- 697 Okunma
- 3 Yorum
- 0 Beğeni
Avrupa Yasalarına Paralel Giden Yasalarımızın Aheste Dansı
Avrupa’da Avrupalı:
—Trafikte yol vermedin kavgası edip, birbirini öldürmez.
—Kızları kaçırılmadığı gibi, kızları da kaçmaz ve sülalece oğlan evine baskın yapılıp üç-beş ceset ortalığa serilmez.
—"Namus belasına gardaş, " deyip, kendisini boynuzlayan karısını işkenceyle öldürmek şöyle dursun, aklından bile geçirmez.
— Çaresizlik içerisinde kalıp, doğurduğu çocuğunun babası belli olmasa bile bi poşete sarıp, çöpe, asansör boşluğuna, denize atmaz; kilise ya da bir apartman kapısına bırakmaz.
—Koyunu tarlasına, tavuğu bahçesine giren birisini taş, sopa, bıçak ya da tabanca-tüfekle öldürmez.
—"Seni kimseye yar etmem, edemem; dizinin dibinden gidemem, " deyip, bir kadını baltayla, bıçakla, silahla öldürmez.
—Kızıyla kafa kafaya verip, kendisinin ve kızının aşıklarıyla rahatça buluşabilmek için aşıklara kocasını öldürtmez.
—Kadına-kıza tintik vur/a/maz; kocasını terk eden kadını da aile meclisinin aldığı kararla diri diri kazılan çukura gömmez.
—Miras için ana-babasını, ya da her ikisini de öldürmez.
—Eşini, anasını bıçaklayan mahkûma, "Ay ne uslu çocuk, " diye, personel sıkıntısını mahkûmlarla gidermeyi düşünüp, devlet dairesinde çay servisi yaptırmaz.
—Kimse köşkünün, arsasının tapusunu almak için kaçırılıp, işkenceye tabii tutulup, öldürülmez.
—Çek-senet çetesi diye bir örgütten ve örgütü kullanmak isteyenlerin olduğunu söylesen, sana normal gözlerle bakmaz.
—Gümrükte iki karton fazla sigara yakalattırınca istifa eden milletvekilinin aklından asla kendisini herhangi bir sebepten dolayı durduran polise küfür etmek aklından geçmemiştir; geçemez.
—Yılın oniki ayında izinsiz, vergisiz avcı olmayı kimse hayal bile etmez.
—Vatandaşı olduğu devletin bayrağını kimse yakmaz.
—Her sözsahibi olduğunda mahkûmların hayır-dualarını(!) almak için onları salıveren bir hanımağa asla çıkmaz.
—Öğretmen, asker, polis, vali, savcı, çoluk-çocuk katlederek terör estirene ne yerel ne de siyasî bir lider alkış tutmaz.
—"Nereden buldun, " diye sorulacak sorudan korkmayan hiç kimse çıkmaz.
— Cezaevi şartlarının ne kadar ağır olduğunu bilenler derler ki; "yatıp da çıkanlar, iflah olmaz…"
—"Delidir, ne yapsa yeridir, " diye, cinayet işleyen ha demeye sokağa salınmaz.
—"Buji, buji deliğinden düştü, " dediğinizde, ne yapılması gerektiğini kara kara düşünene sürücü belgesi verilmez.
Ve orada ten rengi naylonlar, bayanların göğüsleriyle salonda, burada ise bir martının kafasına geçip, denizde dans eder.
Orada da, yurdumuzda da benzer bir özellik; yargıçlar kalemini kırmaz.
(Avrupa hayranı olmadığımı burada belirteyim.)
YORUMLAR
O zaman gurbetçi vatandaşlarımızın "Kapıkule"den girdiklerinde gördükleri ilk kırmızı ışıkta geçme özgürlüğünü pervasızca kullanırken yarı orgazm vaziyetlerini nasıl izah ederiz.
demissiniz
sayin Agyar
bu nasil bir sözdür nasil bir tarz ve düsünce bicimi.
onlar memleket hasretiyle gelir orgazm vaziyetiyle degil
günlerce yoldadir Türkiyeye gelenler uykusuzdur bir hayir duasina muhtactir yollarda.
kac gurbetci aile yollarda hayatindan oldu.
bazen sözleri düsünüpte söylemeli diye düsünüyorum.
saygilar
hicbitmez tarafından 3/3/2010 5:03:41 AM zamanında düzenlenmiştir.
Ağyar
Vurgulamak istediğim gurbette yaşadıkları ülkelerin en azından trafik kurallarına uymakta beis görmeyen gurbetçilerimiz ne hikmetse memleketimizde trafik canavarı kesilmektedir. Tıpkı bizler gibi kırmızıda durmaz, yeşili beklemeden geçer, camdan sigara izmaritini, kabuklu yemiş veya meyve kabuklarını fırlatır kısaca söylemek gerekirse hemencecik ortama adapte olur. Kastım geliş ve gidiş yolculuklarını değil tatil süresini kapsamaktadır.
Bütün bunları başımdan geçen veya şahidi olduğum olaylara dayanarak söylüyorum. Gerek İstanbul’da, gerek Trabzon’da, Samsun’da, Bayburt’ta, Çorum’da, İzmit’te, Çanakkale’de, İzmir’de, Manisa’da hem de bire bir.
Verdiğim örnek yazarın vurgulamak istediği konuya nazire yapmak için verilmiş örneklerdi ve maalesef gerçektiler. Bütün bunları yapmıyorum diyen gurbetçi vatandaşlarımızın alınmalarına, gocunmalarına hiç gerek yok.
Saygı bizden
hicbitmez
hakir gördügünüzü kastetmedim tabi de okuyunca bir anda farkli algilayabiliyor dediginiz insan.
insan medeni degilse isterse avrupadan öte gitsin hiic degisemezmis.
Türkiyede de o sekilde davrananlara ne diyelim ki.
kuralsizlik almis basini güzel yurdumuzda demekki bir cok alanda.
herkes kendine yakisani yapiyor kisaca.benim kastim sizi üzmek degildi cevap verdiginiz icin ve aciklama yaptiginiz icin tesekkür ederim.
saygilarimla tekrar
Maddeleri tek tek okuduğumda bu saydığınız olayların Avrupada veya dünyanın her hangi bir yerinde rahatlıkla rastlanılan hadiseler olduğunu söyleyebilirim. Bir farkla oralarda bu gibi olaylara münferit vaka diye bakılır, bizde ise vaka-ı adiyeden sayılır.
Bunun sebeplerini sıralamaya kalksak maddeleri ansiklopedilere sığmaz. Sonuçta genetiği farklı, kültürü(yeme, içme, gezme, tozma) farklı, gelenekleri farklı toplumlarız, yoksa keramet Avrupada yaşamakta değil. O zaman gurbetçi vatandaşlarımızın "Kapıkule"den girdiklerinde gördükleri ilk kırmızı ışıkta geçme özgürlüğünü pervasızca kullanırken yarı orgazm vaziyetlerini nasıl izah ederiz.
Dediğim gibi orada adamın anasına avradına küfretsen "ne diyor bu salak" diyerek yüzüne bakar bön, bön. Ama sen vergi kaçırıyorsun diyerek itham ettiğinde hemen soluğu mahkemede alır, hakaret ettin diye.(Kültür farkı 1)
Bir Cuma günü camiide hocanın vaazına rast geldim, şöyle diyordu, "eğer adamlar la ilahe illallah, Muhammedun resullulah desinler cennette bize yer kalmaz onlardan". Arkasındanda ekledi; niçin "asılırsan İngiliz sicimi ile asıl" derler diye. Çünkü İngiliz her türlü ib..eliği yapar ama sicim yaparken işe ibn..lik karıştırmaz. Herhangi bir vida parçası bile, madende ham demir halinden, döküm atelyesine, oradan imalaathaneye ve ennihayet nalbur dükkanına gelene kadarhiç bir aşamada hile hurda ile karşılazmaz. Bizde öylemi her kademede ayrı tezgah. (fark 2 oldu)
Özünden çalarsın, gramajdan çalarsın, etiketten geçirirsin vs vs. huyumuz kurusun
Neyse daha fazla uzatmıyayım şimdilik 2-0 lık bir sonuç fena değil, yoksa hezimete doğru gideceğiz.
Selamlar
Yükselenyıldız
Avrupa'da yaşamak mı; tövbe.
Ölü toprağı serilmiş sanki milletin üzerine. Vırt-zırt öte-beri gidip-gelen bi bizimkiler var ve hayatın olduğu onlar sayesinde anlaşılıyor. Bir baskı, bir baskı ki, amawwwwwwwww.
Gardaş evinde bi kahkaha atamaz mısın saat 21.00'den sonra.. Atamazsın. Zırt polis kapındadır.
"-Hooop, n'oluyo?! Millet uyuyo, dinleniyo! Kes başını gir kümese, dumiim bi daha ağlayıp-güldüğünüzü!"
Bir de bu trafiği sadece İtalya'ya benzeyen(sadece trafiği mi) ülkeyi sevmezler.
İyi de bu kadar da bireysel kanun-yönetmelik-tüzük-özgürlük olmaz ki. Herkesin bir yasası var kendine göre.
(Saygı öncelikli sevgiler.)
Trafikte yol vermedin kavgası edip, birbirini öldürmez.
—Kızları kaçırılmadığı gibi, kızları da kaçmaz ve sülalece oğlan evine baskın yapılıp üç-beş ceset ortalığa serilmez.
Çaresizlik içerisinde kalıp, doğurduğu çocuğunun babası belli olmasa bile bi poşete sarıp, çöpe, asansör boşluğuna, denize atmaz; kilise ya da bir apartman kapısına bırakmaz.
—Miras için ana-babasını, ya da her ikisini de öldürmez.
evet Avrupa hayrani degiliz sadece ülkemizde de bir düzen olsun istiyoruz.
mantigi bir köseye birakip akilsizca kendi yasasini sürdürmeyen sirf duygularla hareket etmeyen
kurala uygun saygin bir topluluk olsun istiyoruz.
ama nerde...
bilinen sadece vatan icin namus icin ölürüz öldürürüz kanimiz yerde kalmasin vs vs...
- yasatiriz - demeyi bilen yok.
cünkü insan nedir medeniyet nedir kural nedir yasa nedir bilen yok bunlari idrak edebilecek beyin yok.
herkes kendi yasasinca.fikirler dahi uyusmadiginda kendi milletine düsman kesilecek bir milletimiz var bizim.
düsünceye dahi saygi nedir bilen yok.
avrupada benim hakkim budur senin hakkin budur diye bir sey yok
ahmette aynidir mehmette aynidir aysede fatmada aynidir.esittir.nerde bizim memlekette bu günler
sen alt tabakadasin ben üst...bizde görülmüs bu.
cokta güzel bir konuydu güzel bir yaziydi.
yüreginize saglik sonsuz saygimla
Yükselenyıldız
Türkiye'den emekliyim. Oradan da emekli olmak için başvudum. Formları gönderdiler. Ben doldurup göndermedim. Dün formları göndermelerinin üzerindenden 4 hafta geçtiğini, neden göndermediğimi soruyorlar.
Yorumunuz çok yerinde.
İnanın balık baştan kokar atalar sözüne saplanıp kalacağım.
Milletvekillerine dokunulmazlık? Ne saçma.
Seçim sistemi? Ne saçma.
Konu uzun. Bir köşe yazısına ancak bu kadar sığar ve felsefesine girilse ciltler dolar.
Saygı öncelikli sevgiler.