TOPRAĞIN ÜSTÜNDEN ALTINA GEÇİŞİN İNCE SINIRI
Çocukluğumuzda geçen o günlerimiz neden unutulmaz...?Elimizden kayıp gitmesini engelleyemedik.Okalp çarpıntılarını keşke yeniden yaşayabilseydik...Söyleyemeyip ertelediklerimizi söyleseydik.
Eğer bir şans daha verilseydi bana ,hayata yeniden başlayıp yapmak isteyipte yapamadıklarımı yapardım.
Zaman su gibi yanımızdan akıp gitti. Yaşamak istediğim her şey hayallerde kaldı...
Yıllar sonra doğrularımı ,yanlışlarımı ayırabiliyorsam,yazabiliyorsam büyümüşüm ben...
Hani denizin dalgaları atıkları sahile vurur ya; İte benim hayatımın ayrıntılarıda öyle savrulur dört bir yana.
Bu yaşadığımız evrende,ne dağlar ne hayvanlar kaldırabilmiş acıyı,"TANRIM"İnsanı bu yüzden yaratmış, biz insanlar taşıyabilmişiz acıyı...!Acıyı verdiği gibi sabrıda ihsan eylemiş,sevinci.mutluluğuda.
Acıyla ilk tanışmam henüz 11 yaşımdaydım ilkokul 5 gidiyordum.
Beş yaşındaki kız kardeşim,ayağındaki küçücük bir yarayla başlayan ağrısı bir ay içinde büyüdü.Babam hastaneye götürdü,o an ilk müdahale yapılmış ayağını yarıp içindeki iltihapı temizlemiş doktor. Sarıp eve göndermişti ama kardeşim hiç uyumamıştı bir hafta boyunca,kanadı kırık kuşlar gibi inledi durdu tabi bizde.Bir gece yine ateşi yükseldi tekrar doktora götürüldü doktor babama şöyle bir bakmış (yapılacak bir şey yok kangren olmuş kemik geç kalınmış bir vakaydı ) Babam annem yıkılmışlar annem kucağına almış..kızım hediye ismini hediye koydum beş yaşına kadar seni büyüttüm rabbime hediye olasın diyemi annemin gözlerinin içine bakarak tebessüm ederek ölmüş...Biz telaş ve merakla beklerken,cumbalı evimizin aslan başlı demir tokmağın sesi güm güm güm susmuyor,
Babamın kucağında cansız bedeni beyaz çarşafa sarmışlar sabahın 5 şi gözleri yaşla içeri girdiler .AMAN ALLAHIM bu olamazdı henüz beş yaşındaydı bir ay içinde sapsarı saçları,ela gözleri,bembeyaz teni ,yumuk yumuk elleri kardeşim ölmüştü.
Daha çok görecek günleri vardı çok küçüktü rabbim..benimkisi isyan değildi ,HAŞA TAKDİR RABBİMİNDİ.Çok seviyordu yanına aldı.Böyle düşünmüştüm sonra.İlk kez mezarla tanıştım.Çukurun derinliğine güzelim,canım kardeşimi koyarlarken bilmediği bir dünyaya gidiyordu.Onun üzerine atılan toprak sanki benim üzerime atılıyordu.Artık onunla birlikte yatamayacaktım,saçlarımla oynayamayacaktı.Bu acıya nasıl katlanacaktım...?Hayat devam etti ta ki ben evlenene kadar...Evlendim ve şimdi 5 çocuğum var.Allah’ım korusun hepsini...
Aradan yıllar geçmişti,kardeşimin acısını bir türlü unutamamıştım.Bu acıyı daha sindirememişken canım babacığımın kanser olduğunu öğrendim.’’Allah’ım ne olur bir kez daha sevdiğim kişiyi elimden alma!’’diye dua etmiştim.Ama eceli gelen,vadesi dolan gidiyormuş.Ortanca kızımın düğününe,istanbula yanıma gelmişlerdi.Düğün sonrası babam fenalaştı.Doktora götürüp bütün tetkiklerini yaptırdık.Sonuçlarda babamın bağırsak kanseri olduğunu öğrendik.Bunu öğrendiğimde olduğum yere çöküp kaldım.’’Allah’ım bana güç ver,metanetimi korumama yardım et!’’diye dua ediyordum.Hemen babamı Tarsus’a götürdük.Tarsus’taki doktorundan bir umut sözcüğü bekliyorduk.Ama yoktu maalesef ölümün ilacı yoktu.Babacığım kelime-i şehadet getirerek ablamın kollarında son nefesini verdi.
Yeni evi aile mezarlığına onunla gittik.Kürek kürek toprak atan insanlar sanki benim düşmanımdı.Kardeşim gibi babamda artık orada olacaktı ve sesini duyuramayacaktı.Toprağın o tok ve yumuşak sesi yerin üstünden altına geçişin ince bir sınır olduğunu gösterdi.Şöyle etrafıma baktım.Selvilerin hışırtısı...Aralığın 20’si yağmur ince ve sessiz yağıyor.Sanki gökyüzüde ağlıyor bizimle beraber.Başucuna bir selvide ben diktim.Avucumda babacığımın hep elinde taşıdığı kehribar taşlı tespihini sımsıkı tutmuştum.Sanki babamın ellerine sarılmıştım.Oradan ayrılırken dönüp babamın mezarlığına son bir kez baktım.’’Yine görüşeceğiz babacığım’’dedim.Bu hasretle canım babama şu dizeler döküldü yüreğimden gelen bir sesle;
Ne zaman kalemi elime alsam
Gece hüznü üstüme dökülür,
Aklıma sen gelirsin...
Savunmasız çocuklar gibi,
Güçlü omuzunu,seni ararım.
Canım babam...!
Varlığında yanımda,
Çınar gibi arkamda
Seninle geçirdiğim
O güzel günler gelir hatrıma.
Çok severdin,
Eski radyomuzun başında
Karşımda annem ve çocukların,
Bir duble rakın,
Nihavend şarkılar dinlerdik.
Seninle mutluluğun demindeydik.
Seni çok özledim canım babam!
Şimdi benden uzaklarda,
Selviler esiyor başında.
Sana her geldiğimde
Okurum ruhuna fatiha.
Yüreğimdeki sensizlik dinmiyor baba!
Seni çok ama çok özledim canım babam.
Yaşadığımız dünya bu haliyle mükemmeldir.Değişmesi gereken bizleriz.Bizim için ne düşünülmüşse yazgıdır.Biz kendimiz için ne düşünürsek,düşüncelerimizle birlikte yükselip alçalırız.Hayatta yaşanmışlığın ardına sığınıp kabuğumuza mı çekilelim? Hayır! en son yapacağım şey bile olamaz.
Şimdi yine benim canım kardeşim kanserle savaşıyor.Henüz 44 yaşında...Bizim sevgimiz ve çocuklarının güzel,masum sevgisiyle hep beraber mutlulukla o illeti yenmeye çalışacağız.Bir kez daha çok sevdiğimi kaybetmek istemiyorum.Artık bir kez daha ağlayacaksam o da mutluluktan olsun istiyorum...Sevgiyle kalın...Saygılarımla...
YORUMLAR
sayın üstadım esin hanım sizi dinlerken kendimi zor tuttum gölerimden o akan yaşları iyiki görmedin bu daha çoçuk derdin bana beş yaşında kıı kardeşinin kangıranla ölmesi ve daha neler neler artık yazamaz hale geldim beni affet ben çok arsızım çokta duyguluyum ancak beni sazım ve sözüm yene bilir buna inan üstadım esin hanım yazan kalemin daim yüreğinde var olsun saygılarımla.insanlar konuşa konuşa hahvanlar koklaşa koklaşa anlaşırlarmış.hakkını helal et.zeki tunç.
Bu yazı beni defalarca kere defalarca çok etkiledi... Babanızın kanser olup ablanızın kollarında vefatı, bana babamın kanser olup kollarımdaki son nefesini anımsattı. Gözlerim doldu. Babamın hep korktuğu ve benim ailemden 5 kişiyi aldığı, kendisinin de son yolculuğunu yaptığı nisan ayının yaklaştığını hissettim.
Yaklaşıyor nisan... Kanser denen illet düşman belki de yine kanatlarını çırpacak ve ailemden bir kişiyi daha alacak...
Çok güzeldi yazınız. Çok uzaklara ve sonrasında çok çok yakına götürdü beni...
Selamlar...
ozgurluk
insan olmanın getirdikleri
gün olur kederler yaşarız gün olur güler oynarız.
ve her şeyi bir ruhu tekrarla yaşarız...
ve şunu hiç unutmamalıyız her şey hak tan
ve her şey insanlar için...
kardeşinize acil şifalar
hüzün dolu bir yazıydı hayatın içinden.
her dem sevgi ve saygılar.
ozgurluk
SEVGİYLE SELAM VE SAYGILARIMLA
GİDENLERE ALLAH RAHMET EYLESİN NUR İÇİNDE YATSINLAR DÜNYANIN GERÇEK YÜZÜNÜ GÖRMÜŞSÜNÜZ BEN DE SİZİN GİBİYİM CANIM HEP ŞUNU DÜŞÜNÜYORUM İYİ Kİ BİZLER DE ÖLECEĞİZ O GÜN BENİM İÇİN DÜĞÜN GÜNÜM OLACAK RABBİM VERDİĞİ EMENETİ GÜNÜ SAATİ GELDİĞİNDE GERİ ALIYOR ÖZLEM ACI DİNMİYOR AMA DUADAN BAŞKA YAPABİLECEĞİMİZ BİR ŞEY YOK ....26 YAŞINDAKİ ASKERİ DOKTOR OLAN OĞLUM DA ÖLEN HASTALARI İÇİN ÇOK AMA ÇOK ÜZÜLÜRDÜ YAPTIĞIM TRAFİK KAZASINDA YAVRUMU KAYBETTİM HAYATI BİTTİ YAŞAMI BİTTİ ŞİMDİ ÖBÜR TARAFTA İNŞALLAH ÇOK DAHA GÜZEL YAŞIYORDUR ...SEVGİ SELAM VE DUALARIMLA KUTLARIM YAZAN KALEMİNİZİ...
ozgurluk
ağlayarak okudum yazınızı.Aslında gerçek olan ölüm ,yaşamak yalan.sevdiklerimizi kaybedince yaralanıyoruz ama onlar için gerçeğe gidişi düşünmüyoruz.Bende ölümü erken isteyen biri olarak,ölümün ğerçek olduğunu ve asıl yerimizin orası olduğunu düşünüyorum.Ama bana çacuklarımın ve sevdiklerimin acısını göstermesin diliyorum yaradandan.Allah size başka acı vermesin evlatlarınızı size bağışlasın.Saygılar
ozgurluk
Yazıyı çok değişik duygular içerisinde okudum.Biz insanoğlu'nun bu dünyaya gelmesi yüce yaratanın takdiri ve kararı ise de,karatoprağın altına girmemiz yine onun emri.Bir insanın hayatta yaşayacağı en büyük acı sevdiklerini kara toprağa vermek.Çok ama çok zor bir durum olsa da yüce yaratan sabır veriyor.Her ölüm erkendir aslında.Ama bize sabır etmekten başka bir şey düşmüyor.Sevdikleriniz,canlarınızın toprağı bol,mekanları cennet olsun.Kardeşinize allah'tan acil şifalar dilerim.
''Her canlı ölümü tadacaktır''