- 1908 Okunma
- 7 Yorum
- 0 Beğeni
TUTKU
Hayat, tutkudur dostum.
Tutanabildiğin kadar yaşarsın. Tutkuyla bağlanıp, tutkuyla tat alırsın. Aşkın sonsuzluğunu arayan bir defineci gibi, her kazdığında aldığı tat gibidir tutku. Gökyüzüne aşık astronomi uzmanı için yıldızların anlamı, denize aşık ağaç yelkenlinin dalgalarla buluştuğunda çıkardığı sesler, esen yelin ruhu, yağmur yüklü bulutların özü gibidir tutku…
İçinin derinliklerinde var olan deli bir isteğin, bedeninde yok olup eridiği ve o anın kalp atışlarının gözlerinin derinliklerinde kaybolmaya başladığı zaman, en uçtaki hücrenden hissetmeye başladığın ten kadar bedensi, sevgi kadar yüce, en kutsal dokunuşlar kadar sarsıcı istektir tutku…
Şimdiye kadar tek başına, tek bir bedenle ve tek bir ruhla devam eden hayatının eksikliklerini hissederek, boşluğun verdiği acıyı, içindeki çelişkilerin farkına varmanla, en azından başka bir yaşam olabileceğine ilişkin ilk şüphenin var olmasıyla boşlukları hızla dolduran su gibi yerini hayallere bırakmasıyla ılık ılık beliren duygudur tutku. Aşkın en şiddetli ve ilk acımasız duygusudur. Belki de duyguların en ilahi olanı.
Bir fırtınadır, kalbinin ortasından kopar. Sonra sakince bedene yayılır. Sevgilinin düşüyle birlikte onsuz olamayacağını hissettiğin ilk an gelir aklına. Vakit gece yarısıdır. Bardakta yarım kalan şarap eskisi kadar tat vermemektedir. Bir şeyler olmuştur, kendi dünyanda yarattığın küçük mutluluklar gölgelenmiştir sanki. Uzaktan parıldayan günün ilk ışıkları gece yarısının sonuna yaklaştığının habercisidir. Dilinde eski bir şarkının tınısı dolaşır. Işıkları kapatmak istersin. İçindeki huzurun yavaş yavaş seni terk ettiğini hissedersin. Doğan güneş yalnızlığını perçinlemiştir. Işığın güneşten daha çok anlamlar taşıdığına inanmaya hazırsındır. Yüreğindeki ışığın daha güçlü olduğunu ilk düşündüğün andır tutku…
Onsuz olamayacağını sürekli düşünmeye başladığın an, hayat iki yarım olmuştur senin için. Onunla geçirdiğin anlar, onsuz olamayacağın anlar. Hayatının anlamı ve hayatından silebileceğin kadar anlamsız olanlar. Beraber olduğun her an vazgeçilmez olmaya başlamıştır. İçinde sonsuz bir ışık gibi parıldar, hayatın bütün renkleriyle dolar. Artık onsuz olmak, ölümcül bir renktir ve onsuzluktan korkmaya başladığını hissedersin.
Gün ağarmıştır artık. Yüzünün hayalinden süzülen suret, derin bir tutku denizine dönüşmüştür. Aşkın vazgeçilmezi oluvermişsindir. Artık sen, bir tutkunsundur.
“Ben sana tutkunum” dersin, şafak sökmüş, güneş biraz daha yükselmiştir az ötende…
[ 22.08.2007 – b@ileys17 ]