- 944 Okunma
- 2 Yorum
- 0 Beğeni
MUTLULUK
MUTLULUK
Dr. Sadık Özen
Sizce mutluluk nedir, bana tarif eder misiniz? Nasıl yakalarsınız onu, ona nasıl erişebilirsiniz?
Para mıdır, pul mudur mutluluk, çok kazanmak, zengin olmak mı? Şalelerde, köşklerde yaşayarak hava atmak, bir taraftan da halkçılık edebiyatı yapmak mı?
Menşeine ve başkalarının hakkına aldırış etmeden yedi sülalene yetecek bir servetin sahibi olmaya çalışmak mıdır mutluluk?
Yoksa eline geçen fırsatları değerlendirip, bıkmadan, usanmadan, yorulmadan ve hiç durmadan seyahat ederek, ekmek elden su gölden dünyanın dört bir yanını dolaşmak mı?
Siyaset yapmak mıdır mutluluk, lider olup kafanda kurduğun hayalleri gerçekleştirmek ve tek adam olmak mı? Başkalarına emirler vermek, yetkilerine dayanıp senin gibi düşünmeyenleri ezmek, hakkını aramaya çalışanları huzurdan kovmak mı?
Senin için, şöhret olmak mıdır mutluluk, olmayacak yeni senaryolar üretip, gerçek sanatçılar yerine etrafına figüranları toplayıp oynatmak mı? Ve de beslediğin yalakalara ziyafetler çekip kendini alkışlattırmak mı?
Kolay değil bu sorulara gerçek yanıtlar vermek. Bunlara çoğunlukla “Hayır” denileceğini düşünüyorum kendimce. Tabii “Evet” diyenler de olabilecektir aralarında. Ama görünüşe bakılırsa, sözde hayır diyenler arasında, içlerinden evet diyeceklerin çıkacağı kesindir. Zira gözlerini hırs büyüyen insanların sayıları gittikçe çoğalıyor ülkemizde. Mutluluğu böyle görenler için söylenecek fazla bir şey yok aslında.
Herkese göre değişir mutluluğun tarifi. Kimileri çok küçük şeylerle mutlu olurlar, kimileri de dünyalara sahip olsalar bile mutluluğu bulamazlar.
Bazen bir milli piyango biletine çıkan büyük ikramiye, ya da süper lotoda 6’yı tutturmak mutlu eder insanları.
Kimileri başkalarına eziyet ederek mutlu olmaya çalışırlar, kimileri de karıncayı bile incitmemekten mutlu olurlar.
Çok göreceli bir kavramdır mutluluk. En çok kullanılan ve dilekte bulunulan sözcüktür. Bunun yanında en zor ulaşılabilinen beklenti. Erişildiği sanılan, ama adlanılmış olunan ve bunun çok sonraları farkına varılabilen bir kavram.
Bazen bir kuşun ötüşünde, bazen bir ağacın dalında, bir derenin şırıltısında, denizin maviliğinde, kartopu oynarken veya kayak yaparken yakalar insanlar mutluluğu. Bazen Erciyes’in yarlarında çıkar karşınıza, bazen Van Gölü’nün kıyısında, bazen de Nemrut Dağı’nın tepesinde. Küçük bir rastlantı, büyük bir başarı kadar mutlu edebilir insanları.
Bazense cinsellikte aranır mutluluk. Bazen pahalı bir hediye, bazen de tatlı bir vaat, hatta söylenen bir yalan.
Bana göre sevgidir mutluluğun kaynağı. Sevmek ve sevilmek. Bir dokunuş, bir bakış, sıcak bir söz, küçük bir armağan, bir kır çiçeği, bir telefon, bir ileti, bir anımsanma.
Bundan tam 30 yıl önceydi. Bir bayan gelmişti muayeneye. Yanında 5-6 yaşlarında bir kız çocuğu vardı. Ben annesini dinlerken, bu küçük kızın bakışları çekti dikkatimi. Öyle güzel bakıyordu ve öyle bir pırıltı vardı ki mavi gözlerinde. İlgilenmek istedim ve kendisine birkaç kısa soru yönelttim. Beni yanıtlamadı. Annesi araya girerek onun sağır-dilsiz olduğunu söyledi. Çok üzüldüm, ama belli etmek istemedim ve ilgimi daha da artırdım.
O anda, hiç beklemediğim bir anda “Mutluluk” çıkıvermişti karşıma. Mutluluk o şirin kızın bakışlarındaki pırıltıda okunuyordu. Sağır-dilsiz oluşu bile mutluluğunu bozmaya yetmemişti onun. Mutluluğu her tarif etmek istediğimde, hep o kızın bakışlarını anımsarım. Mutluluk onun gözlerindeki pırıltıydı.
Babası öğretmendi. Ne yazık ki o güne kadar, kızlarının eğitimi için hiç bir girişimde bulunmamışlardı. İlgilendim, yardımcı oldum ve daha yakın bir yerde kontenjan olmadığı için Diyarbakır Sağır-Dilsizler Okulu’na gitmesini sağladım. Bu da benim mutluluğum oldu.
İnşallah gözlerindeki o pırıltı bozulmamıştır. Bir gün onunla karşılaşabilir miyiz diye bekliyorum. Kim bilir, belki bir gün bu yazımı okur da gelir yanıma.
Mutluluk dileklerimle…
21 Şubat 2010
www.fikirplatformu.net
www.edebiyatdefteri.com
YORUMLAR
''Herkese göre değişir mutluluğun tarifi. Kimileri çok küçük şeylerle mutlu olurlar, kimileri de dünyalara sahip olsalar bile mutluluğu bulamazlar.
Kimileri başkalarına eziyet ederek mutlu olmaya çalışırlar, kimileri de karıncayı bile incitmemekten mutlu olurlar. ''
Bu iki cümle, çok şey anlatıyor, mutluluk hakkında...
Siyaset yapmak mıdır mutluluk, lider olup kafanda kurduğun hayalleri gerçekleştirmek ve tek adam olmak mı? Başkalarına emirler vermek, yetkilerine dayanıp senin gibi düşünmeyenleri ezmek, hakkını aramaya çalışanları huzurdan kovmak mı?
bu tabiiki mutluluk degil büyük bir sorumluluk altina girmektir.
Basbakanlik her seyde oldugu gibi uzaktan kolay görünüyor.hic bir basbakanin kasti halki ezmek olamaz kanaatimce.asla.
Basarisizdir o ayri konu.
sevip sevilmek baslica bir mutluluk tabi.
yardimlasmalarda da insan evet büyük mutluluklar yasayabiliyor.
mutluluk sevecen insanlarin ve sicak yürek tasiyanlarin,bir de kine nefrete asla sans tanimayanlarin tada bildigi bir duygudur sadece.
mutluluk dolu bir hayat diliyorum size sevdikleriniz ile birlikte bütün kalbimle
güzel bir yaziydi.sonsuz saygimla
hicbitmez tarafından 2/22/2010 2:33:35 AM zamanında düzenlenmiştir.