Kısırın dağı Panik köyünün sırtı sırasındadır.
Dağlar sağrını göklere sermiş.
Keçe külahın kopyası, aynı El-ahram.
Panik köyü Hoçuvan ovası ve Çıldır Gölünün sığtarmasında.
Dağların şahıdır, şahikasıdır.
Üç bin yüz doksan metrodur ovanın tabanından direksiz gök kubbeye yüksekliği.
"_ O kadar var mı?
_ Ne söylüyorsun! "

Panikliler, hepsi: Kısır dağıyla gururlanır.



"Belli belli bağlarının boranı,

Çift çift olmuş çöllerinin ceranı.

Sana derim, sana Munbuç Viranı,

Çarşıda çağrışan tellâllar hani?


Munbuç’un kapısı altın tokalı,

Kimse yaptırmamış felek yıkalı.

Ulu şadırvanlı, çatal peykeli,

Kastalında abdest alanlar hani?


Gider gider yol üstünde dururum,

Kara taş delerim, su götürürüm.

Bağ, bahçe yetirip, gül bitiririm,

Tomurcuk gülünü derenler hani?


Öğlene dek kalkmaz başımın pusu,

Silindi, kalmadı kalbimin yası.

Kulağım duymuyor bir ezan sesi,

Minareden salât verenler hani?


Karac’oğlan yavuz ata binerdi,

Üstümüzde avcı kuşlar dönerdi.

Ha deyince, beş yüz atlı sünerdi,

Akça ceranları kovanlar hani? "

Kars caddesi, Nehirlerin internet cafede Şefikle söyleşiyoruz.
Patron masasının arkasında, duvara asılı resmi soruyorum.
Şefik Paşa birisi ile Tifliste çekinmiş fotoğrafı.
Şefik Paşanın belinde hançal, başında papak. Üstünde uzun bir arkalık, göğsünde fişeklik. Siyah beyaz resim iyi ışıklandırılmış.
Fona kumaş koymuş kim düşünmüşse, draperi denir plastik sanatlarda kumaş zemine. Gözü oyalasın ve oynayan pilelerle, haz iştahalar ikram etsin istenir...
Bu güzellik, iki figürü: Eski Tiflis’ten ol devrandan taşıyor, ta Ardahan’a ve Şefikle, ol söyleşimizin üstünden aşarak; yıllar sonrayı seyrediyor.
Şefik Alpaslan ve Nehir Alpaslan iki kardeşler.
Kendilerine ait internet işletmesini çalıştırıyorlar.
İkinci katta ikamet ediyorlar. Rahmetli babaları Dündar Amca senelerce aynı dükkanda yağ, peynir alır Rize’ye ve Türkiyenin muhtelif yörelerine gönderirdi...
Komşumuz: Dündar Amcalar Karagölde oturuyordu. İkinci katı yapınca taşındılar. Eski Meydan’a bir hane katılmıştı.
Bizim cadde: Kars caddesi ikinci katta oturanların çoluk çocukları arka bahçelere açılan kapı önlerinde akşam ederdik.
İçli dışlı mahallelilik dayanışmasıyla eline, gününe herkes herkesin koşardı.
İsmail Darkların çocukları, Şışkalı Meco Dayılar, Memet Alptekinler, Dündar Alpaslanlar, Kerem Özerler, Enver Balcılar, Bedirhan Korkmazlar, Kuyumcu İsmail Amcalar...
Dündar Amcanın celepciliği yanısıra; dükkanda yağ alırdı, tenekelere istifi faaldı.
O işçi dükanın aksamamasına, gayretkeşane ilgilenirdi. Sabahları erden yağı alırdı. Yağın uzun bir teknede yığıldığını su gibi bir sıvının iki karış boyunda teknede durduğunu çok görmüşümdür. Sarıyağ sapsarı putnan maket bir dağ gibi gözükürdü. Dündar Amca baskülün arkasındaki yazıhanede otururdu. Kontraplakla yapılı iki ufak cam pencere gözü bırakmıştı marangoz. İçerden dükana giren müşteri görülsündü. Ufak lamba yazıhaneyi aydınlatırdı. Yenice cigarası içerdi. Balık sırtı ceketinin cebinde taşırdı . Samsun sigarası moda olduğunda Samsun’a geçmişti, Ardahanlı Tüccar arkadaşları gibi.
Dündar Amcanın dedesi İzzet Bey’in resmini de şefik gösterdi.
İzzet Beyler padişah tarafından beyliğe ihsan edilmişler.
Panik beyleri diye bilinirler.
Dündar Amca’nın annesi Göle Paşaları diye bilinir.
Turgut Göle; Dündar Alpaslanın annesinin amcaoğludur.
Şefik Paşa ki beratlı paşadır. Turgut Bey de onlardandır.
Dedeşenlidir. Dedeşende ki türbe halk nazarında kutsi addedilir.
Turgut Beylerin rabıtaları söz konusudur " Dedeyle".
Turgut Bey: Celal ve Nilüfer Gölenin babasıdır.
Celal Bey Siyasal Bilgiler Fakültesi dekanlığı yaptı.
Nilüfer Hanım ise Türkiyenin üç büyük sosyolog’undan biri diye gösterilir.
Nilüfer Hanımın beyi Asaf Savaş Akat beydir. Ünlü ekonomist.
Turgut Bey, Göleden çıkıp 1933’ ler de diyarı gurbetlerde, devlet okullarında okuyarak tırnağıyla dişiyle hukuk fakültesini bitirir. Çileli memurluk dönemi ile bazen esenli günler yaşamış mütevazi bir devlet ve siyaset adamıdır.
Ünlü Dışişleri eski bakanlarımızdan Ali Bozer’in kız kardeşi Turgut Beyin eşidir...

"Ardahan deyip geçme, sen hele Ardahanın neyini gördün? "
Şehirler herbir unsuruyla külliyen şehirdir.
Bireyleri...
Her insanıyla..
Şehirlerin kişiliği bulunur...
Şehirlerin hafızaları olur....

Eski devlet bakanı; Karslı Ahmet Tan ile bir akrabalığı bulunur; Dündar Alpaslan’ın...
Eski Meydanda ki İnternet cafede bir çay içişimiz henüz sona ermemişti...
Tiflisi söyledik. Bir mana da oraya gittik.
Dedeşene değindik. Sanırsın orayada..
Turgut Beyi yadettik....
Dündar Alpaslanı rahmetle andık!...
İzzet Beyi yadettik ve Paniği görür olduk.
Ardahanın önemli simalarından Dündar Amcaya Allahtan rahmet diliyoruz.
Nur içinde yatsın!

" _Paniği geçtin mi, Bayramoğlu!
Bayramoğlu; Bayramoğlu!
Bayramoğlundan öte köy var mı? "

" _ Gelimli dünya gidimli dünya.
Sen selam söyle yeter ki!
Köy çok, köy çok! "