- 1770 Okunma
- 2 Yorum
- 0 Beğeni
Türkiye’de Gelir Dağılımı, Sanayi Yatırımlarında ki Dengesizlik Ve Sosyal Adalet;
Türkiye’de Gelir Dağılımı, Sanayi Yatırımlarında ki Dengesizlik Ve Sosyal Adalet;
Ülkemizde gelir dağılımında ki adaletsizlikte sanayi yatırımlarının bölgeler arası dağılımının dengesiz oluşu en büyük etkendir. Bunun dışında tarım, hayvancılık, turizm, hizmet sektörlerinde uygulanan yetersiz ve yanlış politikalarda gelir dağılımı etkileyen diğer önemli faktörler arasında yer almaktadır.
Sanayi malları üretimine baktığımız zaman büyük oranda Marmara Bölgesinde yapılmakta olduğunu görmekteyiz. Ege, Akdeniz, İç Anadolu, Karadeniz bölgeleri az sayıda ki sanayi malları üretimi ve turizm, hizmet, tarımsal sektörüyle gelir artışı sağlamaktadır.
Doğu Anadolu ve Güney Doğu Anadolu bölgelerine baktığımızdaysa ne yazık ki içler acısı bir durumla karşılaşmaktayız. Doğu ve Güney Doğu Anadolu Bölgelerinin başlıca gelir kaynakları tarım ve hayvancılık olup ulusal gelirden üzerlerine düşen payı yeterince alamadıkları yetmezmiş gibi tarım ve hayvancılığın yeterince desteklenmemesi, özelliklede tarım ve hayvancılığın verimsizlik, kaçakçılık, desteksizlik nedenleriyle de son yıllarda bitirilme noktasına getirilmiştir.
Zaten bu bölgelerimizde devlet eliyle kurulu az sayıda ki sanayi tesislerinin de özelleştirmeler sonucu satılmaları, taşınmaları ve kapatılmaları bu bölgelerimizi kendi kaderleriyle baş başa bırakmıştır.
Ülkemizde ki en büyük yanlış sanayi yatırımları olmadan geri kalmış bölgelerin kalkınamayacağının yeterince anlaşılamaması olmuştur ki bunda da yanlış politik uygulamalar etkili sebeplerin başında gelmiştir.
Bir ülkenin kalkınmasında en etkili yol sanayi yatımlarına ve sanayi yatırımlarının dengeli dağılım ve dağıtımına bağlıdır. Kalkınmak için üretim ve istihdam şarttır.
Türkiye’de sanayi yatırımlarının % 50 den fazlasının Marmara Bölgesinde,% 20 ye yakında Ege Bölgesinde olduğu görülmektedir.
Ocak 2010 Maliye Bakanlığı verilerine göre bütçe gelirlerinin toplam yüzde 75 ini İstanbul, Ankara, Kocaeli, İzmir illerimiz oluşturmuştur.
Ülkemizde sanayileşme yönünden gelişmiş iller sıralaması ve bu gelişmiş iller içinde Ocak 2010 Maliye Bakanlığı verilerine göre; 19 milyar 525 milyon TL’ye ulaşan bütçe gelirinin 7 milyar 542 milyon TL tahsilât ile (bütçe gelirinin yüzde 38,6 sına tekabül ediyor) İstanbul’un başı çektiği, sonrasındaysa 2 milyar 793 milyon TL ile Ankara, 2 milyar 359 milyon TL’yle Kocaeli, 1 milyar 993 milyon TL ile de İzmir ili gelmektedir Bütçe fazlası veren diğer illerimiz ise; Antalya, Bursa, Hatay, Mersin, Kayseri, Kırklareli, Muğla, Rize, Tekirdağ ve Zonguldak illerimizdir.
Ocak 2010 da 67 ilimizin bütçe açığı verdiği ve en fazla bütçe açığı veren ilimizin 123,1 milyon TL ile birinci sırada Diyarbakır olduğu, sonrasında da 70,8 milyon TL ile Van, 70,7 milyon TL ile Erzurum, 55,8 milyon TL ile Urfa’nın olduğu Maliye Bakanlığı verilerinde belirtilmiştir.
Gelir dağılımında ki bozukluğun en büyük sebebinin yanlış ve eksik uygulanan politikalarla,siyasi kaygıların fazlasıyla etkili olduğu yukarıda ki son verilerden bir kez daha açıkça anlaşılmaktadır.
Ülkemizin gelir dağılımında ki bu adaletsizlik giderilmediği müddetçe de sosyal adaletin sağlanması hiçbir zaman mümkün değildir. Sosyal adalet ve fırsat eşitliğinin olmadığı bir toplumda ise ilerlemeden, çağdaşlaşmadan, gelişmeden, modernleşmeden, refah ve mutluluktan kesinlikle bahsedilemez.
Dinçer Demirel
YORUMLAR
Değerli yazar ; öncelikle siz gelirden söz ederken devletin eline geçeni konu etmişsiniz. Oysa önemli olan, bu gelirlerin çeşitli kesimlere dağıtılma oranlarıdır. Yani halkın eline ne geçtiği, millî gelirden ne aldığıdır. Bunu da ben size anlatayım : her yıl bütçe hesaplamalarında bir yüzdelik paylaşımı yapılır. Rantiye ne alacak, sanayici ne alacak, eğitime-sağlığa-orduya ne ayrılacak. Çiftçi, işçi ne alacak şeklinde olur bu dağıtım. Halk olarak bizi en çok da ilgilendiren budur zaten. Size özet olarak şunu söyleyeyim : Rantiye kesiminin millî gelirden aldığı pay, bu günkü iktidar iş başına geldiğinde % 40 idi. Bu yüksek bir rakamdır. Bu da yetmezmiş gibi, bu iktidar sayesinde bu gün, bu oran % 60 gibi korkunç hale gelmiştir. sadece bu veri bize iktidarın halkçı mı yoksa rantç mı olduğunun anlaşılmasına yetmektedir.
Doğu- Güneydoğu meselesine gelince ; bunun adı ayrımcılık falan değil. Ayrımcılık tüm ezilenlere yapılıyor zaten. O bölgelere özel sektör güvenlik olmadığı gerekçesiyle gidemiyor. Bu güvenliği bozan terör ve engel olamayan devlet elbette ki suçludur. Buna rağmen GAP projesine aktarılan paralar da hiç de küçümsenecek gibi değil. İstanbul'un köylerinde de tarım ve hayvancılık vardı, kısa süre çncesine kadar. Şimdi aynı şekilde oralarda da yapılamaz oldu. Sonuçta buğday fiatları, et fiatları korkunç hale geldi işte.
Halkın uyanık olması, birlik olması ve iş başına getireceği kişileri iyi seçmesi ve takip etmesini, gerektiğinde indirmesini bilmesi gerekiyor.
kafkaslar
öncelikle yorumunuza çok teşekkür ederim.Düşüncelerinizin tamamında haklısınız.gerçekleri yansıtan düşüncelerdir.
Bu yazımda sadece ülkemizde ki yatırımların dengesizliğini ele aldım.Dediğiniz doğrudur ve bunlarında ayrı bölümler halinde incelenmesinde fayda vardır diye düşünmekteyim.
Sevgi ve saygılarımla