......................-1
Artık mesaisinin bitmesine dakikalar kalmıştı. Önünde okumayı bitirdiği son evrakı da imzaladı ve dosyasının içine koydu. Kalktı, pencereden dışarı doğru baktı bir müddet. Elleri pencere kenarlarında dayalı, dalgın bir şekilde..
Döndü, dolabının kilidinden anahtarını çıkardı ve masadaki yığınla dosyanın üstüne bıraktı. Kapıya yürüdü, kapısının kilidinin anahtarını da önceki anahtarın yanına bıraktı. Oturdu, bilgisayarının kapat düğmesine bastı. Ceketini aldı ve acele etmeyen hareketlerle giyindi. Sokaktaki yaşlanmış ağaçlar gibi,kahverengiydi ceketi de, dizlerine kadar uzanıyordu. Eline başka hiç bir şey almadan çıktı odasından, kapısını sakince kapattı.
"İyi akşamlar kızım" dedi ayağa kalkmış sekreterine. Tam ana kapıdan çıkmak üzereyken durdu, arkasına dönüp tekrar baktı sekreterine: kız hala ayaktaydı. Kızın gözlerinde, sarı saçlar altından Tarık Bey’e bakan gözlerinde yaş vardı. Acıyla gülümsedi elindeki ıslanmış mendili saklamaya çalışırken.
Tekrar arkasını dönmesiyle kapanmış olan otomatik kapı yeniden açıldı ve Tarık Bey arabasına yöneldi.
***
Apartmanın garajına arabasını park ettiğinde derin bir soluk saldı. Motoru durdurdu ve ensesini ovdu. Radyoyu kapatıp arabasından çıktı. Arabasının kapılarını kilitlemedi. Elindeki anahtarlara baktı bir kaç saniye. Parmaklarını gittikçe açtı ve anahtarlar yalnız bir şıngırtıyla yere düştü.
***
Ezbere hareketlerle dokuzuncu dairenin kapısını açtı: içeriye doğru, cılız bir ışığın can çekiştiği karanlığa baktı. Dairenin koridoruna yansıyan loş ışık hafiften bir aydınlık veriyordu vestiyere. Ceketini çıkardı ve astı. Vestirenin aynasından bir süre kendisine baktı. Bıyıklarına, saçlarından sıçrayıp bulaşmış gibi duran bıyıklarındaki beyazlıklara elleriyle dokundu. Kirli bir de sakalı vardı, elini yanağına sürdü.
***
Salonun kapısını açık bıraktı, kanepede oturan orta yaşlı bayanınn yanına gidip karşısında durdu. Kadının iki dizinde, biri sağ tarafa birisi sol tarafa doğru yatmış aynı yaşlarda, 3-4yaşlarında görünen bir erkek ve bir kız çocuk uyuyordu. Tarık Bey her ikisinin de yanaklarına birer öpücük kondurdu. Uyandırmamaya dikkat ediyordu sanki.
Kadının kucağında uyuyakalmış bebeğin bembeyaz kundağını kaldırdı, gözleri hafiften dolarak, onu da hafifçe öptü.
Nihayet kadının gözlerine baktı ve ellerini kadının yanaklarına götürdü. İki elinin iki baş parmağıyla gözyaşlarını sildi sessizce ağlamakta olan kadının, önce alnından, sonra iki yanağından arka arkaya öptü kadını. Bir kez daha sildi kadının gözyaşlarını.
***
Tek hamlede arkasına döndü ve çıktı kapıdan. Salonun kapısını sessizce kapattı, yine uyandırmamaya özen gösteriyordu sanki çocukları.
Vestiyerin aynasında bir kez daha baktı kendine, bu sefer daha uzun...Cüzdanını ve cebinin derinliklerinden çıkardığı bir kaç bozukluğu vestiyere bıraktı.
Çıktı, dairenin kapısını kapattı. Öylece kapıyı izlemeye başladı. Her köşesine baktı kapının. Sonra kravatını çıkardı, bıraktı. Kravat yere düştü. Asansörün gelmesiyle çıkan "bip" sesi üzerine asansöre çevirdi bakışlarını. Otomatik kapı kendiliğinden açıldı. Asansörün ışığı yanmıyordu: zifiri bir karanlık... Sadece bir tek ışık vardı: katların numaralarını gösteren düğmelerden -1’in kırmızı ışığı. O kata gitmeye ayarlanmıştı asansör. Tarık Bey bindi asansöre, otomatik kapı arkasından kapandı.