- 2129 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
Dünya ve Diğer Alemler
“İnsanların denendiği ya da bazı hakikatlerin yaşatılarak öğretildiği mekân” şeklinde tercüme edebileceğimiz dünya, uzay diye isimlendirilen bir boşlukta güneş ve kendi etrafında dönen bir gezegendir. Bu boşlukta dünya gibi başkaca gezegen, yıldız, uydu vb. niceliğini veya niteliğini bilemediğimiz daha nice âlemler mevcuttur. Nitekim bazı kaynaklara göre yeryüzündeki insan sayısı kadar, semada yıldız olduğu belirtilmektedir ki; bu doğru olabilir. Çünkü meşhur bir ifade ile de sabittir ki, bazı özel vasıflı insanlar vefat ettiğinde, semada belirgin bir şekilde yıldız kayması olmaktadır. İşte bu, böylesi bir olgunun en belirgin kanıtıdır. Zira bununla birlikte şunu da belirtmeliyiz ki, günümüz dünya semasının görünen gökyüzünde ne kadar da az yıldızım var, farkındasınız değil mi? Bu durumsa bir bakıma biz insanların kalite düzeyinin, en büyük göstergesi anlamına gelmektedir. Bilmem anlatabildim mi?
Güneş, yıldızlar, uydular ve adını telaffuz ettiğimiz gezegenler. Yani Merkür, Venüs, Mars, Jüpiter, Satürn, Uranüs, Neptün gibi… Nitekim dünya ismini verdiğimiz gezegen de, işte bunlardan sadece birisidir.
Hani esrarengiz bir âlem olan rüyadan uyandığımızda, kendimizi tuhaf bir şekilde hayatta buluruz ya, işte o hayat dünya hayatıdır. Zira biz bu dünya hayatını, ebedi ve gerçek bir hayat zannederek yaşarız. Aslında dünya hayatı, o uyurken gördüğümüz rüyalar âleminin bir başka versiyonudur. Nitekim ölüm denen hakikat, her birimizi bu uzun bir süreç olan yaşadıkça hissettiğimiz rüya âleminden uyandırıp yani dünyadan alıp en gerçek ve ebedi hayat olan mahşer ya da ahiret âlemine taşıyacaktır. Öyle ki bu ölüm hakikatini, çevremizdeki insanlar üzerinde sürekli gözlemlemekteyiz. Zira gidenlerin, hiçbirinin geri gelmediğini de düşünerek, şüphesiz ki ilahi kitaplarda bu konuyla ilgili belirtilen ifadelerin hepsini kesinlikle dikkate almamız gerekmektedir. Yani bu dünya hayatı, gerçekten de Allahın iyi ve kötüyü ayırt etme amacıyla inşa ettiği bir sınav merkezi olsa gerek. Ki gerçekten de öyledir. Dolayısıyla her insanın kendi başarı düzeyini sergileyeceği böylesi ciddi bir imtihanda, sınıfta kalmak veya başarısızlar grubunun içinde olmak, herkesçe kabul edilir ki iyi bir sonuç değildir. Başarmaksa, kesinlikle her şeyin hakiki sahibi olan Allahın varlığını kabul etmek ve sonrasında da, peygamberleri aracılığıyla beyan ettiği buyrukları yerine getirmekten geçmektedir.
Yaşınız kaç olursa olsun, zira bütün koşturmacaları bir kenara bırakarak geriye yani şu ana kadar yaşadığınız onca hayata dönüp bir bakın ve düşünün. Kesinlikle görüp, anlayacaksınız ki zaman tıpkı bir su misali akıp gitmekte ve bu akıntı hepimizi bilmediğimiz bir yere taşımaktadır. Bu dünya âlemine laf olsun diye gönderilmeyeceğimize göre de, gelin tüm insanlık olarak yaratılış gayemizi ve yeryüzündeki yaptığımız işlerle neyin amaçlandığını bir düşünelim, araştıralım ve öğrendiklerimizle hayatımıza yön vermeye çalışalım. İyice düşünürsek kesinlikle anlayacağız ki, bu dünya hayatından sonra farklı bir âlemin daha olduğu hiç şüphesiz kesindir.
Zira ne kadar çok araştırılsa da bilinemeyen faili meçhul olayların insanüstü bir güç ya da her şeyi görüp gözetleyen biri olan Allah tarafından, günü geldiğinde muhakeme edilmesi, hepimizce kabul edilebilir ve çok mantıklı bir durum olsa gerek. Ki zira işte böylesi faili meçhul bir olayda canı yananın yani mazlumun kendimiz olduğunu düşününce, suçlunun bulunup cezalandırılmasını ne kadar da çok isteriz değil mi? Nitekim böylesi faili meçhullerin ve aydınlanamayan vakıaların gün yüzüne çıkarılacağı bir âlem ki işte o âlem, ahiret âlemidir. Bize düşen görevse, böyle bir âlemin varlığına inanmak ve bu muhakeme âlemine olabildiğince en güzel şekilde hazırlanmaya çalışmaktır.
Bu dünya hayatı için, hepimizin ağzında sakız olmuş, bazı meşhur deyimler vardır ki, onlarsa dünyanın yalan ya da vefasız olduğu şeklindeki ifadelerdir. Fakat bunlar, kesinlikle doğru olmayan ve anlamsızca söylenmiş telaffuzlardır. Çünkü yalan ve ihanet dolu olan dünya değil, aksine üzerinde yaşayan insanlardır. Zira en nihayetinde dünyayı güzelleştirmek de, cehenneme çevirmek de biz insanların elindedir. O nedenle gelin bir başka âlemde cennet tasavvur etmektense, şu yaşadığımız dünyayı elimizden geldiği kadarıyla cennete çevirmenin yoluna bakalım ve bu uğurda adımlar atalım. Özgürlükçü ve barış dolu bir dünya var edelim. Zira gelin içimizdeki ve dünyamızdaki tüm nefret belirtilerini yok edelim de yerine sadece sevgi tohumları ekelim. Bakın işte o zaman, yalan ya da vefasız yakıştırmalarını yaptığız dünya, nasıl da güzel bir hale gelecek...
Mehmet Akif UÇAR
YORUMLAR
Bu dünya hayatı için, hepimizin ağzında sakız olmuş, bazı meşhur deyimler vardır ki, onlarsa dünyanın yalan ya da vefasız olduğu şeklindeki ifadelerdir. Fakat bunlar, kesinlikle doğru olmayan ve anlamsızca söylenmiş telaffuzlardır. Çünkü yalan ve ihanet dolu olan dünya değil, aksine üzerinde yaşayan insanlardır. Zira en nihayetinde dünyayı güzelleştirmek de, cehenneme çevirmek de biz insanların elindedir. O nedenle gelin bir başka âlemde cennet tasavvur etmektense, şu yaşadığımız dünyayı elimizden geldiği kadarıyla cennete çevirmenin yoluna bakalım ve bu uğurda adımlar atalım. Özgürlükçü ve barış dolu bir dünya var edelim. Zira gelin içimizdeki ve dünyamızdaki tüm nefret belirtilerini yok edelim de yerine sadece sevgi tohumları ekelim. Bakın işte o zaman, yalan ya da vefasız yakıştırmalarını yaptığız dünya, nasıl da güzel bir hale gelecek...
ÇOK GÜZEL VE DOĞRU ANLATIM GÜZEL İSTEKLER İNŞALLAH BU DÜNYAYI CENNET YAPANLARDAN OLURUZ..SELAMLARIMLA