- 1647 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
ELİFE MEKTUPLAR 3 - SEN Kİ
ELİF GİBİ YALNIZIM!
NE ESREM NE ÖTREM..
NE BENİ DURDURAN BİR CEZMİM
NE BANA BEN KATAN BİR ŞEDDEM VAR
NE ELİMİ TUTAN BİR HARF,
NE ANLAM KATAN BİR HAREKEM..
KALAKALDIM SAYFALAR ORTASINDA,İŞTE BÖYLE BEN GİBİ SEN GİBİ...
BİR OKUYAN BEKLEDİM BİR HIFZEDEN BELKİ.
GÖLGESİNİ İSTEDİM BİR DOSTUN MED GİBİ...
Aynı sözlerle yeniden merhaba Elif’im.Bu sana üçüncü mektubum.Ey!Can özüm,türkü gözlüm,hüzün çiçeğim,gece gözlüm dinle beni:
Kaderimiz kadar siyah gecelerde sen ile ben ayrımına girdiğim bu saatlerde akıl ve ruhumu yine seninle kapladım.Nasılsın Elif’im iyi misin?
Sen ki:
Rabbimin bana bir lütfusun.Yalnız ve çaresiz kaldığım,kendimi kimsesizliğin kuyusuna hapsettiğim şu dünyada rabbimin yetiştirdiğisin,geceme güneşsin,en güzel varlıksın.
Sana olan sevdam bu devirde anlaşılmaz ve yine benim düşüncemdir ki Elif’im,can özüm
türkü gözlüm,hüzün çiçeğim,gece gözlüm sana bütün bu sıfatları yakıştıran ben bu neslin kat-i suretle aşkı bilmediğini düşünüyorum.Hasretini yazdığım geceler şahidim olsun ki;seni benden, seni senden ve seni her şeyden çok seviyorum.Sana olan yürek yangını,hüzün sağınağı aşkımı anlaman için çağlar ötesinden gelen ve adına aşk dediğim o mübarek duyguyu bilmen gerekir.Bu da yetmez Elif’im sana olan sevdamı anlamaya. Bütün aşkları,cümle aşıkları bilmen gerekir.Ben seni çaresizliğin girdabında,
heceler ötesinde kavuşamayan sevdalarda ki aşklarda sevdim bilesin...Gül ile Bülbülde
Leyla ile Mecnunda,Aslı ile Keremde,Ferhat ile Şirinde vel hasıl tüm aşklarda olduğu gibi
hüzünlü,karşılıksız,yiğitçe seni sevdim.Senin hatrını sordum ama;kendimden bahsetmeyi
unuttum.Ben yine uzak şehirlerde,yeşil gözlü bir yarin hayalini kurarım,suskunluğuma
yürek yangını şiirlerimi gizlerim,seni senden dilenmenin tarifsiz hüznüyle şiirleri,hasretinle
süslerim ya da hiç uzatmayayım bir garip ben işte...
Benden uzaklarda olmana rağmen her gece yarısı senin şehirlerinde benim şiirlerimle bir
gece geçiririm.Benim gibi hüzünlü,dertli bir gece...Hüzünlü türküler mırıldanırım,senin şehrinde sana şiir yazmak nasıl bir yangındır...Biz seninle nice sevdaların ölümüne tanık
lık ettik öyle değil mi Elif’im? kendi sevdamızda dahil o hiç bitmeyecek dediğimiz,göz göze
geldiğimiz vakit tüm soğukları alev aldıran aşkımızda dahil...Ama;ben bildiğime ağlarım,
seni düşününce ağlarım,hasretine ağlarım.Sana her türkü gözlüm dediğimde yüreğim
den bir şeyler kopar öylece yığılıp kalırım sokak başlarında sensiz,sahipsiz,virane sokak
başlarında....Bu gece ne oldu biliyor musun Elif’im?İstasyon caddesinin arkasında buluş
tuğumuz o park vardıya hatırladın mı Elif’im?Ansızın aklıma sen düştün o gece,düştüm
bende yollara;sensiz, vakitsiz,yorgun,hasta yollara yıkıla yıkıla gitti ayaklarım o parka
Senin olmadığın o parkta ben seni hayal ettim.Yolda yürürken bir anda bir ışık belirdi
karanlık yüreğimde ’Elif’te’ ordamıdır?Başladım koşmaya sana koşar gibi ilerledim,ter su
içinde kaldım.Soluk soluğa oturduğumuz o banka yaklaştım ama;sen yoktun...
O gece sabah namazına kadar;mendil satan çocuklar,tinerciler,dilenciler,kimsesizler bir
de garip ben işte kimi ışığı bekledi kimi;bir yudum su bir parça ekmek,kimi de gece gözlü bir güzeli bekledi.Çok ağladım Elif çok ağladım...Senin para verip mendil aldığın,kimsesiz dediğin çocukların ellerini öptüm belki kokun vardır diye.Deli sandı beni yoldan geçen insanlar heralde, özünde onlarda haklı ’Mecnun’deli demek değil mi?Bense o karalıkta gözlerimi kapayıp seni hayal ettim,bizim şiirimizi okudum kuşlara ellerimi sen diye,elleri
min üstüne koydum.Selama değmeyen aşklara seslendim...
______________ BİR SELAMA DEĞMEDİ
Bu gün ben seni gördüm
Selam vermek istedim
Yüzünü yana çevirdin
Söyle,yıllardan beri
Kalbimizin beraber duyduğu
Beraber vurduğu yılları
Peki,ne çabuk unuttun
Beş yıl gözümüzden akan o kanlı yaşlar
Bir selama değmedi
Hiç yüzüme bakmadan yanımdan nasıl geçtin
Sen aşkın selamını korkuya mı değiştin
Yoksa sen kendi yeminine sözüne sadık kalmadın mı?
O kadar yakın iken bu kadar uzak oldun
Tatlı gülüşlerimiz, acı feryatlarımız
Bir selama değmedi
Kaygılı-kaygısız anlarımız
Bir selama değmedi
Yalnız şimdi anladım sen daha benim için
Ulaşılmaz bir çiçeksin
Yaşanmış günlerimde tekrar geri dönmeyeceksin
Kop ey tufan, es ey yel, Hazan oldum döküldüm
Tam beş yıl kalbimde
Beslediğim sevgi, bir selama değmedi
Bir günlük hasretime dayanamayan gülüm
Peki ne oldu bu hasret bir selama değmedi
Gittin, arkandan baktım can ayrıldı canımdan
Sen nasıl sorumsuzca geçtin yanımdan
Ah çektim,üstümdeki yapraklar titredi gülüm
Senin kalbin titremedi
Arkanada bakmadın
Neden senin yolunu sevgim kesmedi?
Kazancımız söyle bu mu?
Söylenmemiş o selam elvedamız oldu mu?
Sen bana zulm ettin bana zulum yakışır
Bir selama değmeyen aşka ölüm yakışır...
Sen ki:
Her gece yarısı uyandığımsın,ruhumu arındırdığımsın ve çaresiz boyun büktüğümsün.
Affına sığınırım binlerce şiir yazdım gece gözlerine,hayallerimize,senin gidişine,son vedamıza hani ’bir selama değmeyen’gidişin vardıya...Şiir konusunda suçlu sensin her
şiirde mısra sen olunca söyleyende ben oluyorum.Halimden kesinlikle şikayetçi değilim Rabbime şükürler olsun,seni yüreğime koyan,seni bana canan yapan,türkü gözlerine ağıtlar yaktıran Rabbime şükürler olsun.Bugün yeryüzünde yaşayan;kalbinde aşkı
sevdayı,çileyi,hasreti barındıran ve Mecnuna,Kereme,Ferhata varis olmaya çalışan
günümüzün;paravan aşklarını elinin tersiyle bir kenara iten,belden aşağısı rezalet,
ihanet,şehvet duygularını aşk zannetmeyen binlerce insan sana yazdığım yürek yangını
hasret türkülü,sevdalı,edepli,vefekar mektupları okuyup ağlıyor.Her satırda aşkı ve sev
dayı bir kez daha anlayıp yaşıyor...Onlar yaşadıkça ben de ağlıyorum.Zındanda Yusuf
dağda Ferhat,çölde Mecnun,alevlerin ortasında Kerem gibi...Sen sakın ağlama olur mu?
Yaş akmasın o gece gözlerinden,eğer olur da benim yüzümden ağlarsan haberim olsun
bir çift hüzünlü göz fedadır,kirpiğiyle beraber tek damla gözyaşına.Ben sana gönlümü
vermişim göz dediğin nedir ki ’türkü gözlüm’?
Sen ki:
Türkü gözlüm diyip sevdiğim yarimsin,gece gözlerine ağıtlar yaktığımsın.Kefen beyaz
lığında ki umutlarıma bir avuç topraksın.Gündüzlere inat gecemsin,hasretimsin mısra
mısra yazdığım şiirsin...Her sevdada bensin bendesin.Sana ne zaman türkü gözlüm desem aklıma hep ’Murat ile Aslı’ gelir.Ne kadar çok sevmişlerdi birbirlerini öyle değil mi
Elifim?Onlarda kavuşamadı bizde şimdi acaba ne yapıyorlar bizim için dua ederler mi?
Ünüversiteye yeni başlayan Murat ve Aslı tesadüfen okulun müzik kulübünde tanışır. Murat çok iyi gitar çalan uzun boylu, esmer ve herkezin çok çabuk dikkatini çeken bir müzisyendir. Aslı ise kocaman siyah gözleri ve masum bakışlarıyla bölümün en başarılı ve en güzel kızlarındandır. Murat etkilendiği gözlerinden dolayı ona türkü gözlüm demektedir. Okulun müzik bölümünde bir çok konser verir ve ayrıca harçlığını çıkarmak için barlarda müzik yapar iyi bir hayran kitlesine sahiptir. Fakat gözü Aslıdan başkasını görmez. Murat babasını yıllar önce kaybetmiş annesinin emekli maaşiyla okuyan bir gençtir. Aslıyla büyük aşk yaşarlar. Bir süre sonra Murat’ ın annesinin sağlık durumu bozulur ve memleketine geri dömek zorunda kalır.Döner dönmez askere gider bu aşkı unutmaya çalışırlar, yinede birbirlerini unutamayan gençler tekrar telefonlaşmaya başlarlar. Bu hasret ikisi içinde zordur. Aslı Murat için okulunu bırakır ve nihayet ailelerini ikna ederek evlenmeye karar verirler. Evlendikleri gün feci bir kaza yaparlar çok kötü bir şekilde can verirler.Tarih artık onlarıda yazdı aşkın bir ucuna ne dersin
gece gözlüm bir destanda biz yazalım mı? Allah ikisinede rahmet eylesin sana söylediğim
her sözde büyük bir sevdayı yazıyorum bilesin...
Sen gecenin ayazında sana yazdığım mektupları okurken, ben sana şiirler yazıyorum
bilesin...
Üstünü kalın giyin olur mu? Üşütürsün Allah korusun
Bu mektubumda sen ki dedim; bende ki seni anlattım...sürç- i lisan ettimse af ola...
’ALLAHIMA EMANETSİN ELİF’İM’
MEHMET ÖZMEN (27.02.2010)
____________________________
* BİR SELAMA DEĞMEDİ: bahtiyar vahapzade