- 725 Okunma
- 10 Yorum
- 0 Beğeni
NEREDE KALMIŞTIK?
İnsanın hayatında kayıplar olur. Çok doğaldır. Giden, gider. Kalan, kalır. Bu kabul edilir bir durumdur. Biraz üzülür, biraz ağlaşırsınız, az da sızlanırsınız. Geçer, gider. Hayatta bir ölüme çare yok…
Ama etrafıma bakıyorum. Mükemmel dediğim nice insanlar var. Hayatta duruşu ile olaylara bakışı ile saygı duyduğum insanlar. Kişiliklerine saygı duyduğum insanlar…Kadınlar.
Evet, insan olmak tamamen farklı bir şey, kabul ediyorum. İyi insan olmak; mükemmel eş, mükemmel anne, mükemmel dost ya da mükemmel sevgili olmak anlamına gelmiyor.
Yine en yakın örneğimle anlatmak istiyorum; kuzenim. Kuzenden öte ablam, sırdaşım, dostum. Hayatımda tanıdığım en sevgi dolu insan. Bir dönem sıkça İstanbul’a giderdim. Bir hafta – on gün kalırdım evinde. Terapi gibiydi, benim için.
Sabah işe gider, akşam dönüşünde mutlaka bir sürprizle gelirdi eve. Ben de ona ufak, keyifli sunumlar hazırlardım. Yarışırdık adeta. Sürprizlerden keyif alırdı. Okurdu. Durmadan okurdu. Gidişimin bir gününün Pazar olmasına dikkat ederdim. Evde olduğu gün olsun diye. Güzel bir cd koyardık, müzik setine. Kitaplarımızı elimize alır, karşılıklı uzanırdık kanepelere. Bir o okurdu, altı çizilecek bölümleri. Bir ben. Bazen derdik ki “ Keşke birimiz erkek olsaydık” “ Ya da bize benzer erkekler olsaydı, hayatta.” Sonra da karar verirdik ki; yine bir işe yaramazdı. Ayrı cinsten olsak mutlaka tartışır, eleştirir, mutsuz ederdik birbirimizi.
Ve bu kadın eşinden ayrıldı, yıllar sonra. Sebep mi neydi? Aldatıldı.
Bir yerde, bir şeyi eksik yaptı. Ya da vermesi gereken bir şeyi vermedi. Yaptığı, verdiği her şey silindi. Doldurduğundan daha çok göze battı dolduramadığı boşluk. Ve hop! Hemen bir başkası girdi devreye.
Sayısız örnekler anlatabilirim, size. Yazıyı uzatmaktan, konudan uzaklaştırmaktan başka bir işe yaramazlar.
Tüm bu örnekler beni bir tek soruya götürüyor: Erkekler ne istiyor? Nasıl bir kadın istiyorlar? Bir kadının ne olması lazım?..(.çok soru oldu ama idare edin artık )
Aslına bakarsanız, erkeklerin ne istedikleri de hiç önemli değil. Sorun biz kadınlarda. Kendimizi o kadar şartlıyoruz ki erkeklerin istediği gibi olmaya. Sanki onlar, biz kadınların istediği gibiler mi? Hayır, hiç değiller. E niye onlar bu kadar kafa yormuyorlar bu işlere? Ya da yormaz gibi mi görünüyorlar? Hani, onlar erkek ya…Konu da duygusal ya!
Sürekli gençleri eleştiriyoruz. “ Hiç tahammülleri yok.” “ Hemen boşanıyorlar, ayrılıyorlar.” “ Artık kimse, kimseyi çekmiyor.” Vs. vs.
Ben gençleri son derece haklı buluyorum. Aslında ne diyorlar bence biliyor musunuz?
“ Bir dakika, sana sevgilimsin dedim. Efendimsin demedim. Seninle hayatı paylaşmaya karar verdim. Hayatımı sana vermeye değil. “
Bir arkadaşım kızına sürekli “ Prensesim “ derdi. Bir gün dikkat etmiş, işinin arasında, kızı sürekli bir şeyler istiyor ondan. Sonunda dayanamamış “ Bana baksana sen. Ne sen gerçek prensessin ne de ben senin kölenim.” Demiş.
Her erkek, erken yaşta kaybetmemişse, annesi yani bir kadın tarafından yetiştirilir, büyütülür. Ve bu süreç içinde, doğal olarak, bazı kadınsı öğretiler edinir. Temiz olmak, tertipli olmak, ev düzeni gibi. Her erkeğin içinde kadınsı bir yan vardır. Bu hormonlar gereğidir. Her cins, karşı cinsin hormonlarına da sahiptir. Cinsel tercihimizi bu hormonların oranı belirler.
Yani demem o ki; erkekler, içlerindeki kadınsı duyguları birazcık ortaya çıkartsalar. Birazcık o gözle, o pencereden bakabilseler kadına…
Ne dersiniz? Düğüm gevşer mi acaba? Tam olarak çözülemese de…
Not: Biraz düşünce karmaşası olan bir yazı oldu. Çok toparlayamadım gibi. Ama size güveniyorum. Siz benim ne demek istediğimi anladınız.
Eser Akpınar
İzmir
27.02.2010
YORUMLAR
Anlayamadığım, ALDATMA denilince neden hemen erkeklerin akla geldiğidir.
Bu konuda erkekleri suçlayanlar, neden erkeklerin eşini ya da sevgilisini ufolardan inen dişilerle aldatmadığını düşünmezler?
Kadının aldatması konu edilmiyor da neden bu aldatma kavramında erkek konu ediliyor?
Aldatan erkeğin birlikte olduğu kadınında bir aldatan olduğu düşünülmeli bana göre.
Paylaşım için teşekkürler.
Eser Akpınar
Teşekkür edeim. Saygılar
Bu sayfaya üçüncü gelişim, bir net gitti, yorum yarım kaldı. İki misafir geldi. Bu üçüncü ve çabucak yazayım bari.
Bence dağınık olan erkekleri ne yapsanız hizaya getiremiyorsunuz. Ne kadar verirseniz o kadar istiyorlar. En iyisi elimizden geleni yapıp, kalanını boş verceğiz.
Aldatılma konusuna gelince, bu iki taraf için de geçerli. Hep erkekler aldatmıyor. Kadınlarında bu yola baş vurdukları zaman zaman görülmüştür. Ben burada havin'in yorumuna tümüyle katılıyorum.
Güzel bir yazıydı, düşündürdü, tebrikler...
Sevgilerimle...
Eser Akpınar
Aldatma konusunda size %100 katılıyorum. Ve hatta kadınlar arasında, aldatma oranı çok fazlalaştı da diyebiliriz. Bir haller oluyor ama..Allah hayıra çıkartsın..
Çok teşekkür ediyorum. Yorumlarınız değer katıyor..Sevgiler..
Bence evliliklerin eften püften sebeplerle bir anda bitiyor olması insanların kendilerini bilemiyor olmasından kaynaklanıyor. Evliliğe karar verildiği vakit nedense bir ömür sürer gibi gelir ama zamanla bu istek yerle bir olur adını bile hatırlamazlar. Demek ki kiminle evlendiklerini bilmiyorlar; bulutlarda mevzusu yere ayak basınca yok oluyor haliyle artık gözlükle değil çıplak gözlerle bakıyorlar birbirlerine . Oturup kalkması, alışkanlıkları, düzeni işte ne kadar ayrıntı varsa 24 saat birlikte olunca görülüyor haftada bir iki görüşmeye benzemiyor.
Yaşanılan olumsuzlukların kadınlığı ve erkekliği bilmekle ya da bilememekle ilgisi olduğunu düşünmüyorum.Sorun artık insanın ne istediğini bilemiyor olmasıdır bence. Evet hayatı paylaşmaktır evlilik ama bu hayat paylaşma bekarlıkta aileyle paylaşılana benzemiyor ki acaba biz mi bu paylaşım durumunu bilmiyoruz ( bence öyle). Evet kimse kimsenin kulu kölesi olmaz ama hiçbir adam eşinin başına buyruk yaşamasını kabul etmez ki etmemeli bence. Adam başka yerde hayat sürdüyor kadın başka yerde bazen birbirlerinden haberleri bile olamıyor özgürler ya hani peki böyle olunca yaşanılana evlilik denir mi ben demem.
Anlayış da karşılıklı olmalıdır - kadını erkeği ayırarak değil iki tarafta da olmak zorunda-, biri hep evetle yaşayamaz ki diğerinin hayırıyla da yaşayamaz. Kadın erkeği tanımalı erkek de kadını tanımalı kendilerini bilmiyorlarsa bile karşı tarafı bilmeliler. Sadece erkeğin kadınlığı düşünmesi çözüm olmaz elbette kadın da erkeğin ne olduğunu bilmeli.Çok karışık bir mevzu insandan insana hayatın doğası , kuralı değişiyor ..
Ama şu aldatma !
Bunun sebebi de olamaz özrü de olamaz varsa, eğer ki gerekçe gerekiyorsa ...çok daha farklı sıfatlarla konuşurum. Olmuyorsa ayrılın efendim sonra ne yapacaksanız yapın; birini kırmak, incitmek kimseyi göğe yükseltmez ne diye rezilliklere baş vurulur hiç anlamam. Ama çok acı , gerçekten çok acı. Ayrılmak çok daha kolay olur eğer ki diğer eşte böyleliye meyil varsa iyi de madem var niye evlendin derler adama. Çok karışık Allah insan olan insanla karşılaştırsın inşallah herkesi ...
Yazıda kadın-erkek ödevlerinin ayırımı canımı sıktı ama güzeldi erkekte olması istenen de işte her kadın da melaike değildir öyle şeyler görüyoruz ki ..neler neler...Tek taraflı bir sorumluluk yoktur. Kadın evleniyorsa, ömür boyu adamın nikahı altındaysa ondan habersiz adım atamaz bir kere fıtrata aykırı. Kendi başımıza hayat yaşıyoruz evet de kim böyle durumda çok çok mutlu ve de rahat olduğunu söyleyebilir hadi madem çok iyi olunuyor da neden erkeğe ihtiyaç duyuluyor ; her kadın ağladığı zaman kendisinden güçlü kollara ihtiyaç duyar - bu sebeple erkekteki kadınlık hormonu mümkünse tek olunduğunda olsun ortalıkta kadın gibi dolaşanlara pek iyi gözle bakamam herhalde adını evvela kendi hormonunun gerekliliğini taşıyabilsin- zannetmem kimse inkar eder bunu..
Daha uzar gider . Düşündürdüğünüz için teşekkürler.
Sevgiler.
**Havin_** tarafından 2/28/2010 3:04:06 PM zamanında düzenlenmiştir.
Eser Akpınar
Aslında konu, çok göreceli. Ve kişisel bakış açısı ile ilintili. Bu açıdan bakıldığında, her görüşe saygı duymak lazım. Herkes hayatını kendi kabulleriyle yaşar. Bu işin bir şablonu yok. Doğrusu ve yanlışı da yok.
Her evlilik, kendi hikayesini yazar. Birinin " dert " dediğine, diğeri kahkahalarla güler. Hayatın tümü böyledir.
Erkeklik hormonundan bahsederken, dikkat ederseniz " efemine " sözcüğünü kullanmadım. Farklı beden içinde ki farklı cinsel kimlikte olmak değildi kastettiğim. Sayın Ağyar'ın dediği gibi, sadece " karizmayı çizdirmemek" ya da " erkek " olabilmek veya "mış" gibi görünmek adına sergilenen duruştu anlatmak istediğim. Tıpkı " mış " gibi kadılnlar gibi...Ben sadece erkeklerin çerçevelerden, sınırlardan çıkıp insan olduklarını ve annelerinden geçen özellikleri ile yumuşak yanlarını göstermelerini diledim.
Hayatta erkek ve kadın farklı duruşlar segilerler. Kadın kadınlığını, erkek erkekliğini bilecek. Ama salt kadın ya da salt erkek olmak adına değil...
En içten teşekkürlerimle...Saygılar
ESER HANIM DÜŞÜNDÜRÜCÜ BİR YAZIYDI. NE KADAR VERİRSENİZ SEVDİĞİNİZ KİŞİ O KADAR ÇOK İSTER. SEVEBİLİRİZ AMA KÖLESİ OLAMAYIZ TABİİ Kİ. ONUN İÇİN DE HERŞEYİ DOZUNDA BIRAKMAK EN İYSİS SANIRIUM. GÜZEL BİR YAZXIYDI TEBRİK EDİYORUM.
Eser Akpınar
''Yani demem o ki; erkekler, içlerindeki kadınsı duyguları birazcık ortaya çıkartsalar. Birazcık o gözle, o pencereden bakabilseler kadına…
Ne dersiniz? Düğüm gevşer mi acaba? Tam olarak çözülemese de…''
Eğer sürdürülebilirse evlilikler, ileri yaşlarda olabiliyor galiba bu işler. Acaba diyorum , hormonların dengesi mi değişiyor, ileri yaşlarda ?
Eser Akpınar
ha ha ha...Harikasınız Fikret Bey...Değiştiği kesin...:-)))
İçten teşekkürlerimle...Saygılar
Eser kardeşim,yazınız çok güzel anlatmış demek istediklerinizi.Ben de erkek kadın ayırımı yapmadan şöyle bir şey
anlatacağım.Eşler eşlerden ne bekler,neden aldatırlar,bir taraf 'neyi eksik yaptım da aldatıldım' diye düşünür.
Bence bu aldatanın kişiliğiyle ilgilidir.Aldatılan eşlerin bir çoğu temiz,titiz tertipli,görünürde eksikliği olmayan insanlar.
'bunu hak edecek ne yaptım ' diye düşünür dururlar.Aslında onların eksikliğinden değil,diğer eşin hercailiği,değişiklik
arayışı,doyumsuzluğu,heyecan arayışı olabilir.
Yoksa aldatılan bayansa, dört dörtlük bir insan ,evi temiz, kendisi bakımlı çocuklarını pırıl pırıl yetiştirmiş,bir eksiği yok.
Eğer aldatılan erkekse,ona da bakıyoruz,evine sadık,eşine itina gösteriyor,ama bir bakıyorsunuz ,beklentiler farklıymış,
hop hanım başkasını bulup gidiyor.
Kısacası,aldatılan hatalı değil,aldatan kendi arayışları,tatminsizlikleri yüzünden başka arayışlara girmiş.
Benim acizane görüşüm,saygı ve sevgilerimle.
Eser Akpınar
Hani bir söz vardır: " Kim, kime yaranmış k, ben sana yaranayım? "
Bu işin bir kuralı, yasası yok. Herkes bir yol tutturmuş gidiyor. Artık " sütüne kalmış " demekten başka söylenecek bir şey yok.
Teşekkürlerimle. Sevgiler.
"Temiz olmak, tertipli olmak, ev düzeni gibi. Her erkeğin içinde kadınsı bir yan vardır. Yani demem o ki; erkekler, içlerindeki kadınsı duyguları birazcık ortaya çıkartsalar."
Bir şey söyleyeyim Eser hanım laf aramızda ama ha, aman kimseler duymasın, karizmayı çizdirmeyelim bu yaştan sonra hişşt ;)
Bakın ben çok güzel yemek yaparım, bulaşık yıkarım, ev süpürürüm, çamaşırı da zaten makine yıkıyor. Düzenliyim, tertipliyim, pijamalarımı çıkartır katlar çekmeceye koyarım, kirli çoraplarımı doğru kirli sepetine, sigara içtiğim zamanlarda yasaktan önce bile hep balkonda içerdim. Başka kaldımı. Ama sakın bana "ütü" demeyin gözünüzü seveyim, elimde değil beceremiyorum işte ne yapayım.
Başka....yoo o kadar da değil yani :)
Şaka bir yana, başta da dediğiniz gibi önce "insan" olmak gerekiyor. Şu satırlarınız da "Hani, onlar erkek ya…Konu da duygusal ya!" demişini ya, genelleme yapınca sanki biraz yargısız infaz oldu galiba.
Saygılar, selamlar
Eser Akpınar
Gazeteleri de toplar mıısınız okuduktan sonra? En sinir olduğum şeydi. Hele pazar günleri. Sürekli gazete toplardım. Yem yiyen tavuklar gibi hissederdim kendimi. Eğil-kalk topla...:-))
Teşekkürlerimle..Saygılar.
Eser Hanım, yine güzel bir konu ve çokta güzel anlatmışınız.
Yalnız: Erkeklere fazla verici olduğumuzu sorgulamışınız (haklı bir sorgulama bu katılıyorum ama her kadın böyle değil bu kişilikle alakalı kadın erkek farketmiyor; Bazende tam tersi olabiliyor.) ama üstte kadının aldatılmasına haklı bir sebep aramaktan da geri duramamışınız :) ''Bir yerde, bir şeyi eksik yaptı. Ya da vermesi gereken bir şeyi vermedi. Yaptığı, verdiği her şey silindi. Doldurduğundan daha çok göze battı dolduramadığı boşluk. Ve hop! Hemen bir başkası girdi devreye girdi'' Vala kuzeniniz canınıda cıkarıp verse hiç bir şey değişmezdi... Değil mi ki o kişi aldatma niyetine girsin... Bazende aldatmak için dünyalar kadar sebep olabilir ama yinede kişi bunu yapamaz... Onurunla ayrılır gider... (kadın erkek ayırmıyorum)
Eser Akpınar
Sevgiler yüreğinize. Değer kattı yorumunuz..
Yani demem o ki; erkekler, içlerindeki kadınsı duyguları birazcık ortaya çıkartsalar. Birazcık o gözle, o pencereden bakabilseler kadına…
Ben konuya bu pencereden bakıyorum...Kadının kutsallığına her zaman saygım var...
Anlamlı bir yazıydı...Kutlarım...Saygılarımla...
Eser Akpınar
Teşekkürlerimle..Saygılar