- 1925 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
SENİ SEVİYORUM IŞIL…
-Seni seviyorum Işıl.
-Ben de seni seviyorum Ahmet. İyisin değil mi?
-Evet, iyiyim canım. Sadece ayağımı oynatamıyorum. Annemi telaşlandırma ne olur. Ona iyi olduğumu söyle.
-Peki, canım, o konuda içini rahat olsun. Dayan lütfen, senin için dua edeceğim.
Gök gürlemesi gibi bir ses ve ardından ahizedeki cızırtı ile nışanlısı Ahmet ile görüşmesi kesilmişti.
Şimdi elinde ondan kendisine tek yadigar bu son konuşmayı yaptıkları cep telefonu vardı. Işıl ince parmakları tuşlar arasında gidip gelirken yanlışlıkla “arşiv mesajlarına” gelen iletiyi gönderdi. Geri almak üzere telefonun arşiv bölümünü açtı. Kayıtlı yazıları tek tek karıştırdığında kendisine yazılmamış mesajlarla karşılaştı.
Yıllardır sevgisini yüreğinde taşıdığı Ahmedin bir başka kadınla olan üç mesajını heceleyerek okumaya başladı. Her hece yüreğine düşen kordan beter bir acıyla canını yakıyordu.
“Aşkım, bu gece en sevdiğin şampanyayı aldım. Geçen akşamdan daha hoş bir fantezi yaşayacağız. Bu gece hazır mısın?”
Bu mesaja gelen yanıt saklanmıştı:
“Yeter ki sen gel. Sana her zaman açık bu yürek ve her salise senle olacağımı bilmelisin sevgilim. “
Gözlerinden bardaktan boşanırcasına akan yaşlardan diğer mesajları zar zor okuyordu Işıl. Ahmedin diğer mesajını içindeki acı ve öfke karışımı bir duyguyla açtı.
“ Sana aşığım, seni çok arzuluyorum. Akşamı iple çekeceğim. Zaman çok uzun şimdi bana…Her zaman sana tapacak ve kölen olacak Ahmet…”
-Olamaz…Olamazz…Bunu bana nasıl yaparsın Ahmett?
Hıçkırıklarını tutamadı. Mide bulantısı ile banyoya doğru koşturdu…
Yüzünü yıkayamadan bayılmıştı.
Kendine geldiğinde yatak odasındaydı. Annesi başucundaydı. Ana kız gerçekleri paylaşınca Işıl’ın yürek acısına nasıl merhem olacağını şaşırmıştı. Depremde ölen damadının ihanetine yaşlı kadın da şaşırmış ve bozulmuştu.
İhanet keskin bıçak gibi Işılın yüreğini lime lime keserken, annesi telefonu ne yapacağını söyledi.
-O numarayı çevirip, kim olduğunu öğrenmezsem rahat etmeyeceğim anneciğim. Lütfen sen mesajın üzerindeki numarayı çevirir misin annem?
-Kızım boşver. Daha çok üzme kendini. Bak heder oldun, günah sana! Kimse kim!
-Dünyada olmaz annem. Sen aramazsan ben arayacağım.
-Peki…Peki…Hay Allah!..Evladın mı var, derdin de var!
Işıl’ın annesi salondaki sehpadan telefonu alır ve arşivdeki saklı mesajların üzerindeki numarayı tek tek tuşlar ve “ara” tuşuna basar. Tam o sırada beyaz komodinin üzerindeki Işıl’ın telefonu da çalmaya başlar. Genç kadın telefonu eline alır ve şaşkınlıkla gözleri açılır, ağzı bir karış açık kalmıştır.
Anne kulağındaki telefonu hala çalmaktadır. Sorar:
-Kim arıyor? Açsana kızım, ne şaşırdın öyle!
Az önceki öfke/intikam duyguları, şimdiyse pişmanlıkla takasa olmuştu. Acıyla yutkundu. Yutkunur midesinden boğazına kadar yükselen asitli sıvıyı. Cayır cayır yanıyorken içi/dışı…Genç kadının boğazından yırtılır gibi boğuk ve inlemeye benzer bir ses çıktı…
- Bu..bu nasıl olur!..Bu imkansız!..
Gözleri yuvalarından çıkacak gibi şaşkınlıkla açılmıştı.
-İmkansız olan nedir yavrum?
-Arayan Ahmet anne!..
Emine Pişiren/Edremit-Akçay
19.Şubat.2010
****