- 719 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
Su mu yorgun?
Gözlerimin yeşiline mavi denizi seyrettirdim.uzun soluklu bir yürüyüş yaptım ki; dalgaların ritmik sesiyle içimdeki tüm hezeyanları köpük köpük kayalara vurdum. Duruldum sonra bir taşın üstünde, bağdaş kurmuş bir vaziyette ufka dönük alnımı, yolunu kaybetmiş rüzigarların soğuk dokunuşlarına teslim ettim. Su mu yorgun yoksa suyu taşıyan dalga mı?köpükten bir sıçrayışla lisan-ı hale gebe zerrecikler mi yokluyor bu havayı? Ciğerleri bitmiş bir çakılın hekimi, susuzluk çeken bir balığa ne dünyalar vaad ediyor öyle. Suya bakan yüzümle, suda akseden düşüncelerim köpükten bir gayretle sahile kendini atarken fikirlerime sus payı kalır. Dudağımda söylenmemiş sözcüklerin hasretini, kalbimin atışlarına havale ediyor, ben sırlarımı yine bana söylüyorum.
İnsanlar görüyorum, denize pespaye bakış atıp yoluna devam eden. İnsanlar görüyorum denize bir taş atıp taşın öylece battığını seyreden. İnsanlar görüyorum sadece orada bir deniz var düşüncesiyle yüzeysel geçişler gerçekleştiren. Oysa bu kadar basit bakılmamalı hayata, eşyaya, doğaya zamana ve sanata. Bir balığın hayatîliğinde deniz neyse benim de içimin hissiyat denizinde gel-gitler, hayatîlik sözcükleriyle sizlere yaklaşıyor ya da sizlerden uzaklaşıyor.
Bugün ayyaş fenerlerin çatkapı yolcusu bendim. Bir yanda sahil öbür yanda yine tükenen bendim. Yoluna üç beş adım teslim edip yönünü sahile adayan bendim. Kırılgan bir serzenişle mırıldanıp geceyi üstünkörü düşüncelerimle boyayan yine bendim. Sırılsıklam bir yağmuru kupkuru bir taşa kavuşturan hassasiyetlerin fikir üstadı bendim. Gözyaşlarını efkârlı bir rüzigârdan kayığa teslim eden boynu bükük sefil yolcu bendim. Oradan öylece geçmekte olan insanların meraklı hissiyatçısı bendim. İçimde batan yolcusuz akıl gemisinin amatör kaptanı yine bendim. Seyrine doyamadığım manzaranın gizli misafiri olarak umduğunu değil bulduğunu hisseden yine bendim.
Günlüğüm, artık evin yolunu tutma vakti gelince her şeyi yükledim de sırtıma, işte öylece geldim kapına. Beki tüm inisayatiflerim duygularımdan payını almıştır lakin sana yazılmamış bir hissiyatın cenazesi yaban kalmaz mıydı? Sana iliştirmediğim fikirlerim sen de gül açtırmaya muktedir olamazdı. Gözlerimin tuvaline düşen yaşantıları, sözcüklerle sana taşımama vesile olana hamd olsun...
Su mu yorgun? Yazısına Yorum Yap
"Su mu yorgun?" başlıklı yazı ile ilgili düşüncelerinizi ve eleştirilerinizi diğer okuyucular ile paylaşın.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.