Günbegün Notlarım 20/Doyumsuzluk
...........................................
Doyumsuzluğa meyilli varlıklarız, biz insanlar...
Biz insanlar, doymak nedir bilmiyoruz... Bilmek istemiyoruz. İşimize gelmeyenlere sırt dönüyoruz. İnkar ediyoruz eksikliklerimizi, yanlışlarımızı da kabullenemiyoruz...
Biz insanlar her şeye hükmetmek için yaşamayı kendimize destur kılıyoruz...
İsiyoruz dünya değil, dünyalar bizim olsun. İstiyoruz canımızın her istediğine kavuşalım. İstiyoruz kanımızın ısındığı her baharı koklayalım. İstiyoruz hayalden öte hayallerimiz olsun ve gerçekleşsin düşlerimiz bir an önce...
*******
Yetinmeyi, az bulmayı, paylaşmayı, şükretmeyi yediremiyoruz kendimize. Kendimize bulduklarımızı, keşfettiklerimizi, dahası gördüklerimizi heybemize doldurdukça doldurmak istiyoruz...
********
İstiyoruz ki benliğimiz tatsın her duyguyu...
İstiyoruz ki tutuduğumuz her ağaç, meyvaya dursun bizim için...
İstiyoruz ki ellerimiz altın tutsun, avuçlarımız cenneti yakalasın...
İstiyoruz ki, sahip olalım zenginliğe; elde edelim her başarıyı; geçelim her engeli; aşalım her yarını; kapalım her güzelliği...
*********
Doyumsuzluğumuzun önüne geçemiyoruz...
Bu ileti, bu amansız hastalığı içimizden atamıyoruz...
Bu alışkanlığı, bu kurtuluşu olmayan bağımlılığı dışımızdan kovamıyoruz...
Bu meselede ’hep bana ya rabbena’ demekten kendimizi alıkoyamıyoruz...
*******
Ve bu doyumsuzluk kendini her platformda ve her performansta açıkça gösteriyor:
Yakamızı bir türlü kurtarmadığımız aşkta, içine gömüldüğümüz yalnızlıkta, kısa yollardan para kazanmada, hayatın bitmez koşuşturmasında, esprisi bol şakalaşmada, açlığa dayanmadığımız yemek yemede, kahkahayla gülmede, daha çok mutlu olmada...
Kısaca her anlamda ve her renkte doyumsuzluklar peşindeyiz...
....................................
Mehmet Selim ÇİÇEK
22 Şubat 2010,,,12.48
Mardin
YORUMLAR
SİZE YAZDIĞIM BİR YAZI İLE CEVAP VERMEK İSTEDİM
Aşina Olmak Çogu Zaman Adıdır Sevdanın
Aşina Olmak Çogu Zaman Adıdır Sevdanın
Aşina Olmakkkk Çogu Zaman Adııııı Sevginin
Aşina olmaktır,çogu zaman zamana yayılmayan ilişkiler bize dar gelirler.Sevgilerimiz zaman kısıtlamasını kaldıramaz.
İlla hiç ayrılmayacakmış gibi ilişkilerimizi yaşamak isteriz,başka türlü anlamlandıramayız.. duygularımız başka türlü nefes alamaz gibi gelir çogu zaman.
Kalbin içerisinde, sonsuzlugu solumayan hiç bir duyguya yer yoktur yeterki hissedelim.Kalbimiz,sonsuz bir sevme saatine ayarlanmıştır,bir şeyi sevince hiç bıkmayacakmış gibi,hiç bitmeyecekmiş gibi,varsayarız ve sevmeye devam ederiz.
Birini sevince ayrılmak aklımıza gelmez asla. Beraber oldugumuz alıştıgımız,bir çok şeyi birlikde yaşadıgımız, aşk aşk öyle derin ve gizemli kalırki bize.
Birbirine alışarak geçirdigimiz vakit,birbirimize özel birisi eyler.
O, O, O,,,
Derin yaşanmışlık,alışılmışlık içersinde, ilişkilerimiz sürer gider. Daha çok haz alırız birbirimizden daima.
Tanıdıgımız meyvalar gibi tadını bildigimiz,sevdigimiz, özleriz, bekleriz,gözleriz, birbirimizi..
ALIŞMAK
AŞKA AŞK KATAR HER DAİM...
AŞİNALIK İSE
AŞKA,,,DERİN ÇOK DERİN HAZLAR KATAR HER DAİMA.
Ve bu doyumsuzluk kendini her platformda ve her performansta açıkça gösteriyor:
Yakamızı bir türlü kurtarmadığımız aşkta, içine gömüldüğümüz yalnızlıkta, kısa yollardan para kazanmada, hayatın bitmez koşuşturmasında, esprisi bol şakalaşmada, açlığa dayanmadığımız yemek yemede, kahkahayla gülmede, daha çok mutlu olmada...
Kısaca her anlamda ve her renkte doyumsuzluklar peşindeyiz...
Yazınızı okurken acaba sanattan yoksun bir toplum olduğumuzdan mı kaynaklanıyor bunlar diye düşündüm...Tebrikler Mehmet kardeşim,güzel içerikli bir temaya değinmişsiniz...Selam ve saygılarımla...