- 1051 Okunma
- 4 Yorum
- 0 Beğeni
İHANET
Bugün, son okuduğum romandan esinlenerek, ihaneti işlemek istedim.
Elif Şafak’ın "AŞK" isimli romanını yeni bitirdim. Güzel bir uslup, rahat okunan, sürükleyici bir kitap. Romanın kahramanı, üç çocuklu, bir ev hanımı. Kocası onu aldatıyor, o da, mutfak, kocası, çocuklar üçgeninde sıkışmış, kocasının aldatmasına bile sesini çıkartacak güçte olmayan bir zavallı. Mevlana ile Şems’in ilahi aşkının romanını, okudukça, sanal dünyada, yazara aşık oluyor...
Konu, bir roman konusu, ama gerçek hayatta da, ihanetler, fazlaca artmadı mı? İnsanlar, birbirlerine tolerans göstermek, birbirlerinin eksiklerini tamamlamaya gayret göstermek yerine, hemen, düşünmeden, bir başka ilişkiye atlayabiliyorlar. Bunun adı da "aşk" oluyor. Hiç bir insan, ihanete uğramaya layık değildir. Çiftler, birbirleriyle anlaşamayabilirler, birbirlerinden soğuyabilirler, sebep her ne ise, ayrılmak varken neden böyle bir yol seçilir? Ben, kendine güvenmeyen, tek başına bir varlık gösteremeyen insanların, bu yola, başvurduklarını düşünüyorum.
Özellikle, ilahi aşka değer veren, tüm insanlara mutluluk yolu açan ve mevlevi aşka inanmış bir zatın aşkından etkilenip, çocuklarına bu acıyı yaşatması beni, biraz sükutu hayale uğrattı. Mevleviliğin anladığı aşk, insanın insana karşı duyduğu, geçici muhabbet değildir. Sınırsız, derin ve karşılıksız bağlılığı gerektiren sevgidir. Mevleviliğin temel ilkeleri arasında, başkalarına her zaman iyi ve güzel davranışın örneği olmak, maddi ve manevi olarak temiz kalmak vardır.
Ben Elf Şafak’ın kalemi olsaydım eğer, ona; roman kahramanına, editörlük işini aldırdıktan sonra kocasından boşatıp, ondan sonra, yeni bir aşka yelken açtırırdım. Başka bir romanda ihanet, bir konu olabilir, ama konu mevlevi aşkısya eğer, bu romanda ihanet garipseniyor. Çünkü, Mevlana ne demiş; "Gül solup, gül bahçesi harap olduktan sonra, gülün kokusu nereden duyulabilir.?"Sen aileyi darmadağın ettikten, çocukları perişan bıraktıktan sonra, aşkı bulsan, neye yarar? "Dosttan, yakınlardan gelen bir cefa, düşmanın üçyüzbin cefasına bedeldir" İnsan, en yakını tarafından ihanete uğramışsa, etrafındaki en kötü düşmanının verdiği acı ne olabilir ki? " Kin, sapıklığın da aslıdır, kafirliğin de" Kocasının aldatmalarına, pasif kalacağına onuru ile ayrılmayı bilebilmeli insan. Kin tutup, aynı yanlışı yapmak onursuzluktur. "Can, doğan kuşuna benzer, beden ona bir tuzak" Her türlü tuzağa, aklı olan insan, hangi durumda olursa olsun düşmez. Bütün bu sözler Mevlana’nın, benim değil....
O yüzden, Yazar bu yasak aşkı, ilahi aşk adı ile birlikte kitaba sokmamalıydı bence...
YORUMLAR
feray soydan
Saygılarımla
bu sayfayı keşfetmekten dolayı çok mutluyum....harika bir uslup dolu bir kalem ne dediğini biliyor.... yorumlar çok bilinçli hele ayten hanımınki yazıya taç gibi oturmuş...bir kadın duruşu var.....öyle olmalı....önceden yazdığım bir şiirimin son dörtlüğünü sayfaya eklersem rahat edeceğim......
dünyamız aynı dünya
mahallemiz yerinde
güzel olan her şeyi
acaip nesil aldı
günbe gün hayretteyiz
insanlıktan ne kaldı
hasiyet onur bitti
şerefsizlik nam saldı.....saygılar
feray soydan
Şiiriniz de mükemmel..
Saygılar
İhanet demek hainlik demek.Evliliklerde ya da ilişkilerde ihanetin adı bir kere geçmişse o evlilik bitmiş demektir.Kağıt üzerinde devam etsede bir ömür o ihanet üzeri örtülü bir şekilde bir köşede duracaktır.Ayten hanım'a gelince;yorumunuzu pür dikkat okudum.Diyecek kelimem yok.Bazen yapılan yanlışlar ya da çirkinlikler kelimelerle ifade edilemez.Feray hanım sizi yazınızdan,Ayten hanımıda yorumu ve yorumda bahsi geçen olayla ilgili davranışından ötürü kutluyorum.
AYTEN UÇAR
Bir_Kucuk_Ask
Haklısınız ve çok çok güzel işlemişsiniz ihaneti yazınızda sizi kutlarım. Ben de 31 yıllık mutlu bir evliliğim varken trafik kazasında evladımızı kaybedince eşim oğlumun odasına çekilip sabahlara kadar internetten kadın arkadaş arıyorum kızımla yalnız oturuyorum emekli albayım vs vs diyerek sayfa açmış ve kadınlarla tanışıp görüşmeye başlamış ...uzun bir süre sonra internete tesadüfen girdim ve yazışmaları gördüm 31 yıl beni hiç aldatamamıştı biliyorum en kötü anımı fırsat bilip tek kızımı ve beni çok üzdü anında evden kovdum boşandım ama antolojide edebiyat defteri ve daha bir sürü sitede imam nikahı ile yaşadıkları halde birbirlerine arkalarında hiç çocukları olmayan gençler gibi aşk şiirleri yazmaya devam ettiler kızımı ve dolayısı ile beni çok çok üzdüler 57 yaşından sonra ne yaparlarsa yapsınlar ama ulu orta yapmaları namussuzluklarını etrafa da gösterip kaybettiğim oğlumun arkadaşlarının okumaları damadımın kızımın okuyup babam sapıttı anneciğim diye üzülmesi beni de bunalımlara soktu....Kadınlar daima maddi ve manevi ayakta durmalı eşine bile muhtaç olmamalı yoksa sizin en kötü en zayıf anınızı yakaladıklarında ihanetin vicdansızlığın hainliğin en beterini yapabilen erkekler var...insan böylesini görünce kimseye güvenemiyor artık ....sevgi ve selamlarımla
feray soydan
Herşey gönlünüzce olsun...