- 1340 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
ONCA YOKSULLUK VARKEN
Sizi siz yapan yalın bir acınız, kapanmasına asla izin vermeyeceğiniz derin bir yaranız var mı? En umutsuz, en dar zamanınızda size güç veren, kendinizi yıkıp yeniden hatırlatan yarım kalmış bir çığlığınız var mı? Var olan yaşam dönüştürülmeden kapatamayacağınız,sizi diri tutan, sürekli üretme isteği veren ayazın vurduğu bir tarafınız var mı? Yalın insan gerçekliğini anlatan kitaplarla ve şarkılarla karşılaştınız mı? Onların yalın gerçekliğinde gerçekliğinizi bulduğunuz oldu mu hiç?
İşte yalın gerçekliğinize ses olabileceğini düşündüğüm bir ses Fransa’dan. Romain Gary’nin “Onca Yoksulluk Varken” i haz ve sefaletle örülmüş müthiş bir anlatı. Kaybetmeye mahkum edilmiş Arapların, Yahudilerin bir baltaya sap olamamış Fransızların toplandığı bir kenar mahalle; hayatını bedenini satarak yaşamış ve son kullanma tarihi dolunca da bedenini satan başka kadınların babası belirsiz çocuklarına, ara sıra yatan paralar karşılığında bakarak yaşamaya çalışan Madam Rosa ile daha doğarken yaşlanmış Momo’nun uzun anlatısı. Küçük keşiflerin ardında yatan büyük hayallerin dünyası vardır Momo’nun kafasında. Bir çocuk gözüyle ama derin anlamlarla sağır mösyölerin eski boksör Madam Lola’nın ve babasız çocukların dünyasına girersiniz Momoy la beraber. Anlatı bitip de bir hafta boyunca Madam Rosa’nın çürüyen bedeni karşısında oturup geri dönmesini bekleyen çocuk bedenli yaşlı Momo’yu düşündüğünüzde eminim ki bir yanınızın, ayaza vurduğu bir yanınızın sızlamakta olduğunu hissedeceksiniz.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.