İKNA
Bir fikri dikte etmeye çalıştığınızda karşı taraftan tepki alırsanız ne yaparsınız. Öncelikle ikna yöntemlerini uygulamaya koyarsınız ama gördünüz ki çok büyük tepki var izlenecek en mantıklı seçenek olayı soğutup hatta geçici bir süre hiç gündeme almamaktır. Devamında da yeniden durumun makul ve güzel yanlarını göstermeye çalışırsınız. Yine tepki olursa uzun hazırlık sürecinde yöntemin şirin özellikleri ile tüm güzellikleri (!) ballandıra ballandıra anlatılarak üstüne üstlük bir de empati kurulması sağlanır. Bunun tek başına yetmeyeceği gerçeği karşısında son yöntem de devreye konulur. İkna edilemeyen tarafa sorunun kaynağının çok da hoş görülmeyen üçüncü kişiler olduğu gösterilir, daha doğrusu görmesi sağlanır. Bu durumda “düşmanımın düşmanı benim dostumdur” fikri zihinlere kazınır ki artık iknanın son adımlarına gelinmiştir. Tüm bu gelişmeler neticesinde iyice yumuşayan karşı taraf artık ikna olmaya hazır haldedir ve bundan sonra çok da sivrileşmeden son nokta konularak her daim vetoya maruz kalan fikriniz kabul görerek hedefe ulaşmış olursunuz. İkna olan taraf da mutluluk sarhoşluğu içindedir zira yıllardır karşı geldiği fikir ne kadar sevimli, ne kadar iyi niyetlidir. Yumuşayan hamur şekillendirilip fırına atılmaya hazırdır artık.
Aktardığım yöntem bazılarınıza yabancı mı geldi? Peki sık karşılaştığımız örneklerden biriyle somutlaştıralım o zaman. Kızınızın büyüdüğü gerçeği, hiç de umulmayan bir namzetle karşılaştığınızda gözlerinizin daha da açılmasını sağlar. Damat adayı hiç de hayal ettiğiniz gibi değildir. Bırakın hayalinizdeki damadı belki de selam bile vermek istemediğiniz kişiye bakmak zorunda kalmışsınızdır aday olarak. Doğal tepki “asla olmaz” olacaktır hemen her babanın göstereceği türden. Kızınız her ne kadar sizden çekinse de en büyük yardımcısı annedir. Öncelikle adayın gözle görünür olumlu özellikleri anlatılır ama siz gerek kültürel, gerekse sosyal olarak uygun görmediğiniz adayın dış görüntüsüyle asla ikna olmazsınız. Hemen bir süreliğine durum askıya alınır. Ardından adayın tüm şirinlikleri size yavaş yavaş aktarılır. Adayla aynı takımı tuttuğunuzu, iyi bir tavla rakibi olduğunu, yaşama bakış açınıza göre adayın, ya namazında abdestinde sizinle aynı safta durduğunu; ya da rakısı içilir sohbeti yapılır iyi bir akşamcı olduğunu öğreniverirsiniz. Ailesinden iş hayatına kadar ne kadar olumlu ve hünerli olduğunu öğrenirsiniz. Bu arada küçük hediyeler ve güzel komplimanlar aracılar vasıtasıyla size ulaştırılır. Belli etmeseniz de yumuşamaya başlamışsınızdır. Son olarak adayın olumsuz aktarılan özelliklerinin sizin çok da sevmediğiniz ve hatta sizin aleyhinize var olduğundan emin olduğunuz üçüncü kişi ya da kişiler tarafından organize edilerek sizin önünüze konulduğunu da öğrenince aday birden damadınız oluverir. Bir süre sonra hayattaki en değerli varlığınızı sizden alıp götüren damadın insafıyla baş başa kalmışsınızdır. Nikahta keramet vardır teraneleriyle avunarak geriye dönüp baktığınızda ikna yöntemindeki başarılı organisazyona hayran mı kalacağınız, ya da ihanete uğradığınıza mı hükmedeceğiniz tamamen sizin hayata bakış açınızla ilgili olacaktır.
Yazımın tam da bu kısmında ara vermişken televizyonda eski dizilerden biri gözüme çarptı. Hatırlar mısınız yurdun bazı bölgelerinde yaşananları yazılı basından zaman zaman okuduğumuzda hayrete düşer ve yadırgardık. Ama televizyoncular sağolsun bazı dizilerle yanlış bildiklerimizi düzeltme ve çok sevimli olan gelenekleri görüp sevme fırsatı bulduk(!). İlerleyen zamanda da iyi niyetli şirin talepçileri yıllardır yanlış tanıdığımızı fark ettik. Nihayetinde bizi derinden üzen ihanetin ve çirkinliklerin aslında iğrenç grupların bir komplosu olduğunu ve yüreğimizi kapattığımız insanların ise hiçbir suçları olmadığını keşfediverdik. Artık karşılıklı oturup fırından henüz çıkmış tazecik börek ve keklerimizi paylaşma sırası geldi de geçiyor bile. Hepimize afiyet olsun.
Kız isteme ve ikna konusuyla, dizilerle başlayan çay partisi meselesinin bağlantısı mı ne? Hiçbir bağlantısı yok, tamamen farklı konular; sadece hava sıcak işler de yoğun olunca işte böyle yazılar çıkıveriyor ortaya. Nereden başladık nereye geldik?
Yaşadığımız sıcaklıkların yüreğinizi yakmaması umuduyla hoşçakalın..
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.