- 1355 Okunma
- 14 Yorum
- 1 Beğeni
Bir Bayram Hazırlığıydı...
Bir bayram hazırlığıydı eskilerde… Eskiler yerine yenilerin beklenip, heyecanla çarpan yüreklerin zamanla yarışıydı.
İki gün kala doldu o zaman; tuttu elimden babam ve yürüdük yenilere. Giymeler, çıkarmalar, sorular, cevaplar, beğenmeler, burun kıvırmalar…
Sonuçta beğendik ve paketlerle döndük eve…
Babaannem görmese olur muydu? Israr ettim anneme. “Giydir” dedim, “Yenilerimi gösterip geleyim…"
Giydirdi çaresiz… Her şey yeni ve ben çıktım yola.
Çok yakındı babaannem bize. Yan tarafta Z şeklinde bir çıkmaz sokaktan geçtin mi ulaşırdın.
Girdim o çıkmaza. Titriyorum yenilerimin üzerine… “Pantolonun paçaları yere değmesin, tozlanır. Beyaz gömleğime kimse dokunmasın, lekelenir.” diyorum içimden ve yürüyorum…
Z şeklinde sokak da bir başka hani… Başlangıç ve bitişteki zikzaklar nedeniyle köşelerden sonrasını kimseler göremezdi.
Bizim futbol sahamızdı aynı zamanda Z şeklindeki çıkmazımız… Her birimizin bir yıldız futbolcu kimliğine büründüğümüz, bağıra çağıra, ter akıta akıta, bir köşe sonrasını bilmeden ve rakip kalecilerin birbirini asla göremedikleri, o zamanların bize göre Ali Sami Yen’i müthiş sahamız, işte bu Z şeklindeki çıkmazımızdı.
Topumuz da süper lüks idi hani… Mucidi olduğumuz, terzi amcamın dükkânından artan kumaş parçalarını kat kat bohçalayıp, küresel bir cisim haline özenerek dönüştürdüğümüz ve tek kusuru zıplamamak olan, hatta Pele’ye layık bir sanat harikasıydı.
Düşlerken bunları girdim çıkmaza. Bir de ne göreyim? Arkadaşlarım futbolda ve ben yokum. Kanbersiz düğün işte… Kızdım onlara, bağırdım:
- Oğlum neden bana haber vermedin?
- Yoktun ki! Aradık seni. Bir kişi eksik zaten… Hadi gir oyuna.
Durur muyum? Fırtına gibi estim tabii… Köşelerden hızla geçip, rakip kalelere sarktım… Voleler, röveşatalar, çalımlar, bağırmalar derken maç bitti sonunda Sami Yen’imizde. Babaanneye giysi gösterme zamanı geldi. Hiç bakmadan devam ettim yürümeye ve çaldım kapıyı. Zil yok tabii ki. Kapı tokmakları var ve boğuk boğuk “Tak tak tak” sesleriyle haber veriyor içeriye.
Dedem açtı kapıyı… Şöyle bir baktı bana.
- Savaştan mı çıktın oğlum?
- Maç yaptık dede… 3 gol attım; ama yenildik yaaa…
- Annen baban gördü mü bu halini?
- Neyi dede? Hangi halimi?
- Bu elbiseleri…
Akıl ettim bakmaya. Aslı siyah olup toz rengine bürünmüş bir pantolon, ter rengi bir gömlek, gerdanda değil de ensede boy gösteren bir papyon… Bir de, o kirler yetmezmiş gibi, şu an tozlarla karışmış gözyaşlarının damlamasıyla oluşan lekeler…
Dedem şöyle bir baktı… Ne yapsın şimdi? Torun ağlıyor… Bayramlık gitmiş elden… Babadan yiyeceği azarlar da cabası.
Giydi ayakkabılarını, tuttu elimden. Gittik çarşımıza; ama değişik yerlere. Tepeden tırnağa yeniden donatılmanın hazzı da bir başka oluyor hani.
Eskileri… Yani babamın yenilerini… Yani eskimiş yenileri de bir paket yaptık eve geldik. Babaanneme iş düştü. Yıkadı kadıncağız teker teker. Ütüledi üşenmeden de. İki ayrı takım ve akşam oldu.
Dedem, babaannem ve ben Z şekli çıkmazdan geçmeye başladık. Karanlıktı ve bezlerle yaptığımız Pele’ye layık top da, milli futbolcu arkadaşlarım da yoklardı.
Bu kez bizim kapının tokmağı “Tak tak tak” ses çıkardı. Üzerimde babamın yeni eskileri, elimde dedemin yeni yenileri… Dedemin suratı yapmacık bir asıklıkta ve kızmış gibi şekilden şekle giriyor kapının açılmasını beklerken.
Babam açıyor kapıyı…
- Sen bu çocuğa bu elbiseleri mi layık gördün?
- Ama baba güzeldi.
- Madem güzel bir şey almayacaktın, haber vereydin de ben alaydım! Aldım da…
- Baba neden masraf ettin?
- Sen çocuğa yakışmayan şeyler al, sonra hala konuş!
Arada bana sevecen göz kırpmalar dedemce. Babam çaresiz. Babasına ne desin? Aldı içeri tabii hepimizi. Bir de özürler diledi dedemden.
…………………………………………………..
Şimdi ikisi de yok. Hatta babaannem de yok. Bayramlar oldu ama hep… Var bayramlar… Yine oluyor 2 gün sonra…
Dedem yok… Babaannem yok… Babam yok…
Dedemin özenle taradığı sakalı, sevecen yüz hatları, torunları hariç müthiş otoritesi yok…
Babamın belli etmediği sevgisi, baba sıcaklığı yok…
Babaannemin namlı yemekleri yok…
Ama bayramlar var. Hep oldu. Olacak da… Onlarca yıl sonra, benim de torunlarımın yazdığı anılar olacak belki…
Bayramlar hep olacak. Hep ramazanların sonunda…
Kutlu olsun herkese… Mutluluklar getirsin insanlara.
En çok da sadece bayramlarda mutlu olabilen çocuklara ve o çocukların büyüklerine mutlu olsun…
YORUMLAR
Neden se en zor zamanlarda kaçmak güzeldir çoçukluğa, çok kişiden,yakınlarımızdan duymuşuzdur ah bir çoçuk olsam diye,
hatta şarkılar bestelenmiştir, deminki şiir yorumumda dediğim gibi kainatı güzel yapan çoçuk olmaktı, ve dünya her zaman zor zahmetliydi.Tebrik ediyorum yine güzel bir yazı yine güzel bir anlatım :))
Turgay COŞKUN
Teşekkürler... Katkı verdi yazınız :)
Sevgiler...
Turgay COŞKUN
Sorunuz da beni düşündür dü... :) Bayram mı, oyun mu? Bence önce oyun çocuklar için... Bakmayın şimdi çocukluklarını yaşatmadığımıza... Yarış atı yaptığımıza...
Selamlar...
bir an kendimi bayram arefesinde hissttirdi bu yazı geçmişi annemi babamı hatırlattı annemin ölüm yıldönümde okumuş olmam tevafukmudur acaba .ahh o bayram sabahları bayram öncesi gece sabahlara kadar kalkıp kalkıp o bayrımlıklara bakmanın hazzını nerede yaşıyorum o büyüklerle geçen günlerin lezzeti nerede ?nerede o zamanların bereketi agız tadı .yokk üstad yokk artık kimseler kalmadı gönüldede o hazlar kalmadı sevgi ve saygılarımla...
Turgay COŞKUN
Neyse ki hala varız :))
Sevgiler...
Ben biliyorum ki
Siz yazılarınızı hep gerçek hayattan yazıyorsunuz
Ve siz yazdıkça, benimde çoğu zaman gözümde yaşadıklarım canlanıyor
Demek ki diyorum hepimizin geçmiş bayramlara ait iyi yada kötü birer anısı var
Şimdi kısacıkta olsa bende anımı paylaşmak istedim(kıskandı demezseniz eğer)
Bir bayram öncesi....memur çocuğu olduğum için ancak arife günü izin kullanabilirdi ailem ve o gün son hazırlıkların hepsi yapılırdı. Önce büyük bir hızla çarşı alışverişi yapılırdı sonraya kalıp zorlanmamak için. Sanırım 13 yada 14 yaşındaydım. Çok güzel bir kırmızı beyaz elbise aldı babamla annem. Birde ona uygun çok güzel bir çanta. Eve çok mutlu döndüm, ev işlerinde anneme yardım ettim, sonra soluğu komşumuzda aldım. Arkadaşıma yeni elbisemi ve çantamı göstermek istiyordum. Onun kıyafetleri zaten günler öncesinden alınmıştı. Onların maddi durumu çok daha iyiydi, benim kıyafetimden çok daha güzel ve çok daha pahalıydı elbisesi. Ama ben onu çok sevdiğim için ne kıskanmış nede aynısını istemiştim. Bir ara annem çağırdı balkondan sesini duydum bir süreliğine eve indim. Elbisemi orada bırakarak. Döndüğümde elbisemin etek kısmı makasla kesilmişti. Gözlerimde yaşlarla ne olduğunu sorduğumda küçük kardeşinin yanlışlıkla kestiğini, eğer istersem bana eski elbiselerinden birini vereceğini söyledi arkadaşım. Ben saflıkla inandım, ama elbisesini istemedim, elimde etekleri kesilmiş bir elbise ile eve döndüm, tabii gözyaşları içinde. Anneme anlattım olanları. Annem olgunlukla karşıladı ama olan olmuştu, bütün gece uğraşıp etekleri düzenlemeye çalıştı, ertesi gün mecburen yine o elbisemi giyecektim. Sabah kalktığımda elbisemin yeni halini gördüm. Kat kat olan eteklerden bir kısmı yok olmuştu ama olsun canım annemin çok büyük bir emeği vardı .
O bayram günü arkadaşım ve ailesi bize bayramlaşmaya geldiğinde yüzlerinin şekillerini hiç unutamam
Bayramlar olacak ,
İnşallah çocuklarımız hep mutlu bayramlar geçirir, hüzün görmez gözleri
Kutlarım Turgay Bey
Sevgimle arkadaşım
Emine UYSAL (EMİNE45)
Ama oluyor işte...
Turgay COŞKUN
Sevgiler...
Turgay COŞKUN
Sevgiler...
Ne kadar güzel bir anı! Bayramlıkların eskimiş halini gözümde öyle canlandırdınız ki, gülmekten kırıldım.
Bir de, babaannemi ve dedemi hatırladım. Eskilerin otoritesi bir başkaydı. Hem severdik, hem de korkardık.
Çok güzel, sıkmayan anlaşılır bir yazı.
Tebrik ediyorum... Sevgi ve saygılarımla...
Turgay COŞKUN
Zaten büyük de bence tatlı sert bir otoriteye sahip olmalı...
Sevgiler...
Ülkenin tatsız gündeminde, bayram olmayan sabahında, bayramı yaşatıyor bize öykü, hem de hüznün sıcaklığında mutluluğu tattırıyor. Bütünüyle mükemmeldi yazı...
Turgay COŞKUN
Selamlar...
Ne güzel anlatmışsınız..Yaşadım..Hep nedense eskiye dairdir özlemler..Ah eski günler diye yad etmeler.Her şeyin belki o günlerde yaşandığı içindi geri gelmeyeceğini bildiğimiz günler..Büyüklere saygı hürmet vardı..Avucumuzun içine diğer kardeşler görmesin diye sıkıştırılan kağıt paralar..:)Bir halkalı şekerdi yüzümüzü pembeleştiren..Yeni entariyle uyumalar..Kırmızı pabuçlar...Beyaz kurdelelar...Ama işte herşey yitip gidiyor.Birtek bayramlar baki kalıyor..Kalsında ama eski tadı yok ,Ama eskiye özlem herzaman çok..Hatta pek çok
Selam ve Beka ile
Turgay COŞKUN
Selamlar...
Bayramlar heo olacak ama onlarla yaşadığımız insanlar yok. Yok demek yanlış aslında. Varlar. Hatıralarımızda varlar. İyi hatıralarda var ki yazıyoruz ve unutmuyoruz, unutturmuyoruz. Hani şair diyor ya beni bu güzel havalar mahvetti, Z sokak mahvetti... Çok duygusal, onun yanında o sahneler gözümün önüne gelince de eğlenceli bir yazıydı. Tebrikler efendim. Saygılarımla
Turgay COŞKUN
Selam ve saygılarımla...
Yaşama sırası, yaşatmak...
Çok etkilindim.Bir bayram hazırlığıyla Gözümde canlandı. En çok babanne yemeklerinin yokluğu yüregime oturdu.Babanneler hep güzelmi yapar yemekleri . Çok güzeldi hayallerle beslenen çocukluk. Tek kusuru zıplamak olan top.Nasıl unutulur.
Çok saygılar Suskunbiradam.
Evet, gelen, günü gelince ardına bakmadan gidiyor.Hayat bu
Yaşadıkca hafızalarımızda yer eden anılar hep güzel olsa ne güzel olurdu yaşamak
Yüreğine saglık.
Turgay COŞKUN
Ayrıca iyi anılar az olduğu için değerli bence...:))
Selamlar arkadaşım :)
Dede ve babaanne ile büyüme ayrıcalığına erişen çocuğun sıkıntılı halinin,o sevecen dede tarafından çözüme kavuşturulması
çok güzel anlatılmış.Yüreğinize sağlık,saygılar.
Turgay COŞKUN
Selamlar...
Turgay COŞKUN
Değerli yorumunuzla katkı verdiniz ve onurlandırdınız...
Teşekkürler... Selamlar...
Ayrı bir kültürdür, dedelerle, ninelerle yaşamak. Çok farklı bir pencere açar insanın hayatına ve büyüse de kapanmaz o pencere.
Bu güzel anınızı paylaştığınız için, teşekkür ediyorum.
Saygılar.
Turgay COŞKUN
Teşekkürler katkınız için...
Selamlar...
Geçmişi çok güzel anmışsınız. Keşke sevdiklerimizi kaybetmesek, hep yanı başımızda olsalar ama olmuyor. Ama şanslıymış sınız ki size böyle güzel anılar miras etmişler. Bizimle de paylaştınız. Saygılarımla...
Turgay COŞKUN
Evet... Bence dedelerden ve ninelerden kalan en güzel miras bıraktıkları anılarıdır...
Saygılar...