- 1450 Okunma
- 17 Yorum
- 0 Beğeni
Kayboldum!
Gözlerimi açtığımda, uzun zamandır almadığım uykumu almış ve bedenim dinlenmiş olarak uyanmıştım. Düzenli olarak yaptığım yürüyüşleri terk etmiş, adeta tembelleşmiştim. Tembellik etmek için, birçok bahane buluyordum. En son bulduğum bahane ise, ev taşıyor olmamdı. Yaklaşık on beş gün sürmüştü, evimin tadilatı ve taşınmam.
Bu sabah, dinç uyanmış ve yürümeye karar vermiştim. Şeytanın işi yok; benimle uğraşıyor… Yürümemem, sıcak yatağımda yatmam için bahaneler sunuyor bana ama, yok! ‘Artık beni kandıramazsın, ben yürüyeceğim!’ Demiş ve yatağımdan fırlayıp kalkmıştım. Saatime baktığımda, saat sabahın 04:30 nu gösteriyordu. Biraz yatakta yuvarlanmış, şeytana uymayıp kalkmıştım.
Çarçabuk eşofmanlarımı giyip, en kestirme yoldan parka vardığımda, etrafta benden başka kimseler yoktu. Sokakların oldukça karanlık olmasına rağmen, park ışıl ışıl aydınlıktı. Zaten oldum olası korkuyla aram iyi olmadığı için, tek başıma yürümeye başlamıştım. İki tur dönünce, ham olan bedenime daha fazla işkence çektirmemek için, kenardaki jimnastik aletlerinde, çalışıyordum ki, hemen yanıma son model bir araba yanaşıp, içinden iki güzel bayan inmişti.
Bayanın birisi o kadar güzeldi ki, ondan gözlerimi alamamıştım. Yanlarına daha sonra koruma gibi bir de adam gelmişti. Birden halime şükretmiştim. Ya ben de, o bayan kadar güzel olsaydım, gecenin bu saatinde tek başıma yürüyebilir miydim? Ben de mi koruma arayacaktım?
Birden güzel olmadığım için şükrettim ama, bayandan da, gözlerimi alamıyordum. Siyah saçları bukle bukle gecenin içine dökülmüş, sürmeli gözleri bir ceylanı andırır gibi bakarken, güzel dudaklarına hafiften sürdüğü ruj ise, adeta ben buradayım dedirtiyordu dudaklarına. Ya ben? Ben paldır küldür kalkıp, eşofmanlarımı zor giymiştim. Saçlarımı kapüşonumun altına saklayıp, sokağa fırlamıştım. Zavallı saçlarımı, tarama gereği bile görmemiştim.
Güzel bayan, bana yaklaşıp:
-Ooo erkencisiniz!
-Yarın sizde erken gelin ve birlikte yürüyelim. Ben bu günkü yürüyüşümü bitirdim. Yarın görüşmek üzere.
Dedim ve geldiğim yoldan geri dönmeye çalıştım ama, ne gezer… Ne kadar yürüdüğümü hatırlamıyordum. Ev istikametime değil de, tam ters istikamete doğru yürümüş ve gecenin karanlığında tarlaların içinde kaybolmuştum. Aslında gelirken düz yoldan gelmiştim. Şimdi nerden çıkmıştı bu tarlalar? Biraz daha yürüyünce, kocaman bir su kanalıyla karşı karşıyaydım. Kanalın üzerinde, demir bir köprü vardı. Köprünün başında dikilip, sağıma ve soluma baktıktan sonra, geçip geçmemek için, tereddüt etmiştim.
Gelirken bu köprü ya da kanal yoktu. Şimdi köprüyü geçersem, temelli kaybolup gidecektim. Geride dönemiyordum. Yolumu kaybetmiştim. Allah’tan parkın ağaçları çok büyük olduğu için, her yerden görünüyordu. Ağaçları takip ederek tekrar parka geldiğimde ise, güzel bayanla yine karşılaşmıştım. Bana gülerek:
-Geri mi geldin?
Kayboldum diyemedim. Diyemezdim de… Ama, acilen bir cevap vermek zorundaydım. ben de O’na gülümseyerek:
-Baktım ki, vakit erken, bir tur daha atayım dedim.
Gerçekten bir tur daha atıp, parkın ana kapısından çıkarak, evime doğru yola çıkmıştım. Ne demişler, her zaman, kestirme yol, uzun yolmuş. Bu günkü maceramda burada bitti. İnşallah yarın kaybolmadan yürürüm diyerek, evime sağ salim ulaşmıştım.
Emine Uysal Manisa/Salihli 19/02/2010
Bu arada internetimin bağlanıp, siteme ve arkadaşlarıma kavuşmama çok sevindim. Sevgili arkadaşlarım, sizleri çok özlemiştim. Sizsiz bir dünyayı düşünemez oldum.
YORUMLAR
hoşgeldin can yüreklim
özledim, hem de çok
paylaşım güzeldi
ellerin, yüreğin dert görmesin
sevgimle
Emine UYSAL (EMİNE45)
Yorumun benim için değerliydi. Çok teşekkürler.
iyiki burdasınız bizde sizi özlemişdik yazında harika olmuş yüreğine sağlık SEVGİLER TEBRİK EDERİM............................
Emine UYSAL (EMİNE45)
Teşekkürler can...
Emine UYSAL (EMİNE45)
Emine UYSAL (EMİNE45)
Çok teşekkürler...
Emine UYSAL (EMİNE45)
Emine UYSAL (EMİNE45)
Teşekkürler canım...
Yazarımıza yeni evinde güle güle oturması dileklerimizi sunalım...Kesinlikle sitemizin en hanımefendi en değerli yazarlarından biridir..Yazıları da daima günümüze renk katmıştır. Tebrikler, saygılar.
Emine UYSAL (EMİNE45)
Ben de sizin yazılarınızı beğenerek okuyorum.
hoşgeldiniz.......sayfalarda yeriniz hep belli idi...özlemiş....bayağıda merak etmiştik...yine bizi çok güzel bir yazınızla karşıladınız.....tebrikler.....saygılarkardeşim....
Emine UYSAL (EMİNE45)
Emine UYSAL (EMİNE45)
Sevgiler...
Emine hanım,gerçekten ben İstanbul'da güneş doğmadan yürüyüş için çıkamam,bravo çok cesursunuz.
Taşınma telaşınızın bitmesi de sizin açınızdan iyi olmuş.Ağız tadıyla oturun inşallah.
Emine UYSAL (EMİNE45)
Sevgiler...
Akçay günlerimi anımsattı yazınız. Bildiğim ve beni bilen sokakların güvenini hissettim, özledim. Saygılar.
Emine UYSAL (EMİNE45)
sanatçı dediğin bazı tabuları yıkmalı.kafasına estiği gibi hareket etmeli.Seni tebrik ederim.Bu arada aramıza da hoş geldin.Saygılar...
Emine UYSAL (EMİNE45)
Sevgilerimle...
Emine UYSAL (EMİNE45)
Emine abla cesaretine hayran kaldım doğrusu :))) Ben olsam asla o saatte sokağa değil , apartman kapısına çıkamam. Gülümsettin gecenin bu saatinde beni helal olsun sana. Biz de seni özledik :))) Hoş geldin. Güzel ve eğlenceli bir yazıydı. Sevgilerişm bolcana :)))))))))
Emine UYSAL (EMİNE45)
Sevgilerimle...