- 580 Okunma
- 2 Yorum
- 0 Beğeni
RUH ÜZERİNDE “ÇOK” KONUŞMAK “BOŞ” KONUŞMAKTIR
RUH ÜZERİNDE “ÇOK” KONUŞMAK “BOŞ” KONUŞMAKTIR
Bu yazıda maksadım, ne Psikiyatri ne de Psikoloji Bilimi’ni eleştirmek değildir. Buna hiç niyetim yok. Bu hususu açıkça belirttikten sonra, yazımın özü olan ve başlıkta da kısmen bulunan cümleyi yazayım: “Ruh üzerinde “çok” konuşmak, “boş” konuşmaktır. Ruh üzerinde “az” konuşmak, “öz” konuşmaktır.”
Bu kuralı böylece belirlerken dayandığım iki esas var. 1- Kur’an-ı Kerim. 2-Müşahede ve Tefekkürlerim.
Kur’an-ı Kerim’de İsra Suresi 85. ayette; “sana ruhtan sorarlar; de ki: "Ruh, Rabbimin emrindendir, size ilimden yalnızca az bir şey verilmiştir" diye açık ve net olarak belirtilen bir ifadeden dolayı elbette, kolaylıkla, “Ruh üzerinde “çok” konuşmak, “boş” konuşmaktır. Ruh üzerinde “az” konuşmak, “öz” konuşmaktır” diyebiliriz.
Ruh hakkında az konuş, eşya hakkında konuşabildiğin kadar konuş. Ruh’un zıttı “eşya”dır. Ruh hakkında en az bilgi (minimum bilgi) verilmişken İnsanoğluna, eşya konusunda en fazla bilgi (maksimum bilgi) verilmiştir.
Allahüalem, “insanoğlu, medeniyet tekâmül ettikçe, çağ ilerledikçe ve zaman geçtikçe, ruh konusunda ciddi bir ilerleme sağlayamayacak, ancak, eşyaya ait bütün sırlar, bir bir çözülecek ve Kıyamete yakın eşya hakkında her şey ayan-beyan ortaya çıkacaktır.”
Eşya derken, Allah’ın “Hâlık” isminin tecellisi olan Yaratılmış her şeye ait sırlar ortaya çıkacaktır. İnsan bedeni, madde, dağ-taş, hava-su, enerji, ışık, kimya, biyoloji velhasıl her şeyin, her eşyanın sırrı çözülecektir. Çünkü, buna Allah izin vermiştir. Ancak, “ruh” konusunda aynı izni vermemiştir. Elbette, hikmeti vardır. (Tefekkür eden anlar)
Evet, eşyanın tüm özellikleri, zaman zaman, safha safha, bir bir ortaya çıkarılacak ve insanoğlu bunları öğrenecektir. Zaten, öğreniyor da. Bilim Adamları bunları peyderpey açığa çıkarıyor.
Kur’an-ı Kerim’de bildirildiği üzere, Allah, Adem’e, eşyanın isimlerini öğretmiş ve sırlarını bildirmiştir. (Bakara Suresi, 31. ayet: Ve Adem’e (eşyanın) isimlerin hepsini öğretti.) Burada, “öğretti” kelimesinden, insan bu özellikler, bu donanıma uygun yaratıldı mânâsını anlamak lazım. Fakat, ruh konusunda aynı donanım mevcut değildir.
İşte bundan dolayı, “ruh hakkındaki bilgilerimiz eski çağlara göre çok da ileri seviyede değildir.” Burada, bana şunu söylemeyin, “Psikiyatri, Psikoloji eskiye nazaran gelişti, falan, filan” demeyin. (Allah muhtaç etmesin) Psikiyatrist ve Psikologların “derde kesin derman” anlamında, geçmişteki alimlere nazaran bildikleri fazla bir şey de yok. Zaten, yukarıdaki ayetin ışığında, eskiye nazaran bildikleri farklı bir husus da olamaz. Ancak, hastalara eskiye nazaran daha fazla teskin edici ya da daha fazla uyutucu ilaçlar veriyorlar. Kaldı ki, bunlar eskiden de biliniyordu. Hatta, geçmişteki İlim Adamları şimdikilerden daha mantıklı ve daha akılcı yöntemlerle tedavi yöntemleri geliştirmişti. Eskiden ruh hastaları musiki ile, suların sesiyle, kuşların cıvıltısıyla, huzurlu bir ortamda tedavi edilirken, şimdilerde, elektro şok, zart-zurt türü tedavilerle, (Allah Korusun) hasta yatakta hop hop hoplatılıyor. Hasta, adeta sersemletiliyor. Bunun adına da “bilim” deniliyor. (Burada şunu da ifade edeyim, bir yakınımın hastalığı nedeniyle, Psikiyatristlerle görüşmelerim ve hastaları muayene sırasında gözlemlerim olmuştur. Yani, konu hakkında “hariçten gazel okumuyorum.” Hariçten gazel okuduğumu iddia edenler, “günümüzdeki ruh biliminin, ruh hastalarının ya da ruhi problemleri olanların derdine derman mânâsında yüzde kaç oranında başarı sağladıkları noktasında bir “oran” söylesinler.” Halbuki insanoğlunun bedeni hastalıklarının tedavisi noktasında geçmişe nazaran büyük bir ilerleme ve muazzam bir gelişme vardır. Buna imkan veren Allah’tır. Çünkü, Allah (cc) Adem’e eşyanın sırlarını bir bir söylemiştir. Zamanı geldiğinde hepsi bir bir ortaya çıkacaktır Allah’ın izniyle.
Yazımın bu noktasında, ruh konusunda meşhur bir tartışma vardır, onu hatırlatmak istedim. “Ruh yaratılmış mıdır? Ya da ezelden beri var mıdır?” Buna cevap olarak şunu, yani başta söylediğimi buraya yazıyor ve konuyu kapatıyorum: “Ruh üzerinde “çok” konuşmak, “boş” konuşmaktır. Ruh üzerinde “az” konuşmak, “öz” konuşmaktır.”
Bu kadar. Yani, bu hususu, “ne, ruh yaratılmıştır diyen bilir, ne de, ruh yaratılmamıştır, ezelden beri vardır diyen bilir.” İkisi de bilemez. Yalnızca Bir olan Allah (cc) bilir. O Hâlık’tır, o Alim’dir, o Hakim’dir. Yazımın bu noktasında Allah’ın bu üç ismini mânâlarıyla birlikte yazıyorum: “El-Hâlık”: Yaratan, yoktan var eden. Varlıkların geçireceği halleri takdir eden. “El-Alîm”: Gizli açık, geçmiş, gelecek, her şeyi, ezeli ve ebedi ilmi ile en mükemmel bilen. “Hakîm”: Her şeyi hikmetle yaratan, her şeyin hakikat ve hikmetini bilen.
Durum bu. Vesselam.
Ahmet SANDAL
YORUMLAR
Değerli Vefalı Dostum merhaba. Sağolasın. Çok içten ve çok mânâlı sözleriniz ve yorumunuz için teşekkürlerimi sunarım. Ben Ruh konusunda kendime ait ve özümde yaşadığım düşünceler taşıyorum ve bu nedenle onları açıklamıyorum.Sizin tespitlerinizde bu "keşfe" girer. Yalnız beni bağlar yani. Mesela, "yaratılmış her şey fani diyoruz." Peki, Ruh fani mi? Hayır ve olabildiğince ezeli ve ebedi. Öyleyse Ruhun yaratılmadığını özümde biliyorum. Ölenin yalnızca bedenim olacağını ve ruhum için böyle bir durumun sözkonusu olmadığını biliyorum. Ruhum hep genç. Bunu da biliyorum. Bunlar yalnızca kendimi ilgilendirdiği için, yukarıdaki yazıda buna değinmedim. Ancak, bir ipucu verdim. Allah'ın Hâlık ismi yalnız eşyalar için geçerlidir diye bir cümleyi açıkça söylemedim, fakat üstü kapalı ima ettim. Neyse sözü uzatmayayım. Yorumunuza ve katkınıza teşekkür ederim. Selamlar
bilinmeyen üzerine söylenenler ya bilgidir ya da keşftir..ilim herkesi ilgilendirir ve herkesi bağlar..keşf ise herkesi bilgilendirir ancak sadce sahibini bağlar..!
kim ne derse ya ilimden..ya keşften ya sallamadandır söyledikleri..
ruh bilinmezlerin kendisidir..birşeyin bilinmesi zıddıyla mümkündür..ruhun zıddı olmadığından ruh ruhtur tanımında çakılı kalır insan..!
bilinen bilinir..bilinmeyen araştırılır..üzerine çok şeyler söylenir..ama ne var ki ruh üzerine çok yerine boş şeyler söylenir..ruhun kendisi mechuldür..etkileri bellidir..elin havada sallanmasıyla meydana çıkan varlığı gibi..ruhu bilmek başka..ruhla yaşamak başkadır..!
sevgisaygı