- 16053 Okunma
- 7 Yorum
- 0 Beğeni
Gençlik
Gençlik yılların da insanlarda cahil cesareti vardır. Olayların üzerine balıklama atlamaya hazırdırlar. Çünkü o yıllarda insan dünyada var olduğunun, birşey olduğunun, kendisinin de doğruları bildiğinin ve haklı olduğunun mücadelesini verir. Hep savunma mekanizmasını işletir ve bunu yaparken de etrafındaki insanları kırdığının, üzdüğünün farkında bile olmaz.
İnsanlarda belli bir yaştan sonraki bilgi ve birikimin yanında, gençliğindeki enerjisi, azmi, hırsı, cesareti de olsa dünya, şimdikinden daha çok güzel olurdu diye düşünüyorum. Bizler hep değişken bir süreç içinde yaşıyoruz. Fikirlerimiz, düşüncelerimiz değişkenlik içinde. Şu an bize doğru gelen davranışı birkaç yıl sonra yanlış olarak değerlendirebiliyoruz. Bana kalırsa, gençliğin yarattığı dumanın yerini net görüntülerin, fikirlerin olmasını sağlamalıyız.
Bu dönemin değerini bilip, gerekli bilgi birikimlerini doğru yerde, doğru alanda kullanabilmek için tecrübeli insanlardan faydalanılması gerektiği inancındayım. Bir düşünür gençlik ile ilgili şöyle der: “Gençlik çağı, bütün bir hayat boyunca faydalı olabilecek alışkanlıkların kazanılması için ciddi bir göstergedir, işarettir. Ama ne olursa olsun, kaç yaşına gelirsek gelelim, gönlümüzü genç tutmaya da ayrı bir özen göstermeliyiz. Ne de olsa gençler ümitle, ihtiyarlar hatıra ile yaşıyorlar.”
İlk çocukluk döneminde kişinin, kendi ana-baba tutumunu değiştirmede ve çevresini belirlemede çok az gücü vardır. Kişi bilinçli bir seçim ve çabayla olumsuz deneyimlerini olumluya çevirebilir. Gençlik döneminde insanın kendisi hakkındaki düşüncelerinde arkadaşların etkisi, ailenin ya da büyüklerinkinden çok daha güçlü hale gelir.
Üniversite yıllarında öğrenciler, değerleri yeniden gözden geçirip kendi kimliklerini oluştururken, arkadaş etkisine daha açık hale gelirler. Bu bağlamda, kendinizi olumsuz hissetmenize yol açan arkadaşların sizin için uygun olmadığına karar verebilir, onlardan uzaklaşmayı seçebilir ve yeni olumlu arkadaşlıklar kurabilirsiniz.
Kendinizi değerlendirdiğiniz, kendi iç değer ve ölçütleriniz olsun ve gelişmenizi onlarla kıyaslayın. Başkalarıyla olan rekabetin sonucuna ya da toplumun genel geçer beklentilerine bağımlı kalmayın. Başkalarını da dinleyin ancak, onların fikirlerini doğrudan kabul etmek yerine, aklıseliminizle değerlendirmeyi öğrenin. Hiçbir konuda tek ve mutlak doğrular olmadığını sık sık kendinize hatırlatın. Başkalarının söylediklerinden çok kendi geliştirdiğiniz olumlu sesinize kulak verin. Yeni deneyimleri kazanıp kaybedilecek sınavlar olarak değil, bir şeyler öğrenmek için birer fırsat olarak görün. Böylece zorlayıcı yaşantılarda kendinizi yıpratmak yerine geliştirebilirsiniz.
Ve son söz…
Gençler, gençliklerinin kıymetini bilsin.
Ve yaşlandığını düşünenler; genç kalmak için hâlâ geç değil.
YORUMLAR
Bilgi ve tecrübeler içeren güzel bir yazı.Güzel bir konu.Tebrik ederim.Selamlarımla.
sevgidamlalarim
bir söz vardır hep kulaklarımda ; KÜÇÜKLER BİLSE. BÜYÜKLER YAPABİLSE
KENDİNE DEĞER VERDİKÇE ARTIYOR TOPLUMLARIN DEĞERİ GENÇLİK DEĞERİNİ BİLDİKÇE DÜNYANIN DEĞERİ ARTACAK
TEBRİKLER ANLAMLIYDI. SAYGILAR
fatul tarafından 3/9/2010 11:21:40 PM zamanında düzenlenmiştir.
sevgidamlalarim
sevgidamlalarim
Gençliğe dair yazdığınız yazı gerçekten doğruları içeriyor. Yerinde ve gerçekçi. Kaleminize sağlık. Sağlııcakla kalın. Saygılarımla..
sevgidamlalarim
GENLİĞİN İÇİNDEKİ MBUHRANI YAPICI BİR DİLLE ELE ALMIŞSINIZ TEBRİK EDERİM.
SELAMLAR..