ya, beni tedavi etti.” Dedi.
Geçen gün doktora gittim bana;
“-Sen artık gelme bir şeyin kalmamış.” Dedi
Büyük bir heyecanla anlattığından devam etmesini istedim ve sordum;
“-Peki bu nasıl oldu?”
“-Abi, her gece yatağa uzandığımda, elime kuponumu alıyorum, çıkacak parayı düşünerek çevremde ne kadar ihtiyacı olan varsa onlara dağıtıyorum.
Onların sıkıntılarını gideriyorum rahatladıklarını gördükçe de çok mutlu oluyorum” dedi.
Aslında kendi sıkıntılarını da unutup etrafındakilere mutluluk yaşatıp o mutluluğu paylaşabilmeyi başarabilen bu insan, o anda hayattaki en mutlu saatlerini yaşıyor, pozitif enerji içinde saatlerini geçiriyordu.
Bu sayede morali en üst düzeye çıkıyordu.
Bu durumun şans oyunundan kaynaklandığını sakın düşünmeyin. Bu genç sadece düşünce boyutunda paylaşımdan kaynaklanan mutluluk enerjisini yakalamıştır.
Metafizik alandaki bu mutluluk enerjisi belki de bedeni güçlerini artırıyor onu hastalıklardan uzaklaştırıyordu.
***
Ruhsal şifa teknikleri isimli kitabında Keith Sherwood;
“ Tanrıdan gelen enerjinin sürekli olarak insanlara aktığını ancak insanların onu fark etme ya da hissetmekten mahrum kaldıklarını ” anlatırken, ona ulaşabilmek için yapılması gerekenleri özetliyor. Kısaca pozitif enerji kaynağını tarif ediyor.
Louse Hay ise ; “ Bütün hastalıkları vücutta enerji dengesinin kaybolduğuyla ” ilişkilendiriyor.
Gerek batılı öğretiden gelen bu tür yazarlar, gerekse doğu tefekküründeki Mevlana gibi büyüklerin ifadeleri okunduğunda bu konuda hepsinin sevgi çemberinde buluştuklarını görebiliyoruz.
Hepsi de insanın bedenden ibaret olmadığını, farklı isimlendirseler bile, pozitif enerji ya da sevginin sağlıklı hayat ve iyi insan olmadaki yerini işaret ediyorlar, insanın evrensel değerlerine vurgu yapıyorlar.
Son peygamber Hz. Muhammed’in “ Üzüntü bütün hastalıkların anasıdır ” sözünü buraya alacak olursak, bugün pozitif ilmin de desteklediği, hastalıkların oluşumunda stresin yeri ve hastalıkları yenmede, kanserden kurtulma da moral değerlerinin önemi ortaya çıkmaktadır.
Hele iyileşmede, hastanın hekime olan inancının ilaçtan hiç de aşağı kalmadığı düşünüldüğünde, yukarıdaki açıklamaların ne anlama geldiği açıkça görülebilir.
***
Umutların kaybolduğu bir anda bir çocuğun gözlerine bakın diyor Paulo Coelho. Bakın diyor çünkü çocukların da yetişkinlere öğretebileceği şeyler vardır; “ Nedensiz yere mutlu olmayı bilir çocuklar , her an sevinebilirler. Kendilerini meşgul edebilecek bir şeyleri daima bulurlar ve elde etmek istedikleri şey için de var güçleriyle savaşabilirler”
Sevginizi ve sevdiklerinizi kaybedebilirsiniz, paranızı kaybedebilirsiniz, çevrenizle ve kendinizle barışınızı kaybedebilirsiniz ve hatta inançlarınızı da kaybedebilirsiniz. Bunların hepsini geri kazanmak kolaydır yeter ki umudunuzu kaybetmeyin.
“ Kalbinizde umut ışığı yandığı sürece her şeyi kazanmanız mümkün. Ancak umudunuzu, hayallerinizi kaybederseniz hiçbir şey sizi kurtaramaz.”
Kanserden kurtulanlara bir bakın, sohbet edin onlarla, göreceksiniz ki hepsi de hayattan kopmamış, ümitleri ve hayallerini bir an bile yitirmemişlerdir.
Bu durumu Ömer Hayyam’ın bir dörtlüğü ne güzel özetler;
Günahım çok olmasına çoktur benim
Ama dinsizler gibi ümitsiz değilim
Cennet-cehennem umurumda değilse de
Ötede hem şarap olacak, hem de sevgilim.
“Biz artık dünyadaki görevimizi tamamladık evlat!” Diyerek her şeyden elini eteğini çeken, yaşama ümidini kaybetmiş nice insanlar gördüm bu güne kadar.
Bir de ölene dek, heyecanını yitirmeyen, gönlü genç, nice asırlık delikanlılar vardır. “Nüfus cüzdanına ne bakıyorsun gönlüme bak gönlüme ” der her biri.
Unutmayın, kendinizi ne kadar yaşlı hissederseniz hissedin, aslında bir daha olamayacağınız kadar gençsiniz . Yarına da umutla bakın çünkü yarın sizin için geri kalan ömrünüzün ilk günüdür, o da bugündür!
Güzel sözler;
Kalbi güzel olanın hayalleri de güzel olur.
Almuti
Devam edecek…. Gelecek konu; “Kılıbıklık mı, kazaklık mı?”
YORUMLAR
''.....düşünce boyutunda paylaşımdan kaynaklanan mutluluk enerjisi ....''
En güzel ders- sohbetlerden biriydi...
Almuti
Teşekkürler
Saygılarımla
pozitif insanlar her yönden kazanclidir bu hayatta.
ve pozitif insanlarin yaninda bulunmak bile baslibasina bir güctür.
Hayat sevinci bitmez böyle insanlarda hastaliklarinda sansi yoktur pek fazla
iyiki bende böyle biriyim.bütün insanlar pozitife yönelik olsun insallah
hayalleriyle ve gercekleriyle.
güzeldi yine evet begeniyle okudum faydali bir yazi.
yüreginize emeginize saglik
saygimla
Almuti
Esen kalın saygılarımla