Geleceği Yorumlamak ve Gerçekler (13)
Yarın ve olacaklar hakkında yorum yapanlar, kendi kapasitelerine göre yorum yaparlar.
Hayattan ders alan, tecrübe sahibi insanların yorumları ise bir başka olur.
Bizlerden farklı düşünen, düşünmediklerimizi söyleyen bu insanlara hem bilge deriz, hem de ders almayız söylediklerinden.
Aslında tecrübeler insanlara geleceği gösteren birer dürbün gibidir, ama anlayana!
Bu konuda ihtiyar köylü ve atıyla ilgili güzel bir hikaye vardır.
Bir gün bir ihtiyar köylünün eline vahşi bir at geçer. Dillere destan olan bu at kralın kulağına da gider.
Kral adamlarına emir verir, ne gerekirse yapın, kesenin ağzını açın, o atı bana alın der.
Kralın adamları ihtiyar köylüye gelirler ama ne yaparlarsa yapsınlar, kabul ettiremezler ihtiyara. Bir hazine teklif ederler ama nafile.
Köylüler bu durumu şaşkınlıkla seyrederler ve kralın adamları gittikten sonra ihtiyara;
“-Be aksi adam, bir hazine teklif ettiler sana, ömür boyu mutlu yaşayacaktın atı satsaydın ya” derler adam hiç sesini çıkarmaz.
Ertesi gün ahırın kapısı kırılmış ve at kaçmıştır. Köylüler ihtiyara gelerek;
“-Demedik mi sana, bir ömür boyu rahat edecektin, şimdi at da yok, sefalet içinde sürecek ömrün” dediklerinde ihtiyar köylülere dönerek;
“-O sizin yorumunuz. Şu anda bilmeniz gereken sadece benim atımın kaybolduğudur. Gerçekler ise sizin yorumlarınızdan çok daha başka” der.
Birkaç gün sonra at, yanında en az kendisi kadar güzel 3-5 vahşi atı da almış olarak ihtiyara geri döner. Bunun üzerine köylüler ihtiyara;
“-Sen haklı çıktın, şimdi eskisinden de zengin olacaksın” dediklerinde ihtiyar;
“-O sizin yorumunuz, şu anda ben sadece birkaç ata daha sahip oldum, bütün gerçek bu” der yine.
Ertesi gün ihtiyarın tek oğlu atları eğitmek isterken düşer, kolunu ve bacağını kırmıştır. Köylüler tekrar ihtiyara gelerek;
“-Yine sen haklı çıktın. Ama bu sefer işin kötü, tek oğlun yatakta. İşlerini görecek başka kimsen de yok, yine sefil olacaksın” dediklerinde ihtiyar;
“-O sizin yorumunuz. Şu anda bilmemiz gereken benim oğlumun yatakta hasta olarak yattığı, sizinkilerin de sağlıklı olduğudur. Gerçekler ise sizin bildiklerinizden farklıdır” der yine.
Aradan haftalar geçmiştir ki ülke çetin bir savaşa girmiştir. Kral, her köyde eli silah tutan ne kadar genç varsa toplayın getirin diye emir çıkartır.
Köylülerin bütün çocukları askere gider, geride ihtiyarın yataktaki oğlu kalmıştır.
Köylüler ihtiyara gelerek, yine sen haklı çıktın. Bizim çocuklarımız bu savaştan geri dönemezler. Bizim halimiz çok kötü dediklerinde ihtiyar;
“-Anlaşıldı siz akıllanmayacaksınız, şu anda bilmeniz gereken sizin çocuklarınızın savaşta, benimkinin ise yatakta olduğudur. Gerçekler sizin yorumlarınızdan daima farklıdır” der son kez.
Nasrettin hocanın bindiği dalı keserken, ona düşeceğini söyleyen adama, düştükten sonra ne zaman öleceğini sorması ise fıkralarımıza konu olmuştur.
Dalın kesilmesiyle düşüleceğini bilmeyi yani tecrübeyi ne güzel anlatır bize bu fıkra.
Almuti
Devam edecek…. Gelecek konu; “İnanmaktan Doğan Enerji ve Uğursuzluk”
YORUMLAR
bir sezgi olabilir belki ama yarin adina evet bugünden kesin konusmamali aslinda
bir de olaylarin gelisimini de göz önünde bulundurmali.
bugün düsündügümüz sekli yarin begenmeyebiliriz bir söz var düsünceleri degismeyenler ölüler ve delilerdir.
bakis acilarida bir olayin gelisimi ile degisiyor cünkü.
yani birazda zaman hersey aslinda.
güzeldi yüreginize saglik
saygilarimla
Almuti
Teşekkürler ilgi ve yorum için
saygılarımla
Alınacak çok derslerimiz var daha..Her öykü bir kaç ders birden veriyor okuyucuya..
Almuti
teşekkürlerimi sunuyorum
saygılarımla