- 11228 Okunma
- 25 Yorum
- 0 Beğeni
Elifim Noktalandı
Okuduğunuz yazı Günün Yazısı olarak seçilmiştir.
Cezmi Ersöz’ün “Şizofren Aşka Mektuplar” adlı kitabını okumaya ilk başladığımda, “Var mı böyle bir şey? Hem çok seviyor, hem nefret ediyor.” diye kitabı bitirmeden bırakmıştım. Anlatılanların, kitabın ismi gibi hasta ruhlu bir ilişki olduğunu düşünmüştüm.
Ama şimdi gönlünü veren bir kişinin, sevdiğinden ummadığı şeyleri görüp, saçma sapan şeylere şahit olduğunu düşününce; “Evet, bu adam az bile anlatmış.” diyorum. Sonra bu adamı bu kadar delirten ne olabilir diye düşündüm. Ve sonra, aslında incir çekirdeğini bile doldurmayacak gibi görünen bazı olayların, insanın psikolojisini nasıl bozduğunu anlamaya başladım.
Yıllar sonra bir gün, gönül ummanında tek başına kürek çekerken, bir yerde hiç ummadığın bir anda ruhunu birine, ona, sevgiliye açarsın farkında bile olmadan. Senin en doğal hâllerini görür o. Çünkü bütün doğallığınla bağlanmışsındır ona. Onun saf sevgisine boynunu büker, “İşte bu hayatta yalansız, çıkarsız, sahiden seven birileri de varmış.” dersin. Mutsuzluğu geride bırakıp, bugüne merhaba dersin sevdayla.
Seni gönülden sevdiğini düşünerek ona güvenirsin. Çünkü her zaman olabildiğince dürüst, olabildiğince gerçek bir dosta; güvenilecek, seni yarı yolda bırakmayacak gerçek bir sevdaya yüreğinizin ihtiyacı vardır. Ancak o zaman yüreğiniz huzur bulur.
O hep hayatımda olmalı dersin. O sana yalan söylemez. O senin arkandan işler çevirmez. O sana asla ihanet etmez. O seni senden önce düşünür, senin için endişelenir ve O seni hiç yalnız bırakmaz. Gereğinde bir arkadaş, gereğinde yaslanacak bir omuz olur sana. Bazen gözyaşlarını silecek, kederini dindirecek bir can, bazen de seni güldürecek kadar nüktedan…
Gönlünü ilk defa işte böyle bir sevgiliye, hayatında çok büyük yer alacağını düşündüğün birine açmak istersin. Ve ancak onun, senin yüreğine dokunmasına izin verirsin. Benden başkasını sarmayacak onun gözleri diye güvenirsin…
Gün gelir değişir her şey.
Birbirinizi üzmeyeceğinize dair yeminler ederken birden, seni buz kesen bir hâlini görürsün. O an korkularınla yüzleştirir seni. Hayallerin yıkılır, üzülürsün. “Nasıl aldandım? Neyine kandım? Beni ona çeken neydi?” diye sorgularsın kendini.
Yüreğinde öyle yaralar açar ki, açtığı yaranın farkında bile olmaz. Oysa o saf saydığın sevgisinin, seni nasıl hırpaladığını bilemediğinden olsa gerek, bir de seni suçlar, “Nasıl böyle düşünürsün?” diye.
Onun bu sözleri sana sitem değil, kanayan yarana tuz olacaktır.
“Senin hep yanındayım.” diyen, “Hayatımın anlamı sensin, doyamıyorum sana.” dediğini hiç unutmadığın biri, bir anda pat diye “Benim hayatımda senin kadar önemli bir başkası daha var.” diyor. Sen de en saf halinle, tabi ki herkesin yeri ayrıdır diye düşünüyorsun. Hani senin yerin apayrı bir yerde ya… Senin yerine bir başkasının geçebileceğine ihtimal bile vermiyorsun.
Sonra bakıyorsun ki, o garanti gibi gördüğün, senden başkasının orada olmasına ihtimal vermediğin yerine çoktan bir başkası yerleşmiş bile.
Bunun adı kıskançlık, diye düşünebilir birçok insan. Hayır, bunun adı kıskançlık değil, hayâl kırıklığıdır. Anlıyorsun ki, ona ulaşmak için seni basamak olarak kullanmış. Artık ne zaman ondan bahsetse, onu merak ettiğini söylese; kristalleşmiş gönlünün parçalanma sesini duyarsın. Kendine isyan edersin. “Bu da nereden çıktı şimdi? Hani o bunu yapmazdı?” diye sormaya başlarsın kendine. Elinde ne varsa atıp kırmak, parçalamak istersin. Bir anda bunların bir kâbus olduğunu düşünürsün.
Sana göre senin sevginin önüne hiçbir şey geçemez, senin sevginin yerini hiçbir şey alamazdı. Ama öyle değilmiş hakikat. Bir başkasının mutluluğunun gölgesinde kalmışsın artık. Yine de kabullenmek istemiyorsun bu durumu. “Olur böyle şeyler, yanlış anlamışımdır.” diyorsun. Aaa bakıyorsun ki tutarsızca, düşüncesizce, seni de bu gölgenin altına çekiyorlar, bilerek o gölgenin altında eziliyorsun.
Ezilen sen olmamalıydın, olmamalısın da. Seni bu duruma düşürüp de, kuru bir özürle geçiştireceklerini sanıyorlarsa, yanılıyor bu insanlar. Bir gönüle girmenin, zorken bir gönül kazanmanın ne demek olduğunu bilmediklerinden olsa gerek, basite indirgiyorlar sevdayı, dostluğu.
“Benim olan beni üzmez. Benim olan bunu bana yapmaz. Beni bir kere, başkası için üzdüğünü anlayan insan, hassas olduğum konuyu bana tekrar yaşatamaz tutarsızca, acımasızca.”
Belki, satırlara biraz öfke bulaştı, çok ağır oldu diyeceksiniz.
Hayır. Böylesi bir tecrübenin başka türlü ifadesi mümkün değil. Yürekteki sızıyı hiçbir şey hafifletmediğinden, söylenecek bir sözü tam yerine koyacak bir kelime bulamadığından az bile anlatıyor.
Cezmi Ersöz, az bile anlatmış kitabında.
Ne zaman umutsuzluğa düşse sen gelirdin aklına, şimdi çekip çıkartıyor seni yüreğinin derinlerinden. Ağlıyor yüreği. Hoş sen bunu da anlamazsın. Çünkü o içinden ağlayanlardan. Hani derdin ya o hassas yürekli kadın diye.
“Elifin Noktalanması, elif harfinin yanına noktayı andıran he harfinin gelmesi demekmiş. İki harf bir araya gelince ‘Âh!’ diye okunuyor. Bu yüzden ‘Elifim noktalandı’ demek, ‘Âh çekiyorum, acı çekiyorum.’ demektir.”
Acılar; türkülere şarkılara, şiirlere konu olmuş yıllarca. Her türkü yakar da geçer gönüllerden, yaşanmışlığı taşır çünkü. Bu günlerde dinliyorum artık o türküyü “Elif dedim, be dedim”.
Benim de elifim noktalandı.
YORUMLAR
Çok mükemmel bir yazı daha kaleminizden. Zaten hakkı da verilmiş.Seçilen konu da cuk diye oturmuş.Anlatım bir o kadar mükemmel.Ekleyeceğim tek şey var.Belki de dilek, temenni.Tüm ilişkiler maskesiz olsun.Her durumda o maskelerini çıkarsın insanlar.Belki o zaman " Elifim noktalandı " demeyiz.
Sizi çokkk tebrik ediyorum.
Saygılarımla.
sevgidamlalarim
sevgidamlalarim
Yazı güzel kaleme alınmış, okurken sıkmıyor. Her insanın kendinden bir şeyler bulabileceği güzellikte.
Güne gelmesi güzel olmuş. Tebrikler... sevgilerimle...
sevgidamlalarim
herkesin kendinden bir şeyler bulacağı bir yazı...
anlatım olarak çok güzel şahsıma bir solukta okuyup
bitirme gayeretine düştüm...
her dem saygımla
usta yazarımı gönül alkışlarımla kutluyorum.
sevgidamlalarim
sevgidamlalarim
Mağaza vitrininde görüp, bu işte tam benim aradığım kazak, tam tarzım, beni ne de güzel taşır, giyip; tam bedenime göre deyip, giyindikten sonra sen ne biçim şeysin, demode, senden hevesim geçti, bunu değiştireceğim ya da artık atacağım gibi bir şey değildir ki aşk. Aşk sonuna kadar olmalıdır. Güzel anlatımınız ve başarınız için kutluyorum.
AYSEL AKSÜMER tarafından 2/28/2010 4:47:17 PM zamanında düzenlenmiştir.
sevgidamlalarim
Gerçekten günün yazısı...
Güzel bir anlatım, okunan bir kitapla giriş,içten hissedilen duygular anlatımı derinleştirmiş ve son bağlama cümlesi enfes..
"Benim de elifim noktalandı.."
Tebrikler..
sevgidamlalarim
Cezmi Bey aşkla mantığı çarpıştırıyor eserlerinde, aşk her defasında yeniliyor...
İçimizdeki aşk bazen yönünü şaşırsa da, hep kendi olarak yaşar bence.
Uygun insan meselesine gelince dediklerinize katılırım. Kim uygun, belki hiç kimse...
Aşk aşkınlıktır, mucidi insan değildir, kaynağı ilahidir, burada Cezmi Beyden ayrılırım ben.
Zaten tam olarak yer yüzüne hiç inmemiş "aşk" neden kirlensin ki?
Aşk kendine layık olanları ebedi hayatta bekliyor.
Günü yazısı sağlamdı. Evet.
sevgidamlalarim
Elifi noktalanan ne ilk ne son kişisiniz!
İnsanı aşkta şizofreniye götüren şeyin ne olduğu aslında aşıkla maşuğa göre değişir;siz genel hatları belirten özenli,okunası bir yazı yazmışsınız.
Ben hep şöyle düşünmüşümdür, insan karşısındakini kendisi gibi bilir.Karşı tarafın sevgisi bittiğinde zannediyor ki artık siz de onu eskisi gibi sevmiyorsunuz.Bu ,sevdaya nokta koymaya hak veriyor sanki kişiye.Sevda kalkınca özen,ilgi,anlayışla beraber sevgiliyi düşünme de kalkıyor.
Ve son perde; o başka bir limana demir atarken siz geminiz açık sularda başıboş dolaşırken fırtına,kasırga,soğuk,rüzgar kimi zaman güneş uğraşıp duruyorsunuz.Ama bu uğraş insanlığınıza değer katıyor siz farketmeden.Siz elifsiniz ve her zaman diksiniz.Yanınızda eğilip kırılan kırık hemze size ah da çektirse olurum gibi gözükse bile istese de elif olamaz!
Teşekkürler,yüreğinize sağlık......
sevgidamlalarim
sevgidamlalarim
Kendisiyle yaptığım bir söyleşide şu tamlamayı yapmıştım.
Cezmi Ersöz yalnız çağımızın en değerli şair-yazar ve düşünürlerinden biri olmakla kalmıyor, çağdaşlık düşüncesini, çağını yaşamak kaygısını bir öğreti haline getiren, okuyucusunu doğru bilgi kaynağına götüren en canlı yazarlarımızdan biri oluyor. Bir kafa özgürlüğünde, bir insan sorumluluğunda şair olduğu için özgür düşünmüyor, özgür düşündüğü için şair olmak zorunda kalıyor.
Anlatmak istediğimde buydu zaten okuyucusunu doğru bilgi kaynağına götüren, romantik sanata yön veren önemli bir şairimiz.
Yazınızı bir o kadar da anlamlı buldum, kutlarım.
zeki çelik tarafından 2/28/2010 12:22:32 PM zamanında düzenlenmiştir.
sevgidamlalarim
sevgidamlalarim
" Yalnızsınız...
bilseniz ne kadar suçluyum bunun için...
ah bir bilseniz, ne kadar çok acı çekiyorum...
n'olur affedin beni;
böyle büyük bir aşkla severek, size en büyük acımasızlığı ben yapıyorum...
affedin beni...
sevgili..."
C.Ersöz'ü her okuduğumda, birşeyler bulurum kendimden. Ve hep " beni tanıyor mu? " diye düşünürüm. Yazınızı okuduğumda, hissettiklerim aynen böyleydi...
Kutluyorum, güne düşen bu harika yazınızı...
Sevgiler...
sevgidamlalarim
"O hep hayatımda olmalı dersin. O sana yalan söylemez. O senin arkandan işler çevirmez. O sana asla ihanet etmez. O seni senden önce düşünür, senin için endişelenir ve O seni hiç yalnız bırakmaz. Gereğinde bir arkadaş, gereğinde yaslanacak bir omuz olur sana. Bazen gözyaşlarını silecek, kederini dindirecek bir can, bazen de seni güldürecek kadar nüktedan" Böyle sevenler var aslında. Yanlızca anneler....
Tebrik ediyorum başarınızı...
sevgidamlalarim
Bir çok insanın yaşadıklarına öyle güzel tercüman olmuş ki yazdıklarınız.Herkes kendinden birşeyler bulabilir...
Evet ilişkiler en güzel şekli ile başlar,senin için o,tektir artık.Sen de kendini onun yanında tek bilirsin.Sonra bazı olaylar gözüne çarpar ve erkeklerin kıskançlık olarak nitelendirdikleri aslında kıskançlık olmayan,sadece o nun kalbinde tek olmadığının verdiği bir hayal kırıklığıdır...İhanet etmeyi kendisine yakıştıran bir erkek veya kadın olsun,bir gün gelir kendisi de ihanete uğramaya mahkumdur derim ben...Günün yazısını kutlayarak şimdi de ben size sevgi damlalarımı bırakıyorum.Kaleminize sağlık
sevgidamlalarim
Sitem,pişmanlık,bazı olumsuzlukların farkına varma,sonunda kabullenme.
Düşünce tahlili yapmış yazarımız.
Günün yazısını ve sizi kutluyorum,saygılar.
sevgidamlalarim
sevgidamlalarim
Bu duygular,hemen her insanın yaşadığı ya da yaşadığına inandığı duygular bana göre.
Kapkara/körünkörü aşka inanmıyorum.Bence aşkın da notaları var yani uyuşması lazım.
Yoksa ne olur;
***
"Birbirinizi üzmeyeceğinize dair yeminler ederken birden, seni buz kesen bir hâlini görürsün. O an korkularınla yüzleştirir seni. Hayallerin yıkılır, üzülürsün. "
***
Sevda'yı küçümseyen ya da vazgeçtim,"sevdası olmayan" insan ne kadar insandır?Dost olmak;D-O-S-T...Kolay mı?
Cezmi Ersöz'de siz de,aşkın,sevdanın,dostluğun,salt insana özgü bu niteliklerin kirletilmesine,kolayca kullanılmasına...
harcanmasına sitem etmişsiniz.(Kitabı okumadım ama,C.Ersöz sitemi aşmış,şizofrene çevirmiş sanırım.)
Sizden gelsin:
***
" Bir gönüle girmenin, zorken bir gönül kazanmanın ne demek olduğunu bilmediklerinden olsa gerek, basite indirgiyorlar sevdayı, dostluğu. "
***
Varolun hep.Selam,saygı.
sevgidamlalarim
Belki, satırlara biraz öfke bulaştı, çok ağır oldu diyeceksiniz.
Asla, agirlik omuzlara sevgi bazinda bu sekilde yüklenince anlasildi satirlarda.
Sevgilerimle
sevgidamlalarim
Değişgenlik insanın yapısında var demek.İnsanları zenginlik değiştirir,fakirlik değiştirir,hastalık,sağlık değiştitrir.Uyumsuzluk değiştirir,İnançsızlık değiştirir,Makam mevki değiştirir.Değişmeye sebeb çok.Dünyada belki en son değişecek kişi ben idim, bende değiştim.Çokkkkkkkkkk sabırlı ve iradeliydim.Sevginin kalesiydim.Şimdimi kimseyi sevmiyorum,güvenmiyorum.Sorun eğitim ve ahlak sorunu bence.Kötüler çoğunlukta ise İyilerde mutsuz olur.
Kutlarım emeğini ,kaleminiYüreğini.Sen yine noktalama her zaman bir umut, bir çare vardır.SEVGİ VE SELAMLARIMLA.ESEN KAL.
sevgidamlalarim
Bir sitem yazısı belki...Fakat, edebî yönden özen ve itina gösterilmiş, iyi yazılmış bir sitem yazısı.
sevgidamlalarim
Her ilişki başta umut ve hayallerle başlar .
Gönül her şeyin kendi istediği gibi olmasını arzular hep ,lakin bazen hiç ummadığı kişiden hiç ummadığı ihanetlere maruz kalır.
Ben bu yüzden her zaman derim ki sevmek cesaret işi.
Eğer birini hayatına almaya karar verdiysen ,beraberinde getireceği acı hüzün hayal kırıklığı ve daha bir olumsuz durumu da kabul etmek durumundasın.
Hayatın insana kimin elinden neler sunacağı belli olmuyor.
Ama bu demek değil ki ; gönül kapımızı sıkıca kapatıp kimsenin girmesine izin vermeyelim .
Her şeye rağmen yaşanılan küçücük bir an bazen her şeye değebilir .
Kader çıkarsız ve yürekten sevmeyi bilenlerin karşısına yine kendisi gibi sevmeyi bilen yürekler çıkarsın diyelim .
Saygı ve selamlar........