TEKNOLOJİ VE İNSANLIK...
Yıllar, sonbahar yaprağı gibi takvimlerden kopup savruluyordu.Dünya düzeni, gün geçtikçe değişime uğrarken, olduğundan kötü gelişmeye başladı.
Teknoloji ve bilim alanındaki yenilikler, insan yaşamını kolaylaştırırken, diğer açıdan insan gücünü tembelliğe alıştırıyordu.Teknolojinin kolaylık sağlaması, zamandan tasarruf etmeyi amaçlaması, insanların daha az düşünmesine zemin hazırlıyordu.Artık, iletişim; e-mail, e-posta, 3G teknolojisi cep telefonları vs. yollarla, yüzyüze iletişimi bir kenara atmış durumdadır.
İnsan yaşamını, tıpkı uzaktan kumandayla yönetir duruma geldi.Eski bayramlaşmalar, kartpostallarla yapılırken, akraba ziyaretleri gerçekleşirken, şimdi her şey kısa mesaj, çeşitli iletişim ağlarıyla resimli kartlar yoluyla, uzaktan bayramlaşmalar yapılır oldu.
Teknoloji avantajlarından yararlanmanın yanı sıra, kişilerde unutkanlık ve hafıza kayıplığına yol açtı.Mesela, bir evde bilgisayarsız hayat neredeyse durma noktasına geldi.
Gerçek hayatın dışına çıkıp, sanal hayata geçiş yapılarak,insanlar demagoji tavırlarla,her türlü karakterde, gerçek kişiliğinden öte, suni yaşantıları seçmiş duruma gelmiştir.Bu da karşı tarafta “güvensizlik” faktörü yerleşerek zihinlerinde, kararsız tutumlar sergilemesini olanak tanımıştır.Bana göre sanal veya internet üzerinden yapılacak iş; insanların sosyo-kültürel açıdan zenginleşmesini sağlamak, (ırk, dil, cinsiyet ayrımı gözetmeksizin) güncel konularda bilgi alış-verişi yapmak, şahsi finansal işlemlerini rahat yapabileceği, herkesin kendi iş veya hobi alanında uzman olmasına destek olacağı programları takip etmesi, geleceğe bir adım atmasını sağlayacaktır.
Toplumun büyük kesiminde ise; genelde içe dönük, karamsar, “hayatta başarılı olamam” korkusu barındıranlar, -ortada hiçbirşey olmadığı halde- kendini toplumun baskısı altında, dışlanmışlık izlenimleri yaratanlar, -bir adım atmakta tereddüt eden- cesaretsizlik dolu insanlar, dünyaya kapılarını kapatıp, teselliyi sanal ortamda bulacağı arkadaşlarda arıyordu.Aslında yanılıyorlardı; bütün aklı ve kalbiyle (Tanrı insanların yüreğine yalnızca doğruyu bulmak adına sevgiyi, cesareti, yeteneği, bilgiye açık olmasına imkan sağlamıştır.) dış dünyaya açılarak Güneş’in ışığında yol alabilirler.Ama yürekte istek olmazsa, odalar demir parmaklı bir hapishane, bilgisayar ekranları ise, içerden küçük pencereyle Güneş’i uzaktan izlemekle yetinecek gibi gelirdi.Aynı, içinde bunca zamandır büyüttüğü yelkenleri sağlamlaştıramadan, fırtınanın akıntısına kapılarak oradan oraya savrularak alabora olabilmesi gibi.”Gerçekleri, ancak gözler gördüğü zaman, insan harekete geçmekte ısrarcı olabilir…”
Hergün televizyon ve internet ortamında bilgi edindiğimiz gündemdeki olayları göz önüne alırsak, insanın psikolojisini ne kadar çok bozduğunu ve bununla kalmayıp iyi işler yapmamıza nasıl engel olduğunu farkına varmışsınız, dışarıda gelişen olumsuz hava karşısında cesaretimizin kırılma noktasına ulaştığını hissederiz.Evet, düzenler değişti, devletler daha fazla toprak sahibi olmak için, kimyasal ve nükleer silahlar üretmeye çalışması, ortaya atılan iddialarla ülkeleri kendi içinde bölmeye çalışmasına, menfaat duygularının ön plana çıkması, aza kanaat getirememenin, işin aslı olarak kendilerine verdiği utancı su yüzüne çıkarıyordu.Açgözlü kılığa bürünerek; güçlünün zayıfı daha fazla ezmek istemesi, adalet terazisinin dengesini kaybetmesine neden oldu…
Kısacası; teknoloji kimi zaman faydalı iken kimi zaman zararlı bir ünsiyete taşıdı.İnsanlar bu güzel teknolojiyi türlü şeytanlıklarda kullanması, toplumdaki aydın düşünceleri esir alması, iç dünyalarında negatif düşünce beslemesine zorlanır oldu.Bu yüzden insanlar teknolojinin kötü gidişine ayak uydurmak zorunda bırakıldı.
Tanrı’nın sözlerinden uzak, dünya üzerine kurulu, çıkarcı planlarını kurarak kanun şeklini alması, eşitsizliği, çıkarseverliği, yasa tanımayan işlere yönlendirilmesine ve insanlarında ayakta kalması için, doğallıktan çıkıp, ikiyüzlü, bencil, içten pazarlıklı düşüncelerle, beyinlerine kendi özünden uzak, bir kalıbın içine yerleşir konumda buldu ve günaha sürüklendi…
Asla, teknoloji gündelik yaşamımıza engel bir unsur demiyorum, sadece yerinde ve zamanında, aklımızı iyi şeylerde kullanmadığımız için üzüntü duyuyorum…
Arda KARANFİLOĞLU
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.