BEYAZ MELEKLER…(zamansız yitirilen o yüreğe,ENder' e...)
"Beyaz Melekler" derim onlara...
Onlar; birer kahraman, onlar; birer melektirler...
Sahi söyler misiniz bana, neden onlar gece gündüz demeden, başımızın ucunda bekler dururlar, melekler gibi?
Farkına vardınız mı siz de?
Vaktiyle, hasta hanede, hasta yatağımda yatıyorum.
Ateşler içinde, baygın...
Bir ara gözüm açılıyor.
Saat: sabahın 05.00’i...
" Öbür dünyada mıyım? Yoksa..." diyorum içimden.
Karşımda, beyazlar içinde, bir melek misali hemşire, hemen yanı başımdaki bir hastayla meşgul:
"Aç kolunu amca..." diyor.
Sabahın köründe, nabzını ateşini yokluyor.
Gördüklerim beni hüzünlendiriyor."Acaba onların yerinde biz olsak, yapar mıydık?” Diyorum içimden…
"İyileşeceksin…" diyor. Bir yandan yaşlı adama...
"Bu gün dünden daha iyisin…" diyor. Teselli ederek…
Teselli değil. Gerçekler belki de. Bu söylenenler...
Onların şifa verdiği, hayata kazandırmaya çalıştığı nice hastalardan biriydi. Bu da…
Belki de daha sırada şifa bekleyen kimler vardı. Kimler…
Kendimizin kendimizden bile nefret ettiği zamanlarda ,onlar, tam tersine, yaşama ümidi veriyorlar bizlere.
Yılmadan, üşenmeden…
Bu yola baş koymuşlar. Belli...
Hayat, korkutmuyor onları...
Tersine, hayata meydan okuyorlar. Belki de...
Birini sağlığına kavuşturmak, onu mutlu etmek,
duasını almak...
Gözlerindeki gülümsemeyi hissetmek...
Belki de en mutlu oldukları şey.
Gri renkli, hast hastahane duvarlarında gölgeleri yansıyor bazen bizlere...
Bazen suskun...
Bazen ağlamaklı...
Ama vakur…
Ve görünmezler. Tıpkı melekler gibi...
En yaman hastalıklarda...
En ateşli, kırgın gecelerde...
O şifalı, vefalı elleriyle, sırdaşımız, yoldaşımız, bacımız, kardeşimiz, her şeyimiz. Onlar...
Ertesi sabah...
Bir çığlık sesiyle uyanıyorum yatağımdan.
Gri renkli, ilaç kokan, hastahanenin uzun koridorlarından bir çığlık işitiyorum.
O, an anlıyorum ki bir yıldız daha kayıyor. Gökyüzünden...
Bir başka can daha göçüyor. Bu yaramaz dünyadan...
Ve bir başkası daha gözyaşı bırakıyor, Giderken şu ölümlü dünyadan.
Burada, tıp dilinde "ex" derlermiş ölüme...
Demek bu da, sıradan bir "ex". İşte...
Belki de ” ex “demek, daha kolay geliyor. İnsana...
"Ölüm" demek, belki de daha korkutucu.
Nedense ölümü kimse kabullenemiyor.
Uzak tutmaya çalışıyor onu kapsama alanından.
Söyleyin. Yalan mı?
Aslında bize en yakını O. Hal bu ki…
Ex yani…
Bir nefes gibi yakın, bir nefes gibi uzak belki de…
YORUMLAR
bana hastahaneden geçen günlerimi hatırlattın,ne yazık bu işi layıkıyle yapan beş parmağın birini geçmiyor,orayı hatırladıkça insanlara verilen değerin ne kadar az olduğunu ve her şeyin maddiyattan geçtiğini o zaman anlıyorsun.
yine merhametli hemşireler var.bu işi layıkıyla yapanları
canu gönülden kutluyorum.
yazarı kutluyorum.tebrikler.
diyar_21 tarafından 8/24/2007 3:50:11 PM zamanında düzenlenmiştir.
yazınız yine güzelden öte..Allah düşürmesin..düşenede yardımcı olsun ..şifa versin.. bende cok yattım....bilirim..lize yıllarımda cok istemiştim hemşire olmayı..hatta yüksek hemşirelik imtihanlarını bi
le gecmiştim ..ama ailenin tek kızı olduğumdan annem hiç istemedi bir kızımıda hemşire edemem diye..bu meslek benim idealimdi..siz şimdi yazınca içim bir hoş oldu..yaşattınız yeniden maziyi..
yüreğinize sağlık..
Ertesi sabah...
Bir çığlık sesiyle uyanıyorum yatağımdan.
Gri renkli, ilaç kokan, hastahanenin uzun koridorlarından bir çığlık işitiyorum.
O, an anlıyorum ki bir yıldız daha kayıyor. Gökyüzünden...
Bir başka can daha göçüyor. Bu yaramaz dünyadan...
Ve bir başkası daha gözyaşı bırakıyor, Giderken şu ölümlü dünyadan.
YILDIZLAR KAYMAYA MAHKUMDUR NE YAZIK Kİ.
Hastane ortamına götürdün beni bir anda..
yaşattın iyi bir gözlemcisin tebrik ediyorum.
hastane de yatanlarada onları bakanlarada ve BEYAZ MELEKLEREDE allah yardım etsin.işleri çok zor.
tebrikler.
hastaneler de beyaz melekler var tabiki...
azrail de bir melektir...
O' DA HASTANELERİ ZİYARET EDER...
MELEKLER YA...
ÖLÜMDEN DÖNEN BİRİ OLARAK BU ÇOK KORKUNÇ BİR OLAY DEĞİL ,DOĞMAK KADAR DOĞAL BİR ŞEY...
ÖNEMLİ OLAN HASTA İNSANLARA VERİLEN PSİKOLJİK DESTEK ...
SİZDE BUNU ÇOK GÜZEL İFADE ETMİŞSİNİZ .
TEBRİKLER...
Çok sık ziyaret halinde olduğumdan dolayı hastahanelere belki de bu yazına en aşina benim. Ama inan bana mesleğini layıkıyla yapanların yanında bir o kadar da yapmayanlar var. Hallerinden bıkmış, hastaların arkasından küfür eden, bu işi mecburiyetten yaptığı hissini veren. Allah düşürmesin o durumlara. tıpkı çocukluk gibi hastalık. Dağ gibi bir adamı bile yere serebiliyor, bebekler gibi başkalarına muhtaç edebiliyor. Bu fikir yazılarına mutlaka devam et, çok daha fazla gelişeceğine, gözlem gücünün bu yolla artacağına inanıyorum. Sevgi ile...