Vedalaşma
Vedalaşma
Monotonluğun döndüğü bir topaç çevrimindeki çizgide yaşam.Arada tekrarlar yeniden, hiç bir iz bırakmadan geride.
Her defasında yeni bir döngü beklentisinde olsa da çocuk yanın... Ah yanılgılardır büyüyen sadece..
Ne zordur vedalaşmalar ve ne zordur özlem ateşinde yanacağını bile bile yaşanılan ayrılıklar…
Birbirini bırakmadığın sürece sürer dostluklar, arkadaşlıklar, birliktelikler ama bazen zorunlu ayrılıklardır yaşanılanlar, tıpkı şimdi olduğu gibi.
Zor da olsa artık vedalaşmalıyız.
1982 yılıydı ilk tanışmamız, ne uzun oldu birlikteliğimiz seninle, belki de o nedenle gözlerimdeki bu damlalar.Ne çok gözyaşıma şahitlik ettin oysa ama hissedebiliyorum bu kez sendeki anlamı da farklı. Zorunluluk dedim ya, bana gücenme sakın. Yerini alacak olanla henüz tanışmadım, umarım daha ilk merhabada acıtmaz canımı.Yıllarca süren birlikteliğimizde çok az acıttın canımı ki çoğu kez benim hatamdı kabul ediyorum.Sen asla böyle bir şey istemezdin.
Aslında yeni beraberlikler yoruyor artık beni.
Hangimiz yüreğinin kapılarını yeni birlikteliklere açıyorken tekrar uğurlayacağımızı düşünerek açarız ki, hep dileriz bir ömür sürsün ama olmuyor işte, geriye dönüp baktığımızda ne çok vazgeçilmişlikler var zamanın heybesine bıraktığımız değil mi? Belki de o nedenle yaşadığımız yorgunluklar ve yeni ilişkilere duyduğumuz korkular, kim bilir.!
Evet; zordur Baba ocağından, Anne kucağından ayrılmak.Kimimiz okul, askerlik nedeniyle, kimimiz evlenerek ya da iş gereği yaşarız ilk ayrılıkları genelde.Bu ayrılıklar dayanılabilirdir ki sonunda kavuşmalar kaçınılmaz ümidiyle dayanırız.
Bazı ayrılıklarsa kaçınılmazdır… ÖLÜM gibi…
Zaman ilaç olur deseler de olmadığını hepimiz çok iyi biliriz.
Bazen de zorunlu vedalar vardır , tıpkı şimdi yaşadığım gibi.
Kiminle vedalaştığımı merak ediyorsunuz doğal olarak.
Bir çoğunuzun yadırgamayacağını hatta buruk bir gülümseme ile bana hak vereceğinizi hissediyorum …Mutlaka sizinde buna benzer vedalaşmalarınız olmuştur farkında olmadan duygusal bağ kurduğunuz eşyalarınızla diye düşünüyorum.
Evet; vedalaştığım 28 yıldır elimden düşürmediğim mutfak rendem.İki tarafı tutacaklı konumda olan bu vefakar yoldaşımın bir tarafındaki tutacağım konumu kırıldı ama o kadar zordu ki bunca yıldan sonra onu fırlatıp atmak, yapamadım.Bir yıla yakın süredir bu şekilde kullanmaya çalışsam da ellerimde oluşan acılara yenik düştüm.
İnsan ne kadar bütünleşiyormuş eşyalarıyla bir kez daha anlayarak ona hissettiklerimi yazmak istedim…
Yaşam nerede sonlanacağı belli olmayan , sürekli bir yolculuk değil mi zaten?
Her adımında kırık dökük bir şeyler bıraktığın ve usanmadan umuda doğru yol aldığın.
02/MART/2010
Figen YARAR
(Adalı)
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.