- 789 Okunma
- 2 Yorum
- 0 Beğeni
Ellerimize Tutuşturulan Hayat Defteri...
Hayat ellerimize tutuşturulmuş sayfa sayısını bilmediğimiz bir defter.
Elimizde bir kalem ile her gün farklı bir hikâye yazıyoruz hayat denen defterin her bir satırına.
Her gün yeni bir sayfa hamlesine şahit oluyor ve eski sayfaları açabilme yetkimizi kaybediyoruz.
Gün geliyor yaşadıklarımızı bir sayfa ile sınırlandıramıyoruz yetmiyor anlatacaklarımız ve yine gün geliyor yazacak tek kelimeyi zor buluyoruz; kifayetsiz kalıyor kelimeler…
Bazen yazdıklarımız öyle bir işleniyor ki gönlümüze ve kalbimize; mürekkep diğer sayfalara da bulaşıyor.
İlerideki boş sayfalara bakabilme yeteneğine sahip değiliz ve sadece uyuyup uyandığımızda yüzümüze çarpılan sayfayı yaşamak zorundayız.
Bana düşen defter herkeste olduğu gibi tek kalem hamlesi ile başladı.
Daha sayfa sayısından haberim yokken her zaman defterin son sayfasında hissettim kendimi, hep son satırdaymışım gibi kalemimi hızlı hızlı oynattım, bu yüzdendir ki yazım kötü; yaşanmışlıklar kötü oldu…
Düşlerimi, kırılmışlıklarımı her şeyimi yazdım… Ağladım içime attım bazen ama yazdım gözyaşlarımdan dökülen kelimeleri teker teker…
Bazen kalem elimdeydi tüketircesine yazdım sevdalarımı, bazen kalemim yoktu kendi kendimi avuttum zaman denilen ile… Ve bazense kalem başkasının elinde oldu dilediğini yazıp çizdi… Ve de öyle bir yazmıştı ki bazısı kendisini; hayat defterimde tükenmez kalemler tükettiklerini unuttuğumda fark ettim.
Aşkı yaşarken bu sayfalarda; nerede kaldığımı unutmuşum her satır başında…
Bazen bıktım bu sayfalardan hep birkaç sayfa ilerisindekilere hasret kaldım, özledim umut biriktirdim…
Bazen düşlerle avuttum gönlümü ve günü geldiğinde önceden yazılmışların yalan olduğunu öğrendim silemedim.
Çünkü yaşananları yazılmışları silebilme yetkim yoktu, çünkü o günlere o sayfalara tekrar dönemezdim.
Bu yüzden karaladım. Kaleme acımadan karaladım…
Bir bakışı ile ummadığım anda bir cümlede adı geçen şahısları tüm defter yapraklarına musallat ettim.
Fazla kapıldım isimlerinin ahengine, gereğinden fazla değer verdim her heceye, boşu boşuna andım isimlerini…
Bilseydim eğer; gözyaşlarımla yazmazdım onları sayfalara kalemler tüketmezdim uğurlarına…
Bilseydim eğer; süslü kelimelerimi sarf etmezdim onlar için heybemde biriken hiçbir kelimeyi feda etmezdim uğruna…
Hiç biri hak etmedi sevgimi aşkımı kelimelerimi…
Ve şimdi söz veriyorum kendime, kalbime…
Ey defterime giren annem babam kardeşlerim kısacası her zaman kalbimde yeri ayrılmış insanlar; siz rahat olun adınız tükenmez kalemlerle yazıldı hayat defterime, siz silseniz bile beni ben karalamayacağım sizi…
Ey defterimde söz sahibi olmuş beni yönlendirmekten başka bir şey yapmayan kalem sahipleri; siz de rahat olun gün gelecek sizlerin de kalemi başkasının ellerine verilecek, eminim…
Ey sevgili sevgililer, ey sevdazede gönlüme tek satırlık tebessüm ekleyen kişiler ey üstüne tek çizik attığım şahıslar sizde rahat olun sizi rabbime emanet ediyorum…
Ve son olarak ey hayat defterime girmeye hazırlanan değerli şahıslar:
Lütfen defterime girince adlarınız kalemime işlensin…
Lütfen kalemime işlenen isminiz olsun sadece gerisi sizde kalsın…
Ve de lütfen adınız kadar kısa olsun kalemimdeki saltanatınız…