- 568 Okunma
- 5 Yorum
- 0 Beğeni
EY AŞK NEREDESİN ? 63
Sıkıntıyla geçen onca zamanın ardından, nihayet evlerine dönmüşlerdi. Böbrek naklinden sonra sağlığına kavuşmuştu Tarık fakat bundan sonra daha dikkat etmesi gerektiğinin farkındaydı. Düzenli bir yaşamı olmalıydı. Yediklerine ve uyku düzenine dikkat ederek, sağlıklı bir hayat sürebilirdi pekala.
Gelecekleri günü bildirmişlerdi Kamil’ e. Eve gittiklerinde, yemekler hazırlanmış, rahat edecekleri bir şekilde düzenlenmişti ev. Kapıda, onları karşılayan Kamil, günlerce süren endişesinden bir anda kurtulmuştu.
O akşam neşe ile geçti. Yol yorgunluğunun etkisiyle erkenden yattılar. Nihal’ de erkence kalkarak, otele döndü. O’nu sağlıklı bir şekilde gördüğü için mutluluktan uçuyordu sanki.
Ondan sonraki günlerde dinlenmeyle geçiriyordu. O gün, sabah kahvaltısından sonra gazetesini okumaya başladığı sırada kapı çalındı. Emel Hanım, dinlenmesi gerektiği halde boş durmuyor, evin altını üstüne getiriyordu. Gözüne takılan işler buluyordu kendine. Anneliğin özellikleriydi bunlar sanki.
Kalktı ve kapıyı açtı. Açtığı anda, karşısında kalabalık bir grupla karşılaştı. Dükkan komşuları, onu ziyarete gelmişlerdi. Kırtasiyeci Şefik Ağabey, kahveci Mustafa, büfeci İlhan, bakkal Selami, oto galerici Memduh… Karşısında durmuş, onun içeriye davetini bekliyorlardı.
“ O kimler gelmiş, buyurun. Girin içeriye dostlar.”
“Geçmiş olsun Tarık “
Dedikten sonra içeriye girdiler. Dostluğun en güzel tarafıydı bunlar. İyi ve kötü günde yanında olmak. Manevi yönden destek vermek. Tarık, onları karşısında gördüğü anda çok sevinmişti. Onu seven insanların olması memnun etmişti.
Epey bir sohbet ettiler. Emel Hanım’ ın ikram ettiği çayların eşliğinde. Memleket sorunlarından, benzin fiyatlarının yüksekliğine, terörden, kapkaça kadar konuştular. Esnafın sorunları da ağırlıktaydı. Özellikle, hastalık konusunu açmamaya çalışıyorlardı sanki. Gelmelerinin sebebi zaten o günleri unutturmaktı. O’ na destek olmak, moralini yükseltmekti.
Bir süre daha dinlendikten sonra işine tamamen dönmeye hazır hissetti kendini. Uzun süre ara verdiği ekmek teknesine sıkıca sarılmalıydı. Önünde yapılacak çok büyük işleri vardı. Yeni bir ev kuracaktı. O yüzden de çalışması gerekiyordu. Nihal’ i mutlu edecek her şeyi yapmak istiyordu.
Bu konuyu konuşmamış olsalar da, ileride resimlerine baktıklarında hatırlayacakları bir düğün istiyordu. Kır düğünü ile evlenmeyi çok istemiş fakat ilk evliliğinde olmamıştı.
Güzel bir evde oturmak istiyordu. Her eşyasını, Nihal’ in zevkine göre almak istiyordu. Bizim evimiz diyebilecekleri bir ev olmalıydı. Bunun içinde çalışmalıydı.
Erkence kalktı. Kahvaltıdan sonra işyerine gitti. İşler yoluna girmişti. Kamil, onun yokluğunu hiç hissettirmemişti. Hesaplara baktığında da kâra geçtiklerini gördü. Çok şey borçluydu ona. Bir ağabey gibi sahiplenmişti onu. O yüzden de onun için planları vardı kafasında.
Oturduğu evi eşyalarıyla birlikte ona bırakacaktı. Halime ile mutlu olmaları için. İçinden, “ Belki de aynı günde yaparız düğünümüzü. Eğer kabul ederlerse. Neden olmasın. “ Diye geçirdi.
Her şey yoluna girmişti. Kazandığı paraları, gereksiz yere harcamıyordu. Birikim yapmaya başlamıştı. Sırada, Nihal’ in ailesinden onu istemek kalmıştı. Formalitede olsa, yapılması gereken bir şeydi bu. En kısa zamanda, bu konuyu Nihal ile konuşmaya karar verdi.
Bir araya geldiklerinde, o konuyu konuştular. Tarih belirlendi. Nihal’ i istediler. Düğün tarihi de belirlendi. Sadece, Nihal’ in İstanbul’ da bulunan, kiralık dairesinin boşaltılması kalıyordu. Aylardır, oturmadığı daireye kira veriyordu boşu boşuna. Teftiş için geldiği bu şehirde, planlanan süreden daha fazla kalmıştı. İşi dolayısıyla geri çağrılabilirlerdi. Bu konuda, bir şeyler yapması gerektiğini düşünüyordu son zamanlarda. Tam o sıralarda, banka müdürü de emekli olmak için dilekçe vermiş ve bulunduğu pozisyon boşalacaktı. Müdür ile konuştuktan sonra o göreve talip olduğunu bildirmeye karar verdi genel merkeze. Hem sevdiği adamla birlikte olacak, hem de sevdiği işi yapacaktı. Genel merkez bu talebi uygun karşılayarak, Nihal’ i banka müdürlüğüne atadı. Yüreğinin temizliğinin mükafatını almıştı sonunda. Dürüst çalışmasının karşılığında, bir çok kişinin hayalini kurduğu koltukta, adil bir şekilde yönetecekti bankayı.
DEVAM EDECEK