- 9457 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
DOĞUM GÜNÜ
Yıllar geçtikçe kurşuni bir renk almaya başlar hayat. Rengârenktir önce, sonra tozpembeye, ardından uçsuz bucaksız maviye dönüşür. Çok sürmez ve zamanla koyulaşır. Zora ki alıştırır kendine, farkında olsanız da olmasanız da alışırsınız. Kendine has özellikleri de vardır; daha enerjik, daha neşeli, daha umutlu, daha mutlu daha karamsar. En çok bilineni yaş ilerledikçe hayallerin tükenmesidir, rüyalar çoğalır, geçmişe dair özlemler. Ve daha anlamlıdır bakışlar veda ya gelmiş sevgili gibidir sevecen bakar. Bazense oldukça aksi olurlar nedense, buz gibi gözlerle yaslanır maziye koca çınarlar. Nihayet dönülmez akşamın ufkuna gelinmiştir vakitse çok geçtir
Aslında bugün benim doğum günüm.
Bugün benim için biraz daha farklı biraz daha hüzünlü… Etrafımda yıllardır tanıdığım dostlarım arkadaşlarım… Bazıları eğleniyor, bazıları sohbet ediyor bazıları ise bir şeylerle meşgul. Mutlu mutsuz acı tatlı günlerimi paylaştığım dostlarım. Ama bugün benim doğum günüm. Bugün tam 40 yaşıma giriyorum.
Yıllar önce Anadolu’nun kırsalında bir köyde başlayan maceram bugün en yakınlarımın arasında ve hepsinden habersiz 40.yılını dolduruyor. Bu yazıyı yazarken elektriklerin kesilebileceği aklıma geliyor ya da oynanan futbol müsabakasında Türkiye’nin İngiltere’yi yenmesine insanların ne kadar sevineceğini düşünüyorum. Ve elektriklerin kesilmesine onlarında üzüleceğini...
Karşımda ki adamın diğerine işler nasıl diye sorduğunu duyuyorum diğerinin “eh ne olsun şükür” dediğini; eh ne olsun şükür... Aynı yerde bütün insanlardan farklı bir zamanda yaşadığımı düşünüyorum. Bir kısmının o zaman dilimini geçtiğini bazılarınınsa o andan bihaber olduğunu. Doğum günü senin neyine serzenişiyle çayımdan bir yudum alıyorum; doğum günüm işte alınganlık için bahane 30 unda adam oldum diyordum 40’ımda kocadım diye hayıflanıyorum
Bugün benim doğum günüm…
Bu belki bir aşk hikâyesidir. Sen işten yorgun argın dönmüşsündür karnın açtır ne yiyeceğini düşünüyorsundur, televizyonda seyredecek bir şey var mıdır diye merak ediyorsundur, yarın işe gitmen için saati kurman gerektiğini hatırlıyor ve yine erken kalkman gerektiğini düşünüp canın sıkılıyordur. Veya artık yıllar geçmiş her şey ve bütün mesailer bitmiş bekleyiştesindir. Yemekler yenmiş elbiseler ütülenmiş, çiçekler sulanmış her yer toplanmış sana kalan pencerenin kenarında mehtabı seyretmektir. Bir çocuk giriyordur odana bir nefes veriyordur hayattan bağlanıp kalıyorsundur tekrar mehtaba. Bir sigara yakıyorum efkârdan olsa gerek yarısına gelince biteceğini düşünüyorum tükenen her şey gibi ömrümün bu baharında.
Yine bir hazan, dökülen yapraklar, göçen kuşlar, kararan gökyüzü, aynı sabah aynı akşam. Avuçlarımdan akıp gidenler var bugün tutamadığım tutulamayan yakalayabilsem de artık benim olmayan… Galiba yaşlanmaya başlıyorum yâda kapıyı aralıyorum bugün. Benim Doğum Günüm
rmzn1974@