hüzün bakan gözler,
Bir istanbul sabahı yine kıştan kalma bir gün, serin içine işleyen bıçak gibi kesen bir soğuk, etrafımda binlerce telaşlı insanın koşturması
Baktım herkese göz ucuyla dertli kederli gülmeyen yüzler belli ki; herkesin kendince derdi var dedim içimden...
Elbette benim yokmuydu sanki... Yokmuydu omuzlarımdaki yükümü boşaltacak birini bulsam bırakıp kaçacam bir daha almamak şartıyla diye gülümseyerek düşündüm. Neyse ki ben neşeyle taşıyorum gülüyorum kimseler fark etmiyor benim derdim nedir diye,, gülüyorum gülmem gerekiyor.
Bir gün yine günlerden cuma güzel gözlü bir kızı farkettim üsküdar limanında gemilerin demir aldığı ve yanaştığı binlerce yolcunun inip bindiği yerde,
Daha önce de görmüştüm ama çok ilgimi çekmedi sanırım ama bugün çok yakındım ve içime işledi hüznü öyle bir arayışta bakıyordu gözleri anlam veremedim gözlerinin içinde kayboldum.
Sormak istedim, soramadım içime yüreğime yumruk gibi bir şey saplandı, bakakaldım yürüyemedim bir kaç dakika çivilendim nerdeyse...
Günler haftaları kovaladı yine aynı yer yine aynı kara gözlü, artık görmekten merakım iki kat artmıştı sormam gerekiyor, ne bekliyor neden beklediği gelmiyor...
Bir gün kararlı uyandım bende merakla sevdiğine kavuşma heyacanı içinde güzel giysilerimi giydim gayet neşeyle evden çıktım. İçimde korkunç tarifi olmayan bir heyecanla gidiyordum, adımlarım ne kadar hızlı ben bile anlamadım ve kendimi üsküdar vapur iskelesinde buldum bir çırpıda...
Kararlıydım. Eğer bugünde görürsem o kara gözlüyü soracaktım. Merakım gidecekti yada yada bilmiyorum düşündükce beni hüzne boğan neydi içime düşen bilecektim..
Geldim iskeleye yine soğuktu istanbul’u bilenler bilir sabahın ayazı birbirine karışmıştı deniz kenarının esen havasında içim titredi.
İşte aynı yerde,
aynı zamanda,
aynı mekanda o karagözlü...
Selam, İstanbul hanımefendisi ne bekler burada bu soğukta diye bir başlangıç yaptım.
Bana derin derin bir baktı ki of yüreğimde bir bir şimşekler birden çaktı yıldırımlar düştü sandım... Yüreğim üşüdü birden zaten donmuştum soğuktan, vapurum kaçacak diye bir hamle yaptım tekrar...
Ve sordum; “ Güzel kardeşim aylardır seni gözlüyorum soramadım soramıyorum nedir bu soğuk kış günü bu kalabalıkta bu sabahın kör vaktinde beklediğin ”?
“ Hadi biz işe gidiyoruz,ama sen anladığım kadarıyla burada sadece bekliyorsun ”.
“ Evet “dedi; sesinde haykırış vardı da saklıyordu içinde sesin en son duyulmaz tarafından; ” benimi takip ettiniz hanımefendi “ diyebildi.
“ Yok ama göz takipi, merak her aklına gelen herşey sadece hüznün içimi yakıyor. Sana bakınca kayboluyorum “ diyebildim..
Sözleri bir çırpıda döküldü kelimeler karıştı sesinin titreşimiyle, “bir gün işine gitmek için eşimi uğurladım bu limandan ve elim bir trafik kazasında kaybettim. Gitti gelmedi hep gelirdi, birlikte giderdik eve sanki gelecek gibi hergün burada sabahı akşama kavuşturuyorum.
Biliyorum gelmeyecek ama yüreğime söz geçiremiyorum bu denizin dalgası sesine karışıyor sesim haykırışım “ diyebildi. Boncuk boncuk akan gözyaşlarıyla karıştı sözleri...
Hüzünle bakan gözleri, hançerdi içimi kazıdı yüreğimde binbir sözcük düğümlendi kilitlendi sözlerim bir şey diyemedim..
Sessizce “ başın sağolsun kardeşim senin hüzünün içimi yaktı sana sabır versin yaradanım “ belli belirsiz sesim içimde düğümlenerek...
Bir hikayeydi bir masaldı hayat karmaşık bu kalabalık içinde hüzün tüm yüreklerde bir hikaye ye yapışıp yaşar yaşam içinde insanlarla harmanlanır.
n.altın 22/02/2010
YORUMLAR
Bir istanbul sabahı yine kıştan kalma bir gün, serin içine işleyen bıçak gibi kesen bir soğuk, etrafımda binlerce telaşlı insanın koşturması
Baktım herkese göz ucuyla dertli kederli gülmeyen yüzler belli ki; herkesin kendince derdi var dedim içimden...
Elbette benim yokmuydu sanki... Yokmuydu omuzlarımdaki yükümü boşaltacak birini bulsam bırakıp kaçacam bir daha almamak şartıyla diye gülümseyerek düşündüm. Neyse ki ben neşeyle taşıyorum gülüyorum kimseler fark etmiyor benim derdim nedir diye,, gülüyorum gülmem gerekiyor.
Bir gün yine günlerden cuma güzel gözlü bir kızı farkettim üsküdar limanında gemilerin demir aldığı ve yanaştığı binlerce yolcunun inip bindiği yerde,
Daha önce de görmüştüm ama çok ilgimi çekmedi sanırım ama bugün çok yakındım ve içime işledi hüznü öyle bir arayışta bakıyordu gözleri anlam veremedim gözlerinin içinde kayboldum.
Sormak istedim, soramadım içime yüreğime yumruk gibi bir şey saplandı, bakakaldım yürüyemedim bir kaç dakika çivilendim nerdeyse...
Günler haftaları kovaladı yine aynı yer yine aynı kara gözlü, artık görmekten merakım iki kat artmıştı sormam gerekiyor, ne bekliyor neden beklediği gelmiyor...
Bir gün kararlı uyandım bende merakla sevdiğine kavuşma heyacanı içinde güzel giysilerimi giydim gayet neşeyle evden çıktım. İçimde korkunç tarifi olmayan bir heyecanla gidiyordum, adımlarım ne kadar hızlı ben bile anlamadım ve kendimi üsküdar vapur iskelesinde buldum bir çırpıda...
Kararlıydım. Eğer bugünde görürsem o kara gözlüyü soracaktım. Merakım gidecekti yada yada bilmiyorum düşündükce beni hüzne boğan neydi içime düşen bilecektim..
Geldim iskeleye yine soğuktu istanbul’u bilenler bilir sabahın ayazı birbirine karışmıştı deniz kenarının esen havasında içim titredi.
İşte aynı yerde,
aynı zamanda,
aynı mekanda o karagözlü...
Selam, İstanbul hanımefendisi ne bekler burada bu soğukta diye bir başlangıç yaptım.
Bana derin derin bir baktı ki of yüreğimde bir bir şimşekler birden çaktı yıldırımlar düştü sandım... Yüreğim üşüdü birden zaten donmuştum soğuktan, vapurum kaçacak diye bir hamle yaptım tekrar...
Ve sordum; “ Güzel kardeşim aylardır seni gözlüyorum soramadım soramıyorum nedir bu soğuk kış günü bu kalabalıkta bu sabahın kör vaktinde beklediğin ”?
“ Hadi biz işe gidiyoruz,ama sen anladığım kadarıyla burada sadece bekliyorsun ”.
“ Evet “dedi; sesinde haykırış vardı da saklıyordu içinde sesin en son duyulmaz tarafından; ” benimi takip ettiniz hanımefendi “ diyebildi.
“ Yok ama göz takipi, merak her aklına gelen herşey sadece hüznün içimi yakıyor. Sana bakınca kayboluyorum “ diyebildim..
Sözleri bir çırpıda döküldü kelimeler karıştı sesinin titreşimiyle, “bir gün işine gitmek için eşimi uğurladım bu limandan ve elim bir trafik kazasında kaybettim. Gitti gelmedi hep gelirdi, birlikte giderdik eve sanki gelecek gibi hergün burada sabahı akşama kavuşturuyorum.
Biliyorum gelmeyecek ama yüreğime söz geçiremiyorum bu denizin dalgası sesine karışıyor sesim haykırışım “ diyebildi. Boncuk boncuk akan gözyaşlarıyla karıştı sözleri...
Hüzünle bakan gözleri, hançerdi içimi kazıdı yüreğimde binbir sözcük düğümlendi kilitlendi sözlerim bir şey diyemedim..
Sessizce “ başın sağolsun kardeşim senin hüzünün içimi yaktı sana sabır versin yaradanım “ belli belirsiz sesim içimde düğümlenerek...
Bir hikayeydi bir masaldı hayat karmaşık bu kalabalık içinde hüzün tüm yüreklerde bir hikaye ye yapışıp yaşar yaşam içinde insanlarla harmanlanır.
TEBRİK EDİYORUM EFENDİM SAYFANIZDAN ÇOK HARİKA BİR YAZI OKUDUM TEBRİK EDİYORUM SAYGILARIMLA.
Hüzünle bakan gözleri, hançerdi içimi kazıdı yüreğimde binbir sözcük düğümlendi kilitlendi sözlerim bir şey diyemedim..
Nurcan yazı o kadar akıcı ki kaç defa okudum bilmiyorum ağlamadım dersenm yalan olur . Hayranlıklar okudum hüzünlü yazını sevdiğini kaybeden bütün insanlara sabır diliyorum elimizdekilerin değerini bildirsin bizede sevgiler yolluyorum badem gözlere .
Açma yaram derin derin
Dermanını bilen gelsin
Başka tabipler istemem
Beni derde salan gelsin
Bilen gelsin bilen gelsin
Dermanını bilen gelsin
Başka tabipler istemem
Beni derde salan gelsin
Ömür bir nefes arası
Size de gelir sırası
Bu yara gönül yarası
Beni derde salan gelsin
Bilen gelsin bilen gelsin
Dermanını bilen gelsin
Başka tabipler istemem
Beni derde salan gelsin...
MUSA EROĞLU
~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~
SEVGİLER SAYGILAR MAVİ GÖZYAŞLARI
mavi gözyaşları tarafından 2/24/2010 4:49:04 PM zamanında düzenlenmiştir.
Sözleri bir çırpıda döküldü kelimeler karıştı sesinin titreşimiyle, “bir gün işine gitmek için eşimi uğurladım bu limandan ve elim bir trafik kazasında kaybettim. Gitti gelmedi hep gelirdi, birlikte giderdik eve sanki gelecek gibi hergün burada sabahı akşama kavuşturuyorum.
Biliyorum gelmeyecek ama yüreğime söz geçiremiyorum bu denizin dalgası sesine karışıyor sesim haykırışım “ diyebildi. Boncuk boncuk akan gözyaşlarıyla karıştı sözleri...
sevgili arkadaşım keşke okumasaydım dedim. çünkü yarın akşam saat sekizde oğlum iskenderuna askerliğe gidecek, ayrılık işte insanı ister istemez etkiliyor ve yarının ne getireceğini bilemiyoruz. içimde bir burukluk, hüzün var sevinemiyorum bir türlü... duygusal bir anımda okumuş oldum ve beni fazlası ile etkiledi hikayen, o nedenle keşke okumasaydım dedim. yanlış anlama, gerçekten çok güzel kaleme almışsın. yüreğine sağlık, sevgi ve saygılar sunarım.
Sözleri bir çırpıda döküldü kelimeler karıştı sesinin titreşimiyle, “bir gün işine gitmek için eşimi uğurladım bu limandan ve elim bir trafik kazasında kaybettim. Gitti gelmedi hep gelirdi, birlikte giderdik eve sanki gelecek gibi hergün burada sabahı akşama kavuşturuyorum.
Hüzünlü duygular..Öykü ustalıkla yazılmış.Okuyanı hemen kendisine çekiyor...Kutlarım kardeşim...Selam ve saygılarımla...