5
Yorum
1
Beğeni
0,0
Puan
2081
Okunma
İnkar edenler yaratılmış olan delilleri görmeden geçip giderler.İman eden insanların bunlardan farkı ise Allah’ın yaratmış oldukları delilleri her an görmeleridir.Tefekkür sahibi olanlar bu kudreti ve de bu şaheseri görüp Allah’a yakınlaşmanın yollarını ararlar ve onun adını dıllerınden düşürmezler..
Allah Kuran’ın birçok yerinde "düşünmez misiniz", "düşünenler için deliller
vardır" ifadeleriyle tefekkür etmenin önemini vurgulamaktadır.
Bir tohum düşünün ..nasıl oluyorda bu küçük bir şeyden koskoca bir ağaç meydana gelebiliyor. Nasıl olur da etrafındaki toprağın içinde gerekli malzemeleri ayrıştırıp bunları tahta dokusu oluşturmak için kullanmayı "akledebilir"? Ürettiği ağacın nasıl bir şekle ve yapıya sahip olması gerektiğini nasıl tahmin edebilir.. İnsan bile iyi bir ağaç resmi çizmek gerektiğinde zorlanır; ağacın köklerindeki ve dallarındaki ayrıntıları çizmek zor bir iştir çünkü. Oysa tohum, çizmek şöyle dursun, bu son derece kompleks cismi topraktaki malzemeleri kullanarak sıfırdan üretmektedir. bu durmda tohumun son derece akıllı bir varlık olduğu sonucuna varırız. Daha doğrusu, tohumun içinde son derece etkileyici bir akıl vardır.
Peki bu akıl bu tohuma nereden, nasıl gelmiştir? Nasıl olur da bir çekirdek, böyle bir akla ve hafızaya sahip olabilir?
Toprağa atılan her tohum, Allah’ın ilmi ile kuşatılmıştır.Tohumu yaratan da, toprağın içine düştüğünde onu yarıp içinden yeni bir bitkiyi çıkaran da Allah’tır.
Öyle zaman olur ki, hayat çekilmez bir hal alır. Bazı anlar gelir, tıknefes oluruz, burnumuzdan bile zor nefes alırız. Gecemizi gündüzümüze katar çalışırız, çabalarız, uğraşırız, didiniriz ama istediğimizi elde edemeyiz. Maddi sıkıntılar, anlaşmazlıklar, geçimsizlikler. Çaresiz, eli boş bir duruma düşeriz. Unuttuğumuz şey, bir değişik ifadeyle hakikat ve sır tevekküldür.eğer tevekküle karşı iseniz nefsinize ıtımad ediyosunuz eki her hücrenin ve kâinattaki her sistemin İlâhî iradeyle terbiye edildiğini unutmamalı.. Tevekkül, hastalığa olduğu gibi, ihtiyarlık mevsimi ile insanın yüzüne daha fazla vuran, ölüm habercisi soğuk rüzgârlara karşı da en sağlam zırh. Bundan mahrum olanların tenleri hangi cins kumaşla sarılı olursa olsun, canları her an iğnelenmekte, huzurları daima zedelenmektedir.
Yumurtalarını uzak denizlere bırakıp geri dönen balıklar, rızık kaygısına düşmeden ve doğum kontrolu hesabına girmeden yavru yapan hayvanlar ve nihayet yollarını bilmeden süratle dönen gezegenler... birer tevekkül sahnesi sergiliyorlar....
Allah’a tevekkül eden insan, kalben O’na teveccüh etmiş demektir. Bu teveccüh, başlı başına bir neticedir.
Dünyevî gaye gerçekleşsin veya gerçekleşmesin, uhrevî mahsûl alınmış; ruh, huzurun zevkine ermiş, Allah’ı anmanın safâsını sürmüştür.
ARİF OLGUN YEŞİLYURT