- 1504 Okunma
- 2 Yorum
- 0 Beğeni
BENİM AŞKIM SONSUZA
Anlatamıyorum, diyor şair.Israrla anlatamıyorum diyor.O mu anlatamıyor yoksa zaten asıl anlaşılmaz olan aşk hastalığı mıdır, bilinmez...Bilenlerde zaten söylemez.
Hastalık diyorum çünkü aşıkların yaptıkları mantıksızlıkların başka bir açıklaması olamaz...Aksi halde aşıklara deli demezlerdi eskiler.
Tehlikedir aşkın takma adı.Konuşurken, gülerkerken, ağlarken tehlikedir.Seni en zayıf anında yakalayan bir avcıdır aşk, ve herşeye rağmen çekicidir aşk...
--Oysa sen daha sevmein ne demek olduğundan bile habersizsin.Benim yaptığım palyaçoya ölümden bahsetmek gibi birşey.Ama yinede yapamıyorum işte, çekimine kapıldığımdan beri aşk denen illetin ayrılamıyorum yakınından.Bir adım atsam düşecekmişim gibi geliyor.
Ayşe ağlamak üzereydi.Sözlerinin sevdiğine tesir etmemesi onu çok üzmüştü.Sevsin istiyordu kendisini birkerecik bir anlığınada olsa sevsin istiyordu.Uzaklardan gelen gözlerini Ayşe’nin gözlerine dikti Ahmet.Bu kızı incitmek istemiyordu.Dudaklarını hafiften araladı, birşey diyecek oldu sonra vazgeçti.Biraz durdu ve;
--Beni iyi dinle Ayşe, dedi.Leyla ile Mecnun’u iyi bilirsin ama bilirmisin ki kütüphaneler dolusu kitaplarda anlatılamayan birşey var, beni şimdi çok iyi dinle...
‘’Leyla ile Mecnun’un son buluşmasıydı bu.Leyla Mecnun’u derbeder halde bulunca çölde , kendi peşinde dolaşmaktan vazgeçtiğini işittiği Mecnun’a aşkını haykırdı ve dediki;
--Ne düşünüyorsun söyle bana! Şimdi ne düşünüyorsun? Ben sana benim için böylesine anlamlı birşeyden bahsediyorken sen ne düşünüyor kimi düşlüyorsun?
Sorgularcasına Mecnun’a bakan Leyla, onun kendisiyle ilgilenmediğini gördükçe ölmek istiyordu adeta...
Çektiği çilelerin ağarttığı gönül gözünü Leyla’ya çevirdi Mecnun, ellerine bakıyordu yalnızca Leyla’nın.Gözlerime bakmaya cesareti yok diye düşündü Leyla...Ve Anlatamayacağını bile bile konuşmaya koyuldu Mecnun;
Aşk...Senin aşkın sahte Leyla...Oysa benim aşkım hakiki...Çünkü senin aşkın son bulana yani bana, oysa benim aşkım sonsuza...’’
Masadan hızla kalktı Ahmet, arkasına bile bakmadan oradan hızla uzaklaştı.Bu sözler Ayşe’nin suratına bir tokat gibi inmiş, yüreği birden ateşte erimişti sanki...Kalakaldı öylece, az önce Ahmet’in gözlerinin seyrettiği uzaklara dalakaldı bir süre.Hiç tanımadığı biriydi bu Ahmet, hiç bilmediği bu yakışıklı delikanlıya bir yıldır beslediği aşkı, bugün üniversite koridorunda onu kolundan tutup binbir bahanelerle buraya getirmesiyle son bulmuştu.Güvendiği güzelliğiyle yaptığı bu itiraftan geri çevrilmeyeceğine emindi oysa.Bu zamana kadar hiç çevrilmemişti çünkü...Oysa şimdi...
Şimdi nefret ediyordu o delikanlının gönlünü çalan sonsuzdan.Ona kendisini reddettiren o sonsuz her kimse onu bulacak ve ona bunun hesabını soracaktı...Gözlerinin önündeki haşmatli caminin minaresi güneşinde etkisiyle parıltılanırken onun aklından geçen intikam planları Ahmetin şu sözleri çerçevesinde şekilleniyordu...
Aşk...Senin aşkın sahte Leyla...Oysa benim aşkım hakiki...Çünkü senin aşkın son bulana yani bana, oysa benim aşkım sonsuza...’’
Aşk kolaydı, asıl önemli olan sonsuzunu bulmaktı....
Kübra OKUDAN