Çayın Buğusunda Açan Gül
İlk mesajı, semaverin fokurtusu verdi. Demlik , hüzün zarfına bürünmüş içli mektup misali beklemedeydi. Saat , zamanı sırtında taşıyan dervişleyin yorgun , yorgunluğunu tik takların gölgesine gizlemeye çalışıyordu.
Suyun ateşle imtihanı neticesinde, porselen demliğe merhaba dediği dem, renk güzeli bir perinin ışıltılı bakışlarına kapı araladı. İnce bellilerin gözlerindeki intizar onca hasrete değdi.
Bekleyen ve bekleme ile sabrı sınan, sadece demlik ve bardak denilen nazeninler değildi. Muhabbetin kucağında dostluklarını harlandıran ahbaplar da bekliyordu renk güzelini bin bir iştiyakla…
Henüz demini almış çay, ayrı bir özenle konuldu kristal bardaklara. Kristalize iklimlerin mütevazı ihtişamında , bardaklar itinayla götürüldü dudaklara. Dudaklar buluşunca sımsıcak çayla. Kristal iklimler bahara döndü, şükürle harmanlanan çay buğusunda bir gül açtı asla solmayacak… O,gül dostluk gülüydü.
Ankara,22.02.2010 İ.K