6
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
818
Okunma
Fen bölümü öğrencileri olduğumuz halde Türk Dili ve Edebiyatı ders saatlerimiz de diğer Fen derslerine eşitti haftalık ders saati toplamında. Öte yandan da en çok sevdiğimiz ders. Hani kaynatma ve haylazlık saati desem daha yerinde olur.
- Günaydın çocuklar
- Günaydın öğretmenim
- Nasılsınız
- Sağ olun öğretmenim
Bugünkü dersimiz divan edebiyatı..
Fuzuli’den Hazan Gazelini işleyeceğiz.. (başladı okumaya)
Beni candan usandırdı cefâdan yâr usanmaz mı
Felekler yandı âhımdan murâdım şem’i yanmaz mı
Kamu bîmârına cânân deva-yı derd eder ihsan
Niçün kılmaz bana derman beni bîmar sanmaz mı
Değildim ben sana mâil sen ettin aklımı zâil
Beni tan eyleyen gafîl seni görgeç utanmaz mı
Fuzûlî rind-i şeydâdır hemîşe halka rüsvâdır
Sorun kim bu ne sevdâdır bu sevdâdan usanmaz mı
Fuzuli
Biraz sıkıldık, dersi ne edip kaynatmamız gerek…
- Öğretmenim…?
- Efendim evladım
- Yaa öğretmenim…?
- Buyur evladım
- Çok güzel okudunuz gazeli
- Teşekkür ederim çocuğum
- Gazeli bu kadar güzel okumuşken acaba diyorum…?
- Acaba deme evladım, ne diyeceksen gevelemeden söyle
- Söyleyeyim mi öğretmenim…?
- Söyle dedim ya evladım, anlama özürlü müsün…?
- HANCI’yı diyorum öğretmenim…
- Okur musunuz…?
(dersin ilk yarısı çoktan geride kalmıştır)
- Öğretmenimizin birden gözleri ışıl ışıl oldu ve başladı o tok sesiyle
Gurbetten gelmişim, yorgunum hancı!
Şuraya bir yatak ser yavaş yavaş
Aman karanlığı görmesin gözüm!
Beyaz perdeleri, ger yavaş yavaş.
Sıla burcu burcu ille ocağım!..
Çoluk çocuk hasretinde kucağım
Sana her şeyimi anlatacağım,
Otur başucuma, sor yavaş yavaş.
İşte hancı! Ben, her zaman böyleyim,
Öteyi ne sen sor, ne ben söyleyim...
Kaldır artık, boş kadehi neyleyim,
Şu bizim hesabı, gör yavaş yavaş...
BEKİR SITKI ERDOĞAN
45 kişilik sınıfın tamamı ayakta ve alkış sesleri okul bahçesini aşmıştı.
Neriman öğretmenin yanaklarından aşağıya birkaç damla yaş süzüldü…
Hepimiz çok duygulanmıştık...
Öğretmenim sizi ağlatmak istemedik ama eğer bir kusurumuz varsa özür dileriz dedik…
Hayır çocuklar sizde kusur yok, kusur biz de biz büyüklerde dedi...
Neden diye soramamıştık o gün ama içimiz acımıştı dersimizde öğretmenimizin ağlamasına...
Eşinden ayrılmış ve iki evladını kendisi yetiştiriyormuş meğer… Bizler küçük de olsak, farkında olmasak da, o gün Neriman öğretmene onu ne çok sevdiğimizi hissettirmişiz, bu yüzden çok duygulanmış…
Sonraki derslerimizde rutine bağlanmıştı artık…
Dersten önce Neriman öğretmenimiz mutlaka bir şiir okur, derse öyle başlardık…
Bana şiiri ve edebiyatı sevdiren sizdiniz…
Teşekkürler Neriman öğretmenim…
Teşekkürler tüm öğretmenlerime…
26.02.2010
1975-2010