- 462 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
Öcalan'ı Mossad Bize Verdi Ya!
(ÖCALAN’I MOSSAD MI VERDİ?)
Bakıyorum birkaç gündür basınımızın internet dünyası MOSSAD’ın menkıbelerini yazmaya bayılıyor gibi. Nereden icap etti diye sormayacağım ama en ilginç olanı MOSSAD’ın PKK lideri Abdullah ÖCALAN’ı “paketleyip Türkiye’ye teslim ettiği” haberleridir. 12 yıl önce yaşanmış bir olayı pişirip önümüze yeni menüyle servis yapmanın ne âlemi var?
Kaldı ki zaten İsrail bu konunun neresinde olduğunu söylemişti;
“MOSSAD’In o dönemdeki başkanı Efraim Halevy, emekli olmasının ardından yazdığı kitapta Öcalan’ın yakalanmasının bir MOSSAD operasyonu olduğunu ileri sürmüş, ancak Netanyahu’dan aldığı direkt emir nedeniyle tüm MOSSAD ajanlarına yönelik hazırladığı mesajda ‘Öcalan’ın yakalanmasıyla teşkilatımızın hiçbir alakası olmamıştır” ifadesini kullandığını itiraf etmişti.
Ancak MOSSAD/İsrail her zaman yaptığını bu süreçte de yaptı ve Öcalan’ın yakalanmasıyla ilgisinin olmadığını açıkladı. Gerekçe çok basit:
“Efraim Halevy kitabında şöyle anlatıyor: ‘Türk basınında çıkan haberlerin asılsız olduğu gerçeğinin hızla değişen durum içerisinde önemsiz olduğunun farkındaydım. Avrupa’daki Kürtlerin söylenenlerin gerçekten de doğru olduğuna inanmayı sürdürmeleri durumunda Avrupa topraklarında, uğratıldığına inandığı büyük ihanetin intikamını almaya çalışmakla kalmayıp, zor görevlerimizi daha da tehlikeli hale getirecek bir düşmanla karşı karşıya geleceğimizden endişeleniyordum. Bu şartlar altında Kürtler’e, liderlerinin yakalanmasıyla Mossad’ın uzaktan yakından alakası olmadığına dair açık ve net bir sinyal göndermek şart olmuştu.’
Olayın böyle cereyan ettiği bilinmekle beraber 2 gündür bu haberin yeniden servis edilmesi ‘acaba’ları arttırmıştır;
“İflas etmiş tüccar eski defterleri karıştırır” misali “bakın size ne yararlarım dokunmuştu, hadi bunların hatırına verin” mi demek istiyorlar? Eğer böyle düşünüyorlarsa bildiğimizi biliyorlar ki onlar 1 koyup 10 almadıkça bir katkıda bulunmazlar. ANCAK ZORDA KALIRLARSA BAŞKA… Bunu zamanında yapmışlarsa eminim karşılığını fazlasıyla almışlardır. Hem de çok fazlasıyla…
MOSSAD Rahmetli ECEVİT’lerin, DEMİREL’lerin, M. YILMAZ’ların, T. ÇİLLER’lerin hatta hatta ERBAKAN-ÇİLLER hükümetlerinin en gözde servisi, İsrail de en büyük müttefikiydi. İsrail ile yapılan ve Türkiye Cumhuriyeti tarihinin en büyük askeri anlaşması Refah-yol hükümetince imzalandı. Biz ülkelerle elbette ki dostlukların, ittifakların, anlaşmaların işbirliği yapmaların gerekliliğine inanırız. Ancak adil, eşitlikçi ve insanlık onuruna yakışan ve bu amaca hizmet eden bir anlayışta olmasını esas alıyoruz. Peki, İsrail bu amaca hizmet edecek tek bir davranışa sahip midir?
İşte bu olumsuzluklara rağmen hükümetler İsrail ile “tek taraflı yararlanıcı” dostluklar imzalayıp onlara pek çok konuda boyun bükmek zorunda bırakmıştır kendisini. İsrail vakti zamanında bir konuda Türkiye’ye bir katkı sunmuş ise alasını almıştır. Bu gün için “ÖCALAN’ı verdik” derken biz de diyoruz ki;
“Ne yani çirkefliklerine ömür boyu sessiz mi kalalım?”
Şimdi kalkıp zamanında siz bunu yaptınız biz bunu yaptık demenin anlamı yok.
Ancak şunu çok iyi bilmeleri gerek;
Hiçbir şey onurlu insanların onuruna halel getirici bir hatayı affetmeye yeterli gelmez.
Zira biliyorsunuz ki “değer üretme merkezi” ile “fitne üretim merkezi”nin ortak yapabilecekleri bir şeyleri de yoktur. Eğer İsrail devleti Ortadoğu ve Filistin özelinde insanlıkla bağdaşmayan faaliyetlerine son verir ise eminim ki bizlerin de tutumu farklı olacaktır. Zira hiçbir ülke, yapılanma ve bireyin kötülüğünü, kaybını istemiyoruz. Yeter ki insanlık haysiyetine zarar verici olmasın.
Ama MOSSAD böyle mi yapıyor?
Bakın sizlerle çok önemli bir bilgiyi paylaşayım;
Ünlü “ONE MINUTE” birden bire o gece orada sayın başbakanın sözleri kesildi diye gelişen bir Hadise değildir. Dikkat ettiyseniz sayın başbakan İsrail’in işlediği bazı cinayetlerden; çocuklara karşı işlenen cinayetlerden söz ederek konuşmasına başladı;
“Bunları cinayetleri nasıl işlediğinizi çok iyi biliyoruz” demiştir. ACABA SAYIN BAŞBAKAN BU İFADEYİ ÖYLESİNE Mİ SÖYLEDİ?
Bence üzerinde durulması gereken bir mesaj vardı. Özellikle İsrail cephesi bunun ne anlama geldiğini henüz anladı. Geç kaldı sayılmamakla beraber bu kadar zaman kimin için kayıp bilemem? Onu da kaybedenler düşünsün. Doğrusu bazen iyi şeyler de düşünüyorlar;
“Yiğitlerin en değerli ve en sevgililerine dokunulamayacağını”, “parayla her şeyin hallolmayacağını”, “her hesabın yapılamayacağını”, “önceden bazı durumların sonucunu kestirilemeyeceğini”
Yoksa telafisi imkânsız kayıpları olacak “koca İsrail” ve MOSSAD’ının…
Bakın yerim doldu, halbuki MOSSAD’ı yazacaktım. Neyse bir daha ki yazıda…