- 507 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
nefes bitene kadar
bir dip noktası yoktur; diplerimiz vardır, dibini bulduğumuzda henüz yol almaya başlayacağımız....
’bitti’, ’bu kadardı’, ’sonrası yok artık’ dediğimiz nice ilişki, iş, fikir ve duygumuz o sondan sonra yeni akışlar gördü, görmedik mi? belki figüranı silkeledik yaşamımızdan; ama biz özne değer, ya yapıştık bir toza uçtuk geleceğimize; ya da bir kaya olduk yapışamadı bize önceye ait bir şey önümüzde.
daha geçen hafta en bunalgın zamanındı hatırlasana. ve sen ışıltı, ne kadar mutluydun, gözlerinin içi gülüyordu üç beş gün önce. şimdi ise şu an o bunalgın bitmiş kişi gülümsemede ekvator güneşi tenini yalarmışcasına ve diğeri ağlamalarda soğuk suların ayazını yemiş bir halde.
dün öldü, bugün can çekişmede ve yarın ise henüz doğmadı dostum.
geçmişi sırtına semer yapıp, yarınına yük etme. yarını yarın yaşarsın, bu güne bak sen. ağız tadını ne kadar kolay harcıyorsun. savunabileceğinin düşmanı olan düşmanı olduğunun er ya da geç savunucusu olacaktır.
bitmiyor işte
bitmeyecek
bir öyle bir böyle geçecek zaman bize
nefesimiz bitene kadar.
istediğin kadar ’bittim’ de...
ölene kadar yaşamaya mecbursun.
ya benimle ya bensiz; ama asla kendinsizlik yok.
kendinle barış da kurda kuşa yem etme kendini.
ben harcanmış olsam da sende
harcanmayacak kadar kıymetlisin bende
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.