- 707 Okunma
- 3 Yorum
- 0 Beğeni
EY AŞK NEREDESİN ? 62
“ Oğlum Tarık ! Kendine gel lütfen. Bırak oğlum beni. Ne oldu sana böyle? Kabus mu gördün? Canımmmm, haydi sakin ol biraz yavrum. “
Annesinin bu sözleriyle kendine geldiğinde, elleri hala Emel Hanım’ ın üstündeydi. Otobüs durmuş ve bütün yolcular koltuklarında ayağa kalkmış ve meraklı gözlerle onlara bakıyorlardı. Gerçek gibiydi. Gözlerini kapattı ve tekrar açtı. Sonra, kimseye fark ettirmeden, bacağına bir çimdik attı. “ Evet, rüyaymış! Şükürler olsun Allah’ ım “ Diye geçirdi içinden. Toparlandı.
Rüyası bile çok korkunçtu. Televizyonda seyrettiği kaza haberlerine bile çok üzülürdü. Bu rüyayla, sanki gerçeği yaşamış gibi olmuştu. Yıllarca nefret ettiği annesini, cansız gördüğünde, kalbine bıçaklar saplanır gibi acı çekmişti. Gerçekten bir gün, sevdiklerinden birinin ölümüyle ne hale gelebileceğini düşünmek bile istemedi. Ateş düştüğü yeri yakar sözü de bunu doğruluyor olmalıydı. Hayat, doğumla başlıyor, ölümle son buluyordu. Doğumda doğal, ölüm de doğaldı. Geriye ise yaşanan yıllar içinde, sevdiklerinin kıymetini bilerek geçirmek gerekiyordu.
Herkes yerine oturmuş ve otobüs de hareket etmişti. Annesine sıkıca sarıldı. O şekilde, hiç konuşmadan bir süre kaldılar. Konuşmuyorlar fakat telepati yöntemiyle anlaşıyorlardı sanki.
Otobüs terminale geldiğinde, yüzünde gülümseme belirdi. Sevdiği kadın, onları tıpkı gönderdiği gibi bekliyordu. Hemen oracıkta sıkı sıkıya sarıldılar birbirlerine. Her şey yoluna girmişti nihayet. Bu yolun sonu aydınlığa çıkıyor ve güneşin sıcaklığı gibi ısıtıyordu yüreklerini.
Birliktelikleri her şeye rağmen devam ediyordu. Üstelik, aralarındaki bağ, giderek güçleniyordu. Sadece sevginin var olması,bazen yeterli olmuyordu. Boşanmaların artması da buna örnekti.
Tarık emindi Nihal’ in sevgisinden. Kendisi de son yaşananlardan sonra iyice emin olmuştu. Bir ömür boyu güveneceği, seveceği kadını bulmuştu en sonunda. Onun değerini bilecek, onu incitmeyecek ve mutlu edecekti ömrünün yettiği zamana kadar. Biraz daha iyileştikten sonra birlikte geçirecekleri yuvalarını kuracaklardı. Her eşyalarını, birlikte seçeceklerdi. Onunla mutlu olacaktı…
Sevdiği kızın elinden sıkıca tuttu. Emel Hanım’ın aklı hala otobüste yaşadıkları olaya takılı kalmıştı. Nasıl bir kabus gördüğünü anlatmamıştı oğlu. Sormamak en iyisiydi belki de. Aralarındaki sorunlar ve araya ördüğü duvar yıkılalı çok olmuştu. Yaşamının son demlerinde de olsa mutluluğu yakalayabilmişti en sonunda. Bundan sonra tek amacı çocuklarının mutluluğunu görmek ve onlara geç de olsa Annelik yapabilmekti.
Arkalarından yürüyor ve onları gururla seyrediyordu. Arabaya bindikten sonra eve doğru yola çıktılar. Bir an önce yuvalarını kurmanın heyecanını taşıyorlardı.
DEVAM EDECEK !