Anılardan Kaçarak...
Anılarımdan izin almadan yazıyorum bu gece sana. Sesimi duymamak için kapandığım odalarda yankılanıyor çığlıklarım. Her vazgeçen gibi sussam, ayrılığın demirden pençelerine teslim olacağım bende, biliyorum... Bir ucundan bir ucuna yırtacak hayat, ne yaşandıysa. İçinden ağlamalarım, kuru topraklar misali, un ufak dökülecekler taşa. Hüzünlerim sekecek yerden, erişemeyecekler boyuma. Hey hayat, yokum anlıyor musun, yokum ben bu oyunda. Ne hazırlamış olduğun kıyafetler üzerime tam, ne de hayat şevkim bu kadar kısa. Giyinmeyeceğim ayrılığını ve vermeyeceğim eline zaafların demirden anahtarını. Deşiyor zaman karnımı, içimden söküp atıyor cenin umutlarımı... Bir ameliyathanenin soğuk odasında tampon arıyorum kendime, durdurmak için bu zehirli kanı...
Hey hayat, güldürme beni, kendi zavallılığından bakamazken aynalara, uğraşma benimle. Bu kentte ara sokakların dibine her gece küf kokan anılar gömülüyor, sebepsiz yere sol böğrüne tekme yiyor birileri, bir diğerlerini araba çiğniyor elindeki alkol sevdasından. Aşıklarla uğraşmasana sen. Çık dolaş eminim pek çok hikaye sana benimkinden daha anlamlı gelecek. Acısından zevk duyabileceğin milyonlarca zavallı ve onların tüyler ürperten anıları dururken, Tanrıma her gece dualar ettiren sevdamı elimden alma çaban neden? Ağını örmeye ipin mi bitti kader? Daha ne kadar yumak lazım, hayata karşı gelmene?
Sükunetin çelikten ağır yapısının altına bırakmak isterdim seni. Ama susuşun erdemini kavrayamayacak kadar acelen var. Hayır, hayır. Vermeyeceğim sana hayat, vermeyeceğim şu 23 yılımın tek gülümseme nedenini. Vermeyeceğim, çek üzerimden ellerini.
Anılarımdan izin almadan yazıyorum bu gece sana. Çünkü ihanet ediyor hayatla, bir kader arenasında kırıştırarak anılarım bana... Sus... Biz galip gelmeliyiz. Kadere atacağımız çok tokat var daha...
Elif SEZGİN