Ahılkelekte dünyaya gelmişti. ARDAHAN ÖYKÜLERİ 91

• 8 Mart 2010 Pazartesi 20:40:11

Elini at dünyanın saçlarına. Ne gelirse al.
Herşeyi güzel,
Kalbleri,
Ayrılıkları,
Göçleri,
Başka yer de dünya’ya gelmesi...
...........
Su da kum radyo istasyonları;
Bir yahşı müzik çalıyor.
Spiker keyfci gence benziyor.
Şarkıcıyla birlikte söylüyor.
Spiker, şarkıcıdan güzel söylüyor.
...........
Ahılkelek de 1900’ ler de dünyaya gelmişti. Saraç Kiraz Dayı.
Ve İstanbul da gözlerini kapattığında:
Yıl: 2010.

KARACAOĞLAN şöyle dememiş miydi?
"- Sultan Süleyman’a kalmayan dünya,
Bu dağlar yerinden ayrılır bir gün..."

Ahılkeleğin soğuğu Ardahan’la aynı. Hatta artık. Ayaza çekende kış zemheride: Adamın tüpürüğü havada asılır...
Saraçlık sanatı, Kiraz Dayı ya babası: İbrahim Efendiden intikaldir.
Ahılkelek te 1900’ ler de meydana gelen zelzele insanları tedirgin etmişti.
Tat, tuz kalmamıştı.
Savaşlar ve ayrılışlar...
İbrahim Efendi sanatkarlığına güverek Kars’a bir sonra da Ardahan’a gelip, yerleşmişti.

Kiraz Dayı gibi Ahılkelek, Ahıska tertipliler eskiden çoktu.
Yüzyıl olmuş!
Son ahılkelekli idi, desek.
Yanılırmıyız?

_ Bilir misiniz?
"Son Ahılkelekli vefat etti."
...Ve bilir miyiz ki?
"Sefil Şenlik der ki bu dünya fâni
İskender Ürüstem Süleyman hani."

Radyocu genç Karacaoğlanın şarkısını çalıyor. Teypden... Sözler nasıl hakiki! Ayağının altından insanın yer gidiyor!...
Rıza Tevfik: " Bir hakikat var mı derken birce hayale döner dünya, alem. "
...Ve göresir miyiz, eskiden çok gittiğimiz geldiğimiz caddeleri?..
Gün içinde kaç defa... Kaldırımın kenarına kıyı,
Saraç dükkanı Hükümet Konağının aşağısıdaydı.
O sırada Faruk Çanakçı’nın ayakkabıcı dükanı birce tek kalmış. Hepsi yeni esnaflar.
İsmet Avşar’ın ilk gazete bayii de...
Kuyumcu Alaattin’in sarrafiyesi...
Avukat Halis Özdemir yazıhanesi.
Baykalların manifatura.
Caddenin karşı karşıya kaldırımları birinde Saraç Kiraz Dayının saraciye dükanı. Millet Bahçesi kaldırımın da kışın yürüyen insanlar. Yazın kalabalıklar...
Saraciyenin camekanları eşyalardan, ürünlerden bir kapının boşluğunda kapı gibi duran giriş bulunurdu.
Çerkes eyeri, zincir ve çeşitleri, kemerler, koşum takımları, dizginler, kantarma, buzağı, kuzulara asılan süs boncukları.
Güneş Ardahan da, spesifik ışıklar altına astığı ovayı, aydınlardı.
Ne demeğe getiriyoruz lafı:
1970 lerin filmlerinde ışık solgun ve sıcak renklerden hasılı.
1940 lar siyah beyaz.
2000 lerde ise filtre renkler kahverenkler çokluk ta ya da beyazlar patlarcasına kareyi doldurur.
Fiziksel, kimyasal gelişmeyle atbaşı ışıklar sinema da ilerlemiş.
Teknolojide spesifizm, dönem, evre, muhit’e göre özgülleşerek ayrılıyorsa.
Görsel alem; evrende, bir spesifizmden bahis açmamız az önce ki doğrulamamızla gayet olanaklı.
Öyleyse, ZAMANIN BİR RENGİNDEN SÖZ EDEBİLİRİZ:
Ardahanın güneşi ve o devrin ışığı parım, parım hükümet caddesini solgun koyu şiddetli gamda renklerle aydınlatıyordu.
Her yerin güneşi kendine özgüdür. Diğer yerlerin ışığına benzemez. zaman olarakta benzemez.
" ZAMANIN RENGİ "
Devrine has ışıkları yakalatıp anlatmamız lazım. Sanatın esas işi bunlar:
Kına kaşığı renginde kırmızılar. Millet Bahçesi geceden apardığı serinliği çiselerin pürçüğünde etrafında ızgara sistemiyle kesişen caddelere selamın aleyküm diyor. sabahlar hayırlı olsun!...
SABAHINIZ HAYROLSUN!
Yazın gömlek giyerdi, rahmetli. Ekoseli desenleri seçerdi. Kollarını çemrerdi. Yakadan bir düğme açardı. başına laci tonda kasket giyerdi. Saçının rengini Zeki Abinin saçı gibi hatırlarım; kumral açık kumral hatta.
" Bir hakikat var mı derken bir hayale döneriz. "
Ardahanın renkleri yağmurunda kapıya dikilir. Hayata merhaba diyen insanlara safa hoş ederdi. Ayakta durmasını pek severdi sandalyede oturarak zaman savmazdı. Sırtını dayardı. Dükanın süveye ve ya Millet Bahçesinin çepere. Kendi aralarında takıldıkları hoş sohbet arkadaşları vardı. onlarla çay içer, espiri yapardı. Kasap Devrüşlerin Nuri Emi, İbrahim Avşar, Saatçi Feridun, Fırıncı Mustafa Ekmekçi...
En az yetmiş beş sene saraciyelikte, dükanında: "Ardahan " şarkısını en güzel notadan, en güzel avazla söyledi.
Ahılkelek,
Ardahan,
İstanbul.
Birinde doğdu.
Ardahanda doyduk.
İstanbul da hakka yürüdü.
Allah rahmet etsin.
" Son Ahılkelekli vefat etti "